Geçtiğimiz 10 Ekim'de gerçekleşen ve 107 vatandaşımızı kaybettiğimiz Ankara Gar saldırısını protesto etmek amacıyla, HDP ve CHP, Bursa'da ortak eylem düzenlemiş.
Yani CHP, 10 Ekim'de DAEŞ'in gerçekleştirdiği intihar saldırısını kınayıp, 17 Şubat'ta yine Ankara'da PKK'nın gerçekleştirdiği ve 29 vatandaşımızı öldüren intihar saldırısını övenlerle bir arada durmayı kendine yakıştırmış.
Üstelik tam da o gün, 9'u asker 18 vatandaşımızı bir PKK saldırısında kaybetmişken ve aynı gece Van'ın Özalp ilçesi Ak Parti Başkan Yardımcısı çocuklarının gözleri önünde katledilmişken...
Hem de CHP bu 'eylem'e milletvekili seviyesinde katılmış! CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal oradaymış. Peki, kimle birlikte dersiniz? HDP milletvekili Emin Adıyaman ile...
Adıyaman'ı en son geçtiğimiz yılki bir 'cenaze töreni'nden hatırlıyorum. HDP Iğdır İl Başkanı'nın 16 yaşındaki oğlu intihar bombacısı olarak askerimize saldırmış ve şehitler vermiştik. İşte Adıyaman, o canlı bombanın cenazesine katılıp, onu 'şehidimiz' diyerek övmüştü.
Şimdi aynı HDP milletvekili, karşımıza başka bir canlı bomba eylemini sözde kınarken, yanı başında CHP'li bir milletvekiliyle çıkıyor.
CHP'liler böyle bir temsiliyetten memnun mu gerçekten?
Geçtiğimiz aylarda da CHP, yine HDP'nin kuyruğuna takılarak "Hurşit Külter nerde?" kampanyasına dahil olmuştu. CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu'dan Selina Doğan'a, pek çok kişi Hurşit Külter'in gözaltında polis tarafından öldürüldüğünü ve kaybedildiğini iddia etmişti. Ne oldu? Külter, PKK'ya katıldığını ilan ederek Irak'tan hepsine selam yolladı!
Rejimi inşa ettiğini söylemekle övünen 'kurucu' partinin, siyasî tarihimizin en yıkıcı partisinin yedeğine yazılmasının hazin hikâyesinden başlıklar okudunuz.
Kılıçdaroğlu, FETÖ ve PKK ile mücadelesinde hükümeti desteklediği için Bahçeli'ye çatacağına, beş yılda ana muhalefet partisini nasıl terör destekçisi, CHP'lileri de nasıl PKK tezlerine mühimmat haline getirdiğine bakmalı... Çok yazık.
***
TGB'den açıklama