ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan, Savunma Bakanı Hulusi Akar'a gönderdiği mektubunda özetle, "Türkiye S-400 teslimatını kabul ettiği takdirde F-35 almayacaktır. S-400 tutumunuzu değiştirme seçeneğiniz halen bulunmaktadır" demiş.
Ardından Senato'dan geçecek CAATSA (ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası) yaptırımlarına işaret ederek, "Bu yolda devam[ınız] istihdamda, milli gelirde ve uluslararası ticarette kayıplara neden olacaktır" ifadelerini kullanmış.
ABD'nin açıkça ekonomize saldırıyla tehdit edişi ilk değil. En son bu sene başında, ABD'nin Suriye'den çekilmesi masalı anlatılırken de Trump, attığı bir tivitte "YPG'ye saldırırsanız, ekonomizi çökertirim" yazabilmişti.
Mektuba en sert tepki, anamuhalefet partisi CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak'tan geldi. CHP adına konuşan Öztrak şöyle dedi: "Bu mektup, dil ve üslup bakımından 1964'teki Johnson mektubuna benziyor. Bu mektupta Türkiye'ye ültimatom veriliyor. Muhataplarınız size bu ciddiyetle ültimatom vermişse yapılması gereken aynı ciddiyetle karşılık vermek. Ana muhalefet olarak bizden çekinmelerine gerek yok. Biz 1964'te Johnson mektubu yazıldığında 'Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye o dünyada yerini alır' diyen İsmet Paşa'nın anlayışından geliyoruz." Öztrak, Shanahan'ın mektubunu, Başkan Johnson'ın Başbakan İnönü'ye 1964'te yazdığı mektuba benzetmekte haklı. Johnson, söz konusu mektubunda Türkiye'ye, EOKA'nın Kıbrıs'ta katlettiği Kıbrıslı Türkleri savunmak için harekât düzenlediği takdirde ABD silahlarını kullanamayacağı ve olası bir Rus işgalinde Türkiye'yi savunmayacakları ültimatomunu vermişti. İnönü diplomatik bir cevap yazmakla yetinmiş, ardından Johnson ile görüşmek üzere ABD'ye gitmişti ama harekât, 1974'te, 10 yıl gecikmeyle de olsa gerçekleşti. Üstelik Türk savunma sanayiinin tohumları da Kıbrıs harekâtı sonrası uygulanan ABD ambargosu üzerine atılmış, Aselsan ve Havelsan o süreçte kurulmuştu.
İnönü'nün, Johnson mektubundan 1,5 ay önce Time'a verdiği röportajındaki, "Müttefikler tutumlarını değiştirmezlerse Batı ittifakı yıkılabilir...
Yeni şartlarda, yeni bir dünya düzeni kurulur ve Türkiye de oradaki yerini alır" sözlerini CHP'nin gündeme getirmesi ve ABD'ye sert karşılık verilmesini istemesi Türkiye'nin tehditler karşısındaki ortak tavrını göstermesi bakımından anlamlı ve takdire şayandır.
Tam da ihtiyaç duyduğumuz dönemde Patriotlarını geri çeken ve yıllardır sürüncemede bırakarak şimdiye dek hava savunma sistemi edinmemizi engelleyen ABD'nin asıl amacı savunmasız ve muhtaç kalmamız. Ancak ne Türkiye 1964'ün Türkiyesi, ne de dünya İkinci Dünya Savaşı sonrasının çift kutuplu dünyası...
Fakat anlamak zorundayız. Türkiye, Doğu Akdeniz'de İngiltere-ABD-Fransa-Yunanistanİsrail- Mısır ittifakına karşı mücadele veriyor.
Çünkü Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra sıkıştırıldığımız haritadan Ege ve Akdeniz'deki tüm haklarımız da sıfırlanarak, bölünmemize olanak sağlayacak şartlar oluşturulmaya çalışılıyor.
Nisan ayında "Akdeniz'den geliyorlar" başlıklı yazımda alarm zillerinin çaldığını belirtmiştim.
Çok dikkatli hareket etmemiz gereken bir mayın tarlasında yürüyoruz; milletçe adımlarımızı eşleştirmek zorundayız.