Eyüp'te 93 yaşındaki bir yaşlı teyzeyi ziyaret ettim.
Elini öpüp duasını aldım.
Bulundukları yere iki yıl önce taşınmışlar. Teyzenin kızı 64 yaşında bir hanımefendi.
O bana anlattı.
Buraya taşındığımız gün ve taşınma süresince hiç kimse ne bize bir bardak çay ikram etti ve ne de hoş geldiniz dedi.
İki yıldır anne-kız oturuyoruz kapımızı çalan kimse olmadı. Garip.
Şaşırdım.
Mahalle 2-3 katlı binalardan oluşan eski bir mahalle. Hani öyle devasa apartmanlar da değil ki, haberleri olmadı diyelim.
Eğer Eyüp Sultan gibi Efendimiz'e (s.a.v.) kucak açmış bir sahabenin adıyla anılan bir mahallede bu vurdumduymazlık oluyorsa, varın diğer semtleri siz düşünün.
Komşuları unutur olduk. Evimizin kapısını kapatınca dünyaya da kapı kapatır olduk. Komşumuzun derdi - tasasını görmez, duymaz, bilmez olduk.
Hani biz çok misafirperverdik. Hani biz çok gönlü gani idik. Hani herkesin derdi ile dertlenirdik! Hani biz, komşu neredeyse komşuya vâris kılınacaktı diyen Allah'ın Peygamberini özümsemiştik.
Hepsi yalan mı? Ben yalan olduğuna inanmak istemem.
Efendimiz'e (s.a.v.) dediler ki; Şu kadın var ya geceleri alnını secdeden kaldırmaz, gündüzleri oruçtan ağzına lokma almaz.
Ama komşularını rahatsız eder, geçimsiz bir insan olmaktan da vazgeçmez.
Hz. Resul (s.a.v.) şöyle buyurdu:
O kadında hiçbir hayır-iyilik, bereket yoktur. Mademki komşusunu rahatsız ediyor, onun ibadetinde hayır yoktur.
Gecelerimizi ibadet ve sevapla anmaz olduk. Bu gece şu dizi, yarın gece falanca dizi, öbür gece de falanca dizi gecesi. Aman kimse bizi rahatsız etmesin de keyfimizce dizi izleyelim der olduk.
Komşuda son nefesini veren bir kimsesiz mi var, sobasına odun atamayan bir yoksul mu, bu gece çocuklarına gönlünden geçeni alamayan bir anne mi var! Kimin umrunda?
Tebessüm sadakadır
Resulullah (s.a.v.)şöyle buyurdu: Kardeşine göstereceğin tebessüm sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybedene yol göstermek sadakadır. Görmeyen kişiye yardım etmen sadakadır. Yoldan taş, diken gibi şeyleri kaldırıp bir kenara atman sadakadır. Kovandan kardeşinin kovasına su boşaltman sadakadır. (Tirmizi)
Birini aşırı övme
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Birini aşırı övme. İllaki övmek istiyorsan; "Onun şöyle biri olduğunu zannediyorum" de zira insanın iç âlemini -kalbinisadece Allah bilir.
Kalbine kibir gelince
Sahabeden biri kendini diğer arkadaşlarından, özellikle de zayıf insanlardan daha üstün saydı ve kalbine gelen bu duyguya hâkim olamadı. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: 'Sizler zayıflarınızın hürmetine rızıklanıyor ve yardım görüyorsunuz.' Böylece büyüklenme duygusunun kabul edilemeyeceğini yeniden hatırlattı.