Yüce Allah sevgili elçisine şöyle emretti;
'Gecenin bir kısmında da uyanıp sana mahsus olarak fazladan gece namazı kıl. Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makama (şefaate) yükseltir.' (İsra, 79)
'Övülmüş makam'; makamı mahmud olarak nitelenen büyük şefaat yetkisidir. Efendimizin elinde 'Livau'l - hamd', hamd sancağı olacaktır. Bütün nebiler ve Resullerle beraber bu sancağın altında mahşerde toplanacaklardır.
Ayeti kerime açık bildiriyor. 'Rahman'ın huzurunda söz almış olanlar dışında hiç kimse şefaat edemeyecektir.' (Meryem, 87)
O gün, Rahman'ın şefaat izni verip sözünden razı olduğu kimselerden başkasının şefaati fayda vermez. (Taha, 109)
Elbette şefaatin kime, nerede ve ne kadar olacağını Yüce Allah bildirecektir.
"Onlar, sadece O'nun razı olduğu kimse hakkında şefaat ederler." (Enbiya, 28)
Kâfirlere, münafıklara, Allah'ın razı olmadıklarına şefaat olmayacaktır. (Tevbe, 114; Tevbe, 80, Hud, 45,46)
Ümidimiz, umudumuz, beklentimiz mahşer âleminde Hz. Resul'ün safında, O'nun elinde tutacağı Livau'l Hamd sancağı altında olmaktır. Allah şefaate inanan her mümine şefaatı nasip etsin.