"Binali Yıldırım soruları istedi" iftirasından gelinen nokta, "Küçükkaya ile otelde başbaşa 46 dakika" ya çıktı.
Soruları Küçükkaya mı verdi, CHP adayı soruları Küçükkaya'ya mı verdi, bilmiyoruz.
Bildiğimiz, ortak yayın öncesi, adayların biriyle, insan içinde bile değil, bir otel odasında gizlice buluşup bir saate yakın kalan birinin 'moderasyonunu beğenmediğimiz"dir.
Küçükkaya, bir otel odasında Binali Yıldırım ile buluşmuş olsa şu anda sadece tefe konmayacak, aynı zamanda kendi kanalından da kovulmasını gerektirecek bir süreç başlayacaktı.
Gazetecilik etiğini ayaklar altına alan Küçükkaya'nın 'alnımızın akıyla' diye bir etiket başlatması ama bu karanlık işe dahil olmak istemeyen izleyicilerinden bile destek alamaması tek ümit verici noktaydı.
'Demokrasi şöleni' olacağı sözü verilen bir canlı yayındı. Halktan gizli, kapalı kapılar ardında iş çevirdikleri ortaya çıktı.
Binali Yıldırım 'gayriahlaki' bulduğunu söylemekle yetindi. Zira bundan fazlasını deseydi, CHP adayı yine mağdur olup ağlayacak bir nokta bulurdu. "Bana çay getireni sürdüler, beni çeken kameramanları kovdular" gibi açıkça yalan söylemekten çekinmeyen bir mitomanı, hâlâ mağdur sanan bir kitlesi var çünkü.
Ne olursa olsun, hakikatte ısrar edip karar verelim:
Pazar günü, İzmir'i lağım kokutanlar ile 25 yıl önce "iflah olmaz" denilen Haliç'i tertemiz yapanlar arasındaki bir karar vereceğiz.
Çöp dağlarını patlatanlarla, sadece çöpleri toplamayıp ondan enerji de üreten sistem kuranlar arasında karar vereceğiz.
İstanbul'u dünyada su geri dönüşümünde bir numaraya taşıyanlarla, en büyük icraatı heykel yıkamak olanlar arasında bir karar vereceğiz.
Halihazırda yapılmış olan ve test sürüşleri devam eden Mahmutbey- Mecidiyeköy metro tren hattını kendisi yapacakmış gibi vaad edenlerle, projeyi hayata geçirenler arasında bir karar vereceğiz.
Demirtaş'ı yere göğe sığdıramayanlarla, ülkeyi terör odaklarına teslim etmemek için canını ortaya koyanlar arasında bir karar vereceğiz.
15 Temmuz gecesi bulunduğu Brüksel'den 'yurtta sulh' mesajı atanlarla, 'direneceğiz' diyenler arasında bir karar vereceğiz.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni, 15 Temmuz gecesi 14 şehit vererek korumuştuk.
Şimdi onu, tüm verilerimizi kopyalaması için hâlâ kimliği açıklanmayan üç kişiyi belediyeye davet eden birisine teslim etmeyelim.
PKK'yı ve FETÖ'yü kapıdan kovduk; bacadan girmelerine izin vermeyelim.
Sevgili hemşehrim, İstanbul emanetini, ehline teslim edelim.