Mısır tarihinin ilk kez demokratik seçimlerle başa gelmiş Cumhurbaşkanı Mursi, darbecilerce yargılanırken vefat etti.
Mısır'da Sisi'yi başa getiren darbeye giden süreçte, Türkiye'de de Gezi ayaklanması gerçekleşmişti. Tahrir'de darbecileri göreve çağıranlarla Gezi'dekiler arasında bağlantı kurulmuş ve darbe gerçekleştiğinde birçok yazar Başbakan olan Erdoğan'a parmak sallayarak "Mısır'dan çıkarılacak dersler" konulu utanç sayfaları yazmıştı.
Darbe sonrası anayasa askıya alındı. Protesto edenlerin üzerine ateş açıldı ve binlerce insan öldürüldü. Sisi, rakibi olmayan seçimlerde birinci geldi. Binlerce kişi hapse atıldı. Onlarca siyasi idam gerçekleşti. Mursi'nin vefatı, maalesef bu olaylar silsilesinin 'doğal' bir parçası. Yargılama boyunca sadece sağlık bakımından değil, aile ve avukatlarıyla görüşmesinden de mahrum bırakılan Mursi'nin aile kabristanına gömülme hakkı da reddedildi.
Tüm bu fütursuz vahşete rağmen Mursi'nin anti-demokratik olduğu için devrildiğini savunanlar var. O yüzden arşivimden şu tarihi hatırlatmayı paylaşmayı borç bilirim:
Devrimden sonra ilk parlamento seçimleri yapıldı. Hürriyet ve Adalet Partisi yüzde 47 oy alarak birinci parti oldu.
Yeni Anayasa Komisyonu kuruldu. Kahire İdari Mahkemesi, komisyonu feshetti. Komisyon, ikinci kez kuruldu.
Bu arada Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki gün kala, Anayasa Mahkemesi, parlamenter sistemin parçası olan Mısır Halk Meclisi'ni lağvetti.
Yüksek Askeri Konsey, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu tamamlanmak, yani görev süresi bitmek üzereyken, anayasa beyannamesi yayınlayıp Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini budadı.
Yüzde 52 oyla seçilen Mursi'nin, Başkomutan sıfatını elinden aldı. Askeri atamalar yapma hakkını engelledi. Parlamento feshedildiği takdirde Cumhurbaşkanı'na geçmesi gereken yetkileri, kendi tekeline aldı.
Bu arada anayasa yapımından sorumlu Kurucu Meclis'i dağıtması için Anayasa Mahkemesi'ne başvuran da 'liberal, özgürlükçü ama önce seküler' diye tanımlanan gruplardı. Mursi'nin tüm diyalog çağrılarına, ne olursa olsun anayasa yapım masasını terk etmeme ricalarına aldırmadılar. Sokaklara akın ettiler. Eski rejim artıkları darbe yapana kadar canhıraş mücadele ettiler.
Mursi, anti-demokrat falan değildi. Sadece Amerika ve İsrail'in istemediği biriydi. Siyonizmin kuklaları onların isteğini gerçekleştirdi. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı'nın darbe sonrası açıklamasını unutmayın: Generaller, demokrasiyi yeniden inşa ediyorlar.
15 Temmuz başarılı olsaydı, bizim için diyecekleri de buydu. Ders almayacak mıyız?