1982'nin şubat ayında Hama'da en az 50 bin Müslüman şimdi sakıt olan iktidar tarafından hunharca katledildi. Uçaklar ve tanklarla Hama halkı perişan edildi. Binalar tahrip oldu. Gençler şehit edildi. Ancak bunca zulüm ve cinayete rağmen dünya suskun kaldı. Şimdi yıllar sonra Suriye'de bu zulmün mimarları tası tarağı toplayıp gittiler. Akıbetlerini zaman gösterecek.
edecek. Umarım Suriye halkının imanını, isteğini, birliğini, beraberliğini, onurunu ciddiye alan bir sistem kurulur. Bu vesileyle de Ortadoğu'daki bu kanlı geçmiş yerini sulha bırakır. Suriye'de tutuklu olan kişilerin anlattıklarını duyunca insan buz kesiyor. İnsan, insana bu zulmü yapar mı? 25 yıl güneşi görmeden yeraltı dehlizlerinde mahpus olanlar çıkıyor. Yıllar önce okuduğum "Arap liderleri öldürün dedi" isimli kitabı hatırladım. Meğer kitaptaki bilgiler doğruymuş.
ALLAH ÜLKEMİZİ ŞERLERDEN KORUSUN
Bu süreçte ülkemizin takındığı akil tutum inşallah meyvesini verecek ve barışın tesisinde etkin rol oynayacaktır. Türkiye bu coğrafyada en onurlu, en hassas ve en adil duruşuyla ilerideki yıllarda da inşallah çözümsüzlüğü gideren ülke olacaktır.
PEYGAMBERİMİZİN BUGÜNE UYARILARI
Hadis kitaplarında Hz. Peygamber'in bazı hadisleri var ki Irak ve Suriye ile yakın coğrafyaların yaşayacağı olaylara işaret vardır. Elbette o günlerden bugüne kadar bu bölgeler çok el değiştirdi. Ancak tarihi olayları okumada bu uyarılara kulak kabartmak lazım. Bu uyarılarda Müslüman olmayan ülkelerin Ortadoğu'da pozisyon almaya çalışacakları da belirtiliyor. 2012 yılında yine Sabah Gazetesi'nde yazmış olduğum yazının bir bölümünü sizlerle paylaşıyorum: Peygamberimiz (SAV) on dört asır önce bugünlerde meydana gelen olaylara dikkat çekmiştir. Peygamberimizin verdiği bilgilere ve uyarılara baktığımızda mevcut coğrafyanın ileride çok farklı olaylara gebe olduğunu görmemiz mümkün olmaktadır. Tabii ki bu noktada, "Peygamberler geleceği bilebilir mi?" gibi kadim bir tartışmaya girişecek değilim. Yüce Allah diledi mi peygamberlerine geleceğin bilgilerini (dilediği kadarıyla) açar. Şimdi vereceğim bilgiler de zaten bunun bir ispatıdır. Çünkü mülk, ilim, karar, hüküm Allah'ındır.
Peki Hz. Peygamber (SAV) Ortadoğu coğrafyasındaki bazı olaylara neden işaret etmiş ve bu konudaki perdeleri kısmen de olsa neden aralamıştır? Sanırım olayları iyi okuyabilmemiz, fitne döneminde uyanık olmamız ve oynanan oyunları iyi sezinlememiz için geleceğe ait bu sayfaları aralamıştır. Aralamış ki hazırlıksız yakalanmayalım, tedbirimizi alabilelim, boşa düşmeyelim, İslam beldelerinde hareket alanı belirlenen değil, kaderini kendisi çizenlerden olalım.
Bu yazımızda Hz. Peygamber'in (SAV) içinde bulunduğumuz coğrafyayla ilgili birkaç uyarısına işaret etmek istiyorum.
IRAK KİLOGRAMA MUHTAÇ OLUNCA
Peygamber Efendimiz (SAV) Irak bölgesinin olağanüstü olaylara gebe olacağını haber veriyor. Şöyle buyuruyor: "Irak'ın kendi parasını (dirhem) ve kilogramını toparlayamayacağı günler yakındır." (Müslim, hd: 2896). Hadis çok açık ve net bir bilgiyi bizimle paylaşıyor.
Hz. Peygamber (SAV) kilogram olarak tercüme ettiğimiz ölçeği, toprak ürünlerine örnek göstermiş ve bu ülkenin toprak altı ve üstü zenginliklerinin paylaşılacağına işaret etmiştir. 1990'lı yıllarda gelişen olaylar, ekonomik yönden yaşanan darboğaz, ambargo ve benzeri kargaşalar Hz. Peygamber'in (SAV) bu uyarısını haklı kılıyor. "Gıdasına ve toprağına bile hâkim olamayacaklar" diyor Hz. Peygamber (SAV). Bu coğrafyanın özgürlüğüne yeraltı ve yerüstü zenginliklerine ve parasına hâkim olamayacağı günlerin geleceğini işaret eden Hz. Peygamber (SAV) bu oyuna gelinmemesi için atılması gereken adımlara işaret ediyor aslında.
FIRAT, SU SAVAŞLARINA MI İŞARET EDİYOR?
Hz. Peygamber (SAV) yaşadığımız bölgeyle ilgili önemli bir uyarı ve bilgiyi de Fırat Nehri'yle ilgili vermiştir. Hadis şöyledir: "Fırat Nehri, altından bir dağı ortaya çıkarmadıkça kıyamet kopmayacaktır. İnsanlar bunun için birbirleriyle savaşıp birbirlerini öldürürler. Sonuçta her yüz kişiden 99 kişi hayatını kaybedecektir." (Müslim hd: 2894).
Hz. Peygamber (SAV) acaba Fırat havzasında saklı olan altın yataklarına mı, petrole mi, kıyamet öncesi oluşacak depremler sonucunda değişecek su mecrasına mı işaret ediyor? Yoksa Hz. Peygamber (SAV), Erzurum-Küçük Asya-Irak bölgesini geçen bu nehirle "su"ya mı işaret ediyor? Suyun ileride altın kadar değerli olacağına mı işaret etmek istiyor? İleride su kıtlığının yaşanabileceği ortamda bu nehrin suyunun altından daha değerli olacağına ve çekişme vesilesi olacağına mı işaret ediyor? Yoksa Fırat örneğiyle Dicle'ye ve diğer su zenginliklerine mi işaret ediyor? Ancak Yüce Allah bilir. Ve ama bu hadis bu bölgelerde nehir, altın, petrol ve su ağırlıklı politik dairenin hep olageleceğini işaret etmektedir.
ORTADOĞU'NUN ÖNEMİ
Bu kısa yazıda Ortadoğu ile ilgili değerlendirme yaparken siyasi ve politik analizlerden uzak durarak kendi alanımla ilgili değerlendirmelerde bulunmaya çalıştım. Sonuç olarak şunu demek istedim: Peygamberimiz (SAV) Ortadoğu coğrafyasıyla ilgili haber vermiştir. Ben bu haberlerin yüzlercesinden sadece birkaçını buraya aldım. Bu konuda söylenecek o kadar husus var ki, belki onlarca hafta bunlara devam etmem gerekebilir. Ama bütün bu bilgi ve uyarıların tek bir hedefi var. O da şudur: Kıyamete kadar bütün dünyanın nabzının atacağı yer Ortadoğu'dur. Ve bu bölge halklarının son derece uyanık ve akıllı olması gerekmektedir.
***
ŞAM BIÇAĞINI VE PARASINI KORUYAMAYINCA
Hz. Peygamber'in (SAV) Şam bölgesiyle ilgili uyarısı da Irak'la ilgili uyarısı kadar manidardır. Bugünkü Suriye, Hz. Peygamber (SAV) döneminde Şam şehriyle ifade edilirdi. Burayla ilgili şöyle buyuruyor Peygamberimiz: "Şam ehlinin parasını (dinarını) ve bıçağını (muda) elinde tutamayacağı günler yakınlaştı." (Müslim hd: 2896). Bu hadiste geçen "muda" kelimesi hem bıçak hem de ölçü birimi anlamına geliyor. (İbnü'l-Esir, En-Nihaye, IV, 310). Bu hadisin ne anlattığı da çok açıktır. "Zaman gelecek Suriye hem yeraltı zenginliklerine, hem silahına hem de parasına hâkim olamayacaktır" demek istiyor Hz. Resul (SAV). Belki bu uyarılarıyla dünya Müslümanlarını dünyanın yeni dizaynına dair uyarmış oluyor. "Bu zor günleri yaşayabilirsiniz. Oyunlara gelmeyin, inancınıza ve ülkelerinize sahip çıkın" demek istiyor. Tabii ki anlayacak ve tedbirini alacak bir kulak bulabilse.