Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Tarihin aşılamaz adamı: Hz. Ömer

Hz. Ömer'i bilmeyeniniz yoktur. Adalet ve hâkimiyet denilince Ömer ismi ön plana çıkar. Müslüman olmadan önce sert tabiatıyla tanınırdı. Müslüman oldu, haşin ve sert tavrı değişmedi. Ama ne zaman ki halife oldu; gözü yaşlı, hassas, mütevazı bir adam oldu çıktı. Gelin bugün cuma yazımızda bazı hatıralarla onu yâd edelim.

'SARİYE DAĞA ÇEKİL!'
Sariye, İran taraflarına geçmiş bir askeri harekâtın lideridir. Hz. Ömer'in komutanlarından biridir. Bir cuma günü Hz. Ömer, Medine'de hutbededir. Hutbenin tam ortasında konuşmasını kesip şöyle der: ''Sariye dağa çekil, Sariye dağa çekil, Sariye dağa çekil.'' Bu cümleyi üç kez tekrar ettikten sonra, "Başsız kalan sürüyü kurt kapar" diye devam eder.
Doğrusu mescitte kimse ne olduğunu anlayamaz. Ne ilgisi vardır; Sariye ve ordu İran'da, halife ise Medine'de. Hatta namazdan sonra ileri geri konuşanlar olur ki Hz. Ali sorar: "Ömer bugün minberdeyken ne oldu da birden Sariye'ye seslendin. Bir şey mi gördün?"
"Evet" der, "Allah bana İran'daki ordumuzu gösterdi. Ordu yenilmek üzereydi. Dağa çekilmesi gerekiyordu. Ben bunu görünce 'Sariye orduyu dağa çek' diye bağırdım. Sariye sesimi duyup orduyu dağa çekerek kurtardı. Bu gayri ihtiyari bir durumdu ey Ali."
İlginçtir aradan bir ay geçer. Sariye'nin müjdecisi Medine'ye ulaşır ve şöyle der. "Ordu mağlup olmak üzereyken Hz. Ömer'in sesini duyduk ve dağa çekilip kurtulduk. Sırtımızı dağa çevirdik ve nihayet savaşı kazandık." Allah, Hz. Ömer'in bir kerametini böylece bize göstermiş oldu. (Kaynak, Önkal 3/6, Taberi 4/179, İbn-ül Esir 2/381, Abbas Mahmud Akkad S. 31-32, TDV Ansiklopedisi Sariye Bin Züneym maddesi.)

'NAMAZDA ŞAŞIRIYORUM'
Yük ağır, İslam devleti kurulma aşamasında, her tarafa yetişmesi gerekiyor. Dalgınlık çoğalınca, Hz. Ömer namaz rekâtlarını şaşırıyor. Namaz kılarken birine seslenir: "Dışarıdan seslen bana, bazen kaçıncı rekâtta olduğumu unutuyorum." Adam dışarıdan, "Şu rekâttasın" cevabını verdi.

ÖMER'İN GÖMLEĞİ BOĞAZINDA
Hz. Peygamber (SAV) bildiriyor. "Mahşer âleminde insanlar imanlarına göre giydirileceklerdir. Kiminin gömleği dizinde, kiminin daha aşağıda. Ömer'i gördüm. Gömleği ta boğazına kadar çıkmıştı. Ömer'in imanı bu kadar aşkındı."

HIRİSTİYAN KADINA YARDIM
Akşamüstü Medine'de geziniyor. Bir ara iki büklüm bir kadın yanına geldi. "Ey halife" dedi, "Evimde bir tamirat var, gel de bu mağduriyetimi gider." Hz. Ömer, kadına "Seni tanımıyorum teyze" diye seslendi. "Ben" dedi kadın, "Hıristiyan'ım, Medine'ye yeni taşındım." Hz. Ömer gülümsedi, "Teyze" dedi "Müslüman ol hemen işini göreyim." Kadın, "Dinine girsem sana faydam olmaz ki" dedi.
Hz Ömer, "Allah'a ısmarladık" deyip geçti. Ancak o gece sabaha kadar sağa sola döndü, yatak adeta ateş olmuştu. Kendi kendine söylendi: "Ömer sen ne yaptın? Sen bütün Medine'nin halifesisin; hangi dine mensup olursa olsun, nasıl bu kadına 'Müslüman ol, işini göreyim' dersin." Hz. Ömer sabahı zor etti. Namaz sonrası bu yabancı kadının evini sordurdu. Ve nihayet buldurdu. Kapının önüne gelip kapıyı çaldı.
İhtiyar kadın kapıyı açınca Ömer'i karşısında gördü. "Buyur ey halife, hayırdır hoş geldin" dedi. Hz. Ömer şunu söyledi: "Teyze dün senin isteğini yapmadım. Sana Müslümanlığı tavsiye ederken işini görmekle seni sınadım. Yanlış yaptım, şimdi göster tamirat olacak yeri, tamir edeyim."

'SELAM SANA EY ÖMER'
Ordu bir sefere çıktı. Komutan gerekli tedbiri almadan bir askere öncü olarak yürümesini emretti. Asker yürüdü ama biraz sonra bataklığa battı. Tedbir alınmadığından askeri kurtartma imkânı olmadı. Asker kademe kademe batmaya başladı ve tam batacakken son bir refleksle Medine'yi görüp "Selam sana ey Ömer" dedi ve şehit oldu.
Aradan aylar geçti, ordu seferden döndü. Komutan muzaffer bir edayla Medine'ye girdi. Hz. Ömer'in huzuruna çıktı. Zaferin övgüsünü bekliyordu ama Ömer bununla ilgilenmedi hiç. Ve komutana şöyle dedi: "Sen bana tedbir almadan bataklığa gönderdiğin askerden bahset, vallahi gelenekleşmeyecek olsaydı sana kısas uygulardım. Ben o askerin son anında selamını işittim."

'SEN VALİ OLAMAZSIN'
Birinizi tayin edecek adam halifeye çıktı. Halifenin yanında halkın ve şehitlerin çocukları vardı. Hz. Ömer onlarla sohbet ediyor, hediyelerle gönüllerini alıyordu. Vali olacak adam şaşırıp, "Bu çocuklar sizin evladınız olmamasına rağmen nasıl da sevgiyle onları bağrınıza basıyorsunuz. Vallahi benim on çocuğum var hiçbirini öpmedim" dedi. Hz. Ömer bunun üzerine şunları söyledi: "Senden vali olmaz, sen ümmetin çocuklarına merhamet etmezsen vali olamazsın. Hadi bakalım şu çobanın kepeneğini giy ve koyunları otluğa çıkar."

SON HUTBESİNDEKİ DUA
Yaşı 63'tü. Saçı dökülmüştü. Sırtında hafif bir eğim vardı. Zayıflamıştı. Minbere çıktı. Minberi Medine mescidindeyken Hz. Peygamber ile Hz. Ebubekir'in mezarlarına bakıyordu. Uzun konuştu. Çocukluk yıllarındaki pehlivanlığını anlattı. "Çekilmiş bir kılıçtım. Muhammed (SAV) beni kınıma koydu" dedi. Hasret duyuyordu "İki dostumu özledim" diyordu. Sonra şöyle devam etti:
"Mahşerde peygamberlerin başında Hz. Resul olacak, sadıkların başında Hz. Ebubekir, şehitlerin başında Hz. Hamza olacaktır. Hep şehit olarak ölmeyi arzu etmiştim ama nasip olmadı, şimdi peygamber şehrindeyim. Şehitlik burada nereden gelecek de beni bulacak?" Ardından, "Kaygılanma Hattab'ın oğlu, seni Müslüman eden Allah dilerse Medine'de bile olsan yine sana şehitlik nasip eder" dedi. Sonra minberden indi, çok az bir süre sonra sabah namazında kalleşçe arkasından hançerlenerek şehit edildi.

SON SÖZ
Daha söylenecek çok şey var ama şu kesin ki bu tür insanlar çok az yetişiyor. Yetişmiş olanlar da değişik oyunlarla devre dışı bırakılıyor. Münafık düşman hiç uyumadı, hiç onurlu olmadı, hep sinsice zaman kolladı. Fırsat bulunca da hayallerini gerçekleştirdi. Halifeye selam olsun. Halife Muhammed Halid'in ifadesiyle "Elveda Ey Ömer!"

***


KILDIĞIMIZ NAMAZ GÜNAHLARIMIZI SİLER Mİ?
Kılınan namaz, iki namaz arasındaki günahları siler. Tabii burada kastedilen namaz, şartlarına, edep ve adabına yakışan namazdır. Ebu Zer, Hz. Peygamber'le namaz konusunda geçirdiği bir hatırasını anlattı.
Hz. Peygamber bir güz mevsiminde dışarı çıkmıştı. Ağaçlardan yapraklar dökülüyordu. Efendimiz bana şöyle buyurdu: "Ey Ebu Zer, şüphesiz ki Müslüman bir kul Allah rızası için namazı ihlasla kılarsa onun bütün günahları şu yaprakların ağaçtan döküldüğü gibi dökülür."
İhlasla kılınan namaz, küçük günahları affettirir. Âlimlere göre affedilen küçük günahlardır. Büyük günahlara gelince, kul hakkı ve benzeri şeyler için hem helalleşmek hem de tövbe gerekir.
Peygamberimizin ilk eşi Hz. Hatice'nin cenaze namazını kim kıldırdı?
Hz. Hatice'nin cenaze namazı kılınmadı. Sadece dua edildi. Zira Hz. Hatice vefat ettiğinde henüz cenaze namazı hükmü inmemişti.

Bir dua
Ebu Hureyre (RA) anlatıyor: İslam'ın peygamberi şöyle buyurdu: "Kim gereksiz konuşmaların olduğu bir yere oturur da kalkmadan önce bu duayı okursa günahlarından arınmış olur: Allah'ım! Seni hamd ile tespih ederim. Senden başka ilah olmadığına tanıklık ederim. Senden bağışlanma dilerim. Sana tövbe ediyor ve affını diliyorum."

Bir ayet
"Rabbimiz, bize hidayet verdikten sonra kalplerimizi saptırma, katından bize bir rahmet ver. Sen çokça bağışlayansın." (Âl-i İmran, 8)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA