Kur'an-ı Kerim'de bir sure var; adı İnşirah. Bu ifade, rahatlamak, genişlemek, sıkıntılardan çıkmak, darlıktan feraha kavuşmak gibi anlamlara gelir. Bu sure, her sıkıntıdan sonra mutlaka bir çıkışın ve kurtuluşun olduğunu anlatan bir müjde suresidir. Mekke'de Hz. Peygamber'imizin en darlandığı, sıkıntıya düştüğü bir zaman diliminde indi. Bu nedenle de her dönemde darda kalan, sıkıntıya düşen, çıkış bulamayan Müslümanlar bu sureyi okuyup O'nun müjdesinin gölgesinde rahatlarlar. Dilerseniz Hz. Peygamber'e hitap ederek başlayan, Peygamber'e teselli olan bu surenin anlamını görelim:
"(Muhammed!) Senin bağrını -gönlünü- açmadık mı ve ağır yükünü kaldırmadık mı? O senin sırtını ezen yükünü. Senin şanını yükseltmedik mi? Şüphe yok ki, her güçlükle birlikte bir kolaylık vardır. Evet, her güçlükle birlikte kolaylık vardır. Öyleyse (işlerinden) boş kalınca, hemen (ibadete) dur." (1-7)
Ayet diyor ki, her güçlükle beraber bir kolaylık gelecektir. Evet, evet yanlış duymadın, her güçlükle birlikte kolaylık vardır. Öyleyse ümitsizlik niye? Umudu yitirmek niye? Telaş niye?
Evladınız sizi üzdü. Merak etme bir gün düzelir. Babanız size adil davranmıyor. Merak etme bir gün doğruyu anlar.
İşyerinde sıkıntınız var. Bir gün gelir iş düzelir. Sevdiğin seni üzdü. Merak etme bir gün kıymet bilir. Hastalık korkusu herkesi sardı. Bir gün elbet biter. Tövbe ediyorsun, yine günaha dönüyorsun! Bir gün dönmemeyi öğrenirsin. Nefsine söz dinletirsin. Arzu ettiklerin olmuyor. Bir gün gelir arzun olur. Gönlündeki eline ulaşmadı. Bir gün ulaşır.
Ayeti hiç unutma: Elbette her zorluktan sonra kolaylık vardır. Üzülme, darlanma, telaşa kapılma. Evet sıkıntıdasın, hepsi doğrudur. Ama unutma bu da bir gün geçer. Onun için kendine şu cümleyi çokça söyle. Bu da geçer ya Hu!
Kötülük edeni bağışla
Hz. Resulullah (SAV) Efendimiz şöyle buyurdu: Seninle ilgisini kesene sen ilgini kesme. Sana vermeyene sen ver. Sana kötülük edeni bağışla. Nerede olursan ol, Allah'tan sakın. Kötülüğe karşı iyilik yap. Böylece kötülüğün kökünü kesersin. İnsanlara karşı güzel ahlak ile muamele et.
Salim kalple gel
Yüce Rabb'imiz ahirette hesabı yanlış çıkanları şöyle özetliyor: "O gün ne mal ne de evlat fayda vermez. Allah'a salim kalple gelenler hariç. O gün cennet, takva sahiplerine yaklaştırılır. Cehennem de azgınlar için ortaya çıkarılır." (Şuara, 88-91)
Salim kalp nedir? İmanda şüphe duymayan, tam teslim olmuş, kimseye kin ve nefret hissi taşımayan, kimseye zarar vermeyen, zulmetmeyen, Rabb'ine odaklanmış müminin kalbidir. Onlar o çetin günde üzülmeyeceklerdir.
Bir ayet
"İnsanlardan bazı kimseler Allah'a kıyıdan kıyıya ibadet eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa onunla rahatlar. Eğer kendisine bir sıkıntı isabet ederse yüzüstü dönüverir." (Hacc, 11)
Bu ayet gönülsüz iman edenleri anlatıyor: Menfaatine göre iman eder görünen ve menfaatine göre yüz çeviren sahte insana işaret ediyor. Onun için "kıyıdan kıyıya bir uçurumun kenarında duran insan" deniyor.
Duanın zirvesi
Aşağıdaki dua "seyyidül istiğfar", yani duaların, bağışlanma isteklerinin baştacı sayılan bir duadır. Bu duayı sabah ve akşam daimi olarak okuyanın cennete girmesi ümit edilir. Elbette Allah'ın lütfu ile Hz. Peygamber Efendimizin bize öğrettiği dua şöyledir:
"Allah'ım! Sen benim Rabb'imsin. Senden başka ilah yoktur. Sen beni yarattın. Ben senin kulunum. Gücüm yettiği kadarınca sana verdiğim sözüme sadık kaldım. Senin müjdene inanıyorum. Yaptığım şeylerin şerrinden sana sığınırım. Bana verdiğin nimetlerin farkındayım. Yaptığım günahların şerrinden de sana dönerim. Bunun da farkındayım. Beni bağışla. Zira günahları senden başka affedecek hiç kimse yoktur." (Ahmed, Müsned, hd: 23013)
Hendek günüydü
Hicretin 5. yılıydı. Mekkeli müşrikler, diğer putperest dostlarıyla Medine'yi kuşattılar. Şehre girmemeleri için. Hz. Peygamber şehre girilecek yerlere hendek kazdırdı. Böylece Medine korundu. Bu kuşatma 27 gün sürdü. Zor günlerdi. İşte o günden bir an! Hendeğin iç tarafında yer alan Müslümanlar hayli daraldılar. İç ve dış ihanetlerle can boğaza dayandı. Hz. Peygamber'e yanaştı sahabe. Şöyle dediler: Allah'ın Resulü! Bir şeyler yapalım. İyice daraldık.
Hz. Peygamber (SAV) şöyle buyurdu: Şöyle dua edin: Allah'ım! Açığımızı kapat. Korkumuzdan güvende kıl.
Sahabe diyor ki; biz bir ağızdan bu duayı okumaya başladık. Hendeğin diğer yakasında -yani putperestlerin bulunduğu bölgede- müthiş bir fırtına, rüzgâr ve göz gözü görmeyen toz bulutu yükseldi. Müşriklerin hayvanları sürüklendi, çadırları söküldü. Geldikleri gibi toplanıp geri döndüler (Ahmed, Müsned). Gönülden yapılan dua, koca orduları mağlup etmiştir.
Hallac taşlanırken
Denir ki Hallac-ı Mansur taşlanırken şöyle dedi: "Ya Rabbi bağışlayacaksan önce bana taş atanları bağışla. Sonra da beni bağışla."
Tevekkül nedir, nasıl olmalıdır?
Tevekkül, yüce Allah'ı vekil etmek anlamına gelir. O da şöyle olur: Kişi kendisine yüklenen bütün görevleri yerine getirir, gerekeni yapar, sonra da yüce Allah'a dayanır ve sonucunu O'nun kararına bırakır. Allah'a güvenir. Kararın kendisi için hayırlı olmasını diler.
Tedbir almadan tevekkül olur mu?
Tedbir almadan tevekkül ettim diyen kişi, dininin emrini yerine getirmemiştir. Zira Hz. Peygamber'imiz, devesini bağlamadan mescide giren kişiye sordu: "Deven nerede?" Adam: "Allah'a tevekkül edip kapının önüne bıraktım." Efendimiz: "Deveni bağla, öyle tevekkül et." Tedbirsiz tevekkül olmaz. Bu nedenle Fahreddin Razi der ki: Tevekkül, kişinin dış sebepleri takip etmesi ama kalbini de Allah'tan gafil kılmamasıdır. Biraz sonra yıkılacak bir köprünün ucunda durup 'Ben Allah'a tevekkül ettim, bana bir şey olmaz' diyen kişi, Allah'ın koyduğu tedbir kurallarına aykırı hareket etmiştir.
Gayrimüslim komşuma yemek verebilir miyim?
Gayrimüslim komşunuza yemek verebilirsiniz. Onun hastalığında uğrar, ihtiyacında yanında bulunabilirsiniz. Beşeri ilişkilerinizde bulunmanızda dini açıdan sakınca yoktur. Efendimiz -ihanet etmedikleri sürece- gayrimüslimlerle iyi ilişkilerini devam ettirmiştir.