Gelişmiş ülkeler, ekonomik sıkıntılarını girişimci kaynağını zenginleştirerek çözdü. Doğal kaynağın, sanayinin, ticaretin, hatta teknolojinin yeterli gelişmeyi sağlayamadığını gören ülkeler, dünyanın en kıymetli hazinesi olan girişimci insan kaynağına yöneldi. Dünyada artık ülkelerin ve kentlerin zenginliği, başarılı şirket ve markalarla ölçülüyor. Türkiye'de ekonomiyi yönetenler de bu gerçeğin farkına vardı. İyi niyetli girişimler var. Bir taraftan liselerde seçmeli de olsa girişimcilik dersleri, diğer yandan girişimci olunması yönünde azalan bürokrasi, KOSGEB aracılığıyla verilen eğitimler, finansal destekler girişimciliğin ülkemizde yaygınlaşması için atılan önemli adımlar oldu.
Girişimciliğin geliştirilmesine katkı sağlayacak proje ve faaliyetleriyle tanınan Girişimcilik Ekosistemi Derneği (GED) Başkanı Esra Özden'in bu alanla ilgili çarpıcı tespitleri var. Özden, her yıl üniversitelerimizin verdiği 700 bin mezuna dikkat çekiyor. Bunlar arasında girişimciliği deneyenlerin sayısının 4 bini geçmediğine, bunların yarısının da girişimcilikte başarılı olamadığına vurgu yapıyor.
Özden'e göre 700 bin üniversite öğrencisinin 100 bini girişimciliğe çekilebilse Türkiye ekonomisinin rengi değişir, daha az makroekonomik sorun yaşarız. Çünkü Türkiye'de neredeyse her alanda yeniliğe, katma değeri yüksek ürün ve hizmete, ithal edilen ürünlerin yerlileştirilmesine, kilogram bedeli yüksek ihracata gereksinim duyuluyor. 2023 yılı için hedef belirleyen Türkiye'nin bu hedefine yaklaşabilmesi için daha çok iş fikrine, yeniliğe, markaya, katma değeri yüksek üretime ihtiyacı var. Bunu ortaya çıkaracak enerji kaynağının da insan, yani girişimci olduğu biliniyor.
Kuluçka merkezleri kurulmalı
Bu bilgileri veren GED Başkanı Esra Özden, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından 20 ülkeden Amerika'ya davet edilen iş kadınları arasında yer almıştı. ABD'nin tüm eyaletlerinde girişimcilik ekosistemini inceledi. Özden, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü'nden mezun olduktan sonra sanayi kuruluşlarında bir süre çalışan olarak görev alan sonrasında kendi işini kuran yüksek lisans eğitimini 'Girişimcilik' alanında yapmış biri.
Türkiye'nin 'farkındalık' ve 'eğitim' başta olmak üzere girişimcilik alanında önemli mesafe aldığını belirten Esra Özden'e göre eksik olan şey, çalıştırılamayan ekosistem. İnovatif iş fikri olan girişimciyi eğitimle donatmak, iş fikrini hayata geçirirken teşvik vermek yeterli değil. Her üniversitenin hatta her şehrin kuluçka merkezi kurması da yetmiyor. Özden'e göre Türkiye'de inovatif bir iş fikrine sahip olan herkes başta KOSGEB olmak üzere birçok kurumdan eğitim ve şirketini kurabilecek kadar maddi destek bulabiliyor. Ancak, asıl sorun ilk yıllarla birlikte başlıyor. Girişimci kendisine koçluk yapacak gerek akademisyen gerek özel sektörden mentorler bulamıyor. Yeterli sayıda melek yatırımcı olmadığı için projeler kaynak yetersizliğinden hayata geçirilemiyor.
Mentor ve melek yatırımcı alanındaki eksikliklerini gideren Türkiye, bu alanda çalıştıracağı ekosistemle dünyanın en büyük ekonomileri arasında daha kısa sürede yer bulabilir.