Sevgili okuyucular, son günlerde hilebaz Sarkozy'nin tertibiyle Fransa Meclisi'nde kabul edilen ve Ermeni iftirası soykırımın reddini suç sayan uydurma kanun, bizi gene yüzyıl öncesine götürdü.
Türk milleti mazlûm bir millettir
Efendim, tarihte her ırkın, kavmin ve milletin zulme uğradığı; bazen de katliama ve soykırıma mâruz kaldığı görülmüştür. Bunun misâlleri saymakla bitirilemez. 'Soykırım' (jenosit) denilince, günümüzde akla hep Nazi Almanyası'nda Yahudilere karşı uygulanan zulüm gelmektedir. 'Etnik temizlik' tâbiri de Sırplar'ın Bosna-Hersek'te Müslüman Boşnak ahaliye karşı yaptıkları zulmü hatırlatmaktadır.
Ermeni diyasporasının, 1915'teki 'Ermeni Tehciri' olayını, Türklerin Ermenilere karşı uyguladıkları bir 'soykırım' gibi gösterme gayreti, son yıllarda ABD ve Fransa gibi birçok ülkede hararetlenmiş; bu ülkelerin Türkiye karşısındaki hesapları ve kendi iç politikalarının tesiriyle tekrar gündeme gelmiştir. Üstelik, Hitler'in jenosit uygulamasında, Alman Milleti ile Naziler birbirinden farklı değerlendirilirken; Ermeni soykırımı iftiralarında, Tehcir'i uygulayan İttihatçılar ile Türk Milleti ayırt edilmemekte ve koskoca bir Millet, soykırımcı olarak suçlanmaktadır.
Halbuki, tarihte Türkler kadar haksızlığa ve zulme mâruz kalan; zaman zaman etnik temizliğe ve soykırıma uğrayan başka bir kavim yoktur. Türk Milleti, tarih boyunca en fazla zulüm gören, mağdur ve mazlum olan millettir.
Tarihimizde hiçbir kara leke yoktur
Efendim, iki bin yıldan çok geriye giden uzun bir tarih döneminde, hemen hemen dünyanın her yerine uzanan büyük bir coğrafyada hüküm süren Türkler, kendilerine yöneltilen mezalime karşı mücadele etmişler ve asırlar boyunca varlıklarını devam ettirmişlerdir.
Türk Milleti'ni yıllarca incelemiş ve 'Türkler' isimli 21 ciltlik eser vermiş bir uzman sıfatıyla altını çizerek belirteyim ki, Türk Milleti'nin tarihinde hiçbir kara leke yoktur. Başbakan Erdoğan'ın söylediği gibi, 'Bizim tarihimizde soykırım aslâ yoktur.'
Bizim bazı sütü bozuk aydınlarımız kendi milletlerini kötüleyerek Ermeni soykırımı iftirası için hiç utanmadan özür dilemeye kalkışmışlardır. Şurasını haykırarak ilân edelim ki, bu aziz millet, dünya durdukça kendisine atılan iftiraları aslâ kabul etmeyecek ve bu konuda her türlü baskıya göğüs gerecektir. Kin ve intikamı 'millî ideoloji' hâline getiren Ermeni diyasporası ve Ermenistan, hedefine hiçbir zaman ulaşamayacaktır.
Neden soykırım değildir?
Efendim, soykırım suçunun tarifi, 1948'de kabul edilen 'BM Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde yapılmıştır. Ermeni Tehciri'nin hukuken soykırımla hiçbir ilgisinin olmadığını şu gerçekler açıkça ortaya koyuyor:
1915 Osmanlı bütçesinde tehcir için ödenek yoktur. Bu da, devletin 1915 ve öncesinde Ermenilere karşı tehcir planı olmadığını gösterir.
Tehcir uygulaması yasal bir askerî zorunluluktur. Nisan 1915'te Van, Ermeni birliklerince işgal edilip 30 bin Müslüman katledilince bu zaruret ortaya çıkmıştır.
1914 sonbaharı ve 1915 ilkbaharında, Ermeniler ülke genelinde isyanlar çıkararak itilaf devletleriyle işbirliği yapmışlardır.
Tehcir önceden duyurulmuş ve komitacılar dışındaki halka yeterli hazırlık süresi tanınmıştır.
Tehcir esnasında Ermenilere kötü muamele yapan 1973 adet görevli sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanmış ve idam başta olmak üzere çok ağır cezalara çarptırılmıştır. Bu durum, devletin bir imha planı olmadığının açık delilidir.
Tehcir bütün Ermenilere uygulanmamıştır.
Yolda ve konaklama istasyonlarında devlet ve yardım kuruluşları Ermenilere gıda, barınma ve sağlık hizmetleri götürmüştür.
Savaş sonrasında Ermenilere geri dönüş izni verilmiş; 1919-1921 arasında 350 binden fazla Ermeni Anadolu'ya dönmüştür.
Geri dönen Ermenilere malları ve mülkleri iade edilmiştir.