Ahiret âleminde bütün mahkemeler kurulacak. Bu mahkemelerin bir kısmı iman, ibadet ve amellerle ilgili, diğer bir kısmı ise kul haklarıyla ilgili olacak. Bugünkü yazımızda mahkemelerdeki duruşmalardan birinden örnek verelim:
OTURUM BAŞLIYOR: Hâkimlerin hâimi yüce Rabb'imizdir. Mübaşir Cebrail. Davacı ve davalılar var. Kul hakları konuşulacak. Hz. Peygamber mahşerden bahsettiğinde Hz. Aişe ağlamaya başladı. Şöyle sordu: "Allah'ın Peygamberi, sen bizi orada hatırlayacak mısın?" Efendimiz (SAV) cevap buyurdu: "Aişe, mahşerde 3 yer var ki kimse kimseyi hatırlamayacak: Terazi kurulduğunda, amel defterleri uçuştuğunda ve sırat köprüsü cehennemin üzerine kurulduğunda."
DEFTERLER UÇUŞUYOR: "Her insanın amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız. Yani her insan yaptığı işten sorumludur. 'Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter' denilecektir." (İsra/13-14). Kişi ses duyacak: "Yaklaş kul! Kitabını oku!" Sol elinden kitabını alan kaybeden olandır. Sağ elinden kitabını alan ise kurtuluşa erendir. "Kime kitabı sağından verilirse, hesabı çok kolay bir şekilde görülecek, sevinçli olarak ailesine dönecektir. Ama amel defteri kendisine arkasından verilen kimse 'Mahvoldum' diye bağırır ve çılgın alevli cehenneme girer. Çünkü o, (dünyada iken) ailesi içinde sevinçli idi. Çünkü o hiçbir zaman Rabb'ine dönmeyeceğini sanırdı. Hayır! Sandığı gibi değil! Şüphesiz Rabb'i onu görüyordu." (İnşikak/7-15). Ses duyulacak, herkes sorguya hazır olsun.
BACAKLAR TİTRİYOR: "Hesap başladı" sözü duyulunca herkesin bacakları titreyecek. Zira herkesin vereceği bir hesap vardır. Zira kimse ne olacağını, kendisini nelerin beklediğini bilmiyor. Dünyadaki işlediği her şey bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçecek. Belki binlerce yıl sürecek bir hesap başlayacak artık.
ÖNCE HAYVANLAR SEVK EDİLECEK: "Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında" (Tekvir/5) hayvanlar arasındaki hesap bir anda yapılacak. Ve sonra hayvanlar toprak olacaklar. Hayvanların hesaplaştıktan sonra toprak olacağını gören imansızlar büyük bir korkuyla akıbetlerini bekleyecekler. "Şüphesiz biz sizi, kişinin önceden elleriyle yaptıklarına bakacağı ve inkârcının, 'Keşke toprak olaydım!' diyeceği günde gerçekleşecek olan yakın bir azaba karşı uyardık." (Nebe/40). Hz. Ebu Zer anlatıyor: "Hz. Peygamber'le yürüyordum. İki koyun boynuzlarıyla toslaştılar. Resulullah sordu: Ebu Zer, bu hayvanlar neden toslaşıyor? 'Bilmiyorum ey Allah'ın Elçisi' dedim. Efendimiz, 'Ama Allah biliyor. Ve ahirette hükmünü verecek' buyurdu. Boynuzsuz koyunun boynuzludan hakkı alınacak." (Müslim; Birr/15; Tirmizi, Kıyamet/2).
PEYGAMBERLER DE SORGULANACAK: Mahşerde her sorumlu sorgulanacak. "Kendilerine peygamber gönderilenlere mutlaka soracağız. Peygamberlere de elbette soracağız." (Araf/6). Peygamberlere "Tebliği yaptınız mı?" diye sorulacak.
KAVİMLER SIRAYA GİRECEK: Hz. Nuh'un ümmeti getirilecek. Ve sorgulanacaklar. Kavmi, peygamberlerini inkâr edecekler. "Biz Nuh'u görmedik" diyecekler. Tebliğin varlığını inkâr edecekler. Hz. Nuh ise cevap verecek: "Tebliğ ettim ya Rabbi!" (Cevabı bilmesine rağmen) Sorulacak: "Ey Nuh, delilin nerede?" Hz. Nuh, Müslümanları gösterecek: "Muhammed ve ümmeti biliyorlar ki ben tebliğ ettim." Sonra Ad kavmi getirilecek. Her ümmet tek tek hesap verecek.
İNKÂRCI KAVİMLERİN PEYGAMBERLERİ: Bir peygamber gelecek, tek bir insan bile inanmamış kendisine. Bir peygamber gelecek, sadece birkaç kişi inanmış.
MUHAMMED ÜMMETİ ŞAHİTSİNİZ: "Böylece, sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet (36) yaptık. Her ne kadar Allah'ın doğru yolu gösterdiği kimselerden başkasına ağır gelse de biz yönelmekte olduğun ciheti, ancak Resul'e tabi olanlar ile gerisin geriye dönecekleri ayırt edelim diye kıble yaptık. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz Allah, insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir." (Bakara/143). Siz şahitsiniz ey ümmeti Muhammed (SAV). Peki bu şahitliğe hak kazanacak ameliniz nerede?
İNANÇSIZLARIN HESABI: Bu hesap elbette daha çetin ve ağır geçecek. Mahşerde ses duyulacak: "Allah'ın ortağıyım, O'nun iradesine engel oldum" diyenler hani neredeler? Şimdi herkes taptığının ardına gitsin. "Allah'ın kadrini gereği gibi bilemediler. Yeryüzü kıyamet gününde bütünüyle O'nun elindedir. Gökler de O'nun kudretiyle dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından uzaktır, yücedir." (Zümer/67).
KAÇIŞ BAŞLAYACAK: "O gün Allah'a karşı gelmekten sakınanlar dışında, dostlar birbirine düşman olurlar." (Zuhruf/67). Günah ortakları birbirlerine nefretle bakacaklar. Birbirlerini kınamaya başlayacaklar. "Sen" diyecek biri diğerine "Sen beni yoldan çıkardın". "İnkâr edenler, 'Biz bu Kur'an'a da ondan önceki kitaplara da asla inanmayız' dediler. Zalimler, Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman hâllerini bir görsen! Birbirlerine laf çevirip dururlar. Zayıf ve güçsüz görülenler, büyüklük taslayanlara, 'Siz olmasaydınız, biz mutlaka iman eden kimseler olurduk' derler." (Sebe/31). Pişmanlık içinde yeniden bir fırsat isteyecekler, ama onlara "Allah, 'Aşağılık içinde kalın orada, artık benimle konuşmayın!' der." (Müminun/108).
ORGANLARINIZ KONUŞSUN: "Zalimlere ve inanmayanlara ağzınızı kapatın. Organlarınız konuşsun" denir. Eller, ayaklar, günah şahitleri konuşacak.
NİMETLER HATIRLATILACAK: Allah soracak: Seni evlendirmedim mi? Seni itibar sahibi kılmadım mı? Sana evreni hizmetkâr kılmadım mı? Sen benim huzuruma gelmeyeceğini sandın. Beni unuttun. Şimdi de sen unutulacaksın. Ve hesap başlayacak.
***
HZ. PEYGAMBER'İN YEMEK ADABINDAN
Hz. Peygamber sağ eliyle yemek yerdi.
Yemeğe besmele çekerek başlardı.
Yemeğin sonunda Allah'a hamd ederdi.
Tek kaptan yemek yediğinde önünden yerdi.
Toplu yemek yediğinde izin almadan iki hurmayı bir anda yemezdi. Açgözlülüğe müsaade etmezdi.
Yemekten önce ve sonra mutlaka elini yıkardı.
Sofrada serpilip oturmazdı. Sırtını döşeğe, yastığa yaslamazdı.
Sol ayağını altına, sağ dizini karnına dayardı.
Tam doymadan yemekten kalkardı.
"Mideyi üçe bölün" buyurdu. Biri yemek, biri su, biri de dinlenmek için.
Ayakta yemek yemezdi.
"Üç kişinin yemeği dört kişiye yeter" derdi.
Ekmeği dişiyle değil eliyle parçalardı.
Yemeğin başında besmeleyi unutursanız, "Yemeğin başında ve sonunda Allah'ın adıyla deyin" derdi.
Yemeğe kusur aramazdı. Canı çekmezse usulca sofradan ayrılırdı.
Yer sofrasında otururdu.
Sofrada mütevazı oturuşuna şaşıran bir bedeviye, "Ben kulum, kul gibi otururum" derdi.
Sofra kaldırılmadan kalkmayı hoş görmezdi.
Bazen sadece ekmek ve sirkeyle doyardı.
Soğan ve sarımsağı kokusundan dolayı uzak tutardı, yemezdi. Sahabeye ise "Siz yiyebilirsiniz. Ben Cebrail'le görüşüyorum, güzel kokmalıyım" derdi.
Yemekten sonra "Bizi yediren ve içiren Allah'a hamd olsun" buyururdu.
Suyu üç yudumda içerdi.
***
KİBİRLİ KİMSE CENNETE GİREMEZ
Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Kalbinde hardal tanesi kadar iman olan hiç kimse cehenneme giremez. Kalbinde hardal tanesi kadar kibir olan da cennete giremez."