Dünyanın ve varlığın sonu olan kıyametin kopuşunu Yüce Allah surelerde şöyle anlatıyor:
Zilzal Suresi
Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğradığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan; 'Ona ne oluyor' dediği zaman. İşte o gün yer, kendi haberlerini anlatır. O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. (Zilzal, 1-6)
***
İnşikak Suresi
Gök yarıldığı ve Rabbine boyun
eğdiği zaman -ki ona yaraşan budur-
Yer uzatılıp dümdüz edildiği ve içindekileri
atıp boşaldığı zaman. (İnşikak
1-4)
***
İnfitar Suresi
Gök yarıldığı zaman. Yıldızlar
saçıldığı zaman. Denizler kaynayıp fışkırtıldığı
zaman kabirlerin içindekiler
dışarı çıkarıldığı zaman. (İnfitar, 1-4)
***
Tekvir Suresi
Güneş dönüldüğü zaman. Yıldızlar, bulanıp söndüğü zaman. Dağlar yürütüldüğü zaman. Gebe develer salıverildiği zaman. Yaban hayatı yaşayan (irili ufaklı) tüm canlılar toplandığı zaman. Denizler kaynatıldığı zaman. Ruhlar (bedenlerle) eşleştirildiği zaman. Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman. Amel defterleri açıldığı zaman. Gökyüzü (yerinden) sıyrılıp koparıldığı zaman. Cehennem alevlendirildiği zaman. Cennet yaklaştırıldığı zaman. (Tekvir, 1-13)
***
Kıyame Suresi
Kıyamet gününe yemin ederim
(günahlarından ötürü kendini) kınayan
nefse de -yemin ederim ki (dirilip
hesaba çekileceksiniz). O kıyamet
günü ne zaman? diye sorar. Gözler
kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü,
güneş ve ay bir araya getirildiği
zaman o gün insan 'kaçış nereye'
diyecektir. (Kıyame, 1-10)
***
Karia Suresi
Vuran, çarpan, yürekleri hoplatan
büyük haber, felaket. Nedir bu
felaket, vuran çarpan felaket. Bu felaketin
ne olduğunu sen ne bileceksin! O gün insanlar her biri bir tarafa uçuşan küçük kelebekler gibi olacaktır. Dağlar da atılmış renkli yünler gibi olacaktır. (Karia, 1-5)