Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SONAT BAHAR

Keramet tekerlekli sandalyede!

Yağmurlu bir gündü
Tıpkı bugün gibi
Kaybetmiştim seni
Taştı gözyaşım karıştı yağmura
Bensizdin yıllarca sen neyi aradın...

*

Nereden takıldıysa bu şarkı dilime sabahtan beri...
Bir Bülent Ersoy fotoğrafı beni nerelere götürdü... Anıtkabir'de görünce Diva'yı, beynimin fonunda bu şarkı uzun uzun baktım fotoğrafa.
Bir ara aklıma Firdevs Yöreoğlu geldi... Hani 'Aşk-ı Memnu'da kızı Bihter'in cenaze törenine katılmıştı tekerlekli sandalyeyle... Şıklığından ödün vermeyen ama tekerlekli sandalyesini de eksik etmeyen Yöreoğlu...



Çok saygı duydum Bülent Ersoy'un konser için geldiği Ankara'da, Ata'yı ziyaret etmesine... Ama tekerlekli sandalyeyi anlayamadım sadece.
Hasta mıydı, ayağında sorun mu vardı sayın Ersoy'un, yoksa Ata'ya giden 262 metrelik Aslanlı yol mu uzun gelmişti, anlamlandıramadım.
Yani konser için geldiyse, sağlıklıdır herhalde diye geçirdim içimden...
Sonra bir ampul yandı kafamda...
Taşlar tek tek yerine oturdu...

*

Geçenlerde eşim halı saha maçında sakatlandı. Diz pert! İşe gitmem lazım diye tutturunca doktor eline bir baston tutuşturdu. Benimki elinde baston, oradan oraya sekiyor. İlk başta gıcık oldu, bu bastonlu haline... Aciz gibi hissetti sanırım. Ama sonra bir baktı bu bastonda bir keramet var. Bir baston tüm kapıları açıyor... İşleri kolaylaştırıyor.
Misal arabayı servise verdik, teknisyen önce yüzümüze bakmadı, sıra var diye ezikledi bizi... Eşim arabadan bastonla inince, nurlu dede inmiş misali adam imana geldi...
Hoppp ilk sıradan arabamız alındı...
Sokakta onu bastonlu gören, nasıl yol vereceğini şaşırdı. Alışverişe gidiyoruz çaylar, kahveler...
Bastonun kerameti işte...
Bir ara bastonu hiç bırakmasa mı diye geçirdim içimden.
İşimiz düştükçe kullansak. Tabii bu benim uyanıklığım...
Koskoca Bülent Ersoy, tekerlekli sandalyeyi, benim gibi kötü emellerine alet edecek değildir...
Ama sorun şu ki, güzel ülkemin güzel insanları, yardım edilecek, zorda birini gördü mü dayanamaz, eldeki baston, tekerlekli sandalye bizim bam telimiz. Hele yaşlılar... O yüzden benim fikrim o ki, Anıtkabir'de şemsiye tutulan Bülent Ersoy değil de galiba tekerlekli sandalye...
O yüzden tüm kabak başına patlayan askere üzülmedim desem yalan olur...

***


NUR TOPU GİBİ POLEMİĞİMİZ OLDU
Bir oyuncunun, müzisyenin hayatta seçeceği en önemli şey; ne kostümü, ne sevgilisi... En önemli seçimi menajeri...
Bir menajer için hayattaki en önemli seçimi yine ne eşi, ne proje...



En önemli seçimi oyuncusu... İkisi de birbirini rezil de eder vezir de... Pazarlama her şeydir ve imzalanan sözleşmeler ocakları yıkacak kadar feci olabilir... Şöhret zehirlidir ve bulaştığı insanı bambaşka birine dönüştürebilir...
Elçin Sangu ve menajeri Başay Okay arasında altı yıldır süren mahkeme sonuçlandı. Elçin Sangu'nun menajerine 4 milyon TL'yi faiziyle ödemesine karar verdi hakim.



Ve Pandora'nın kutusu açıldı... Elçin Sangu "Her şeyi anlatacağım" derken, eski menajeri Başay Okay, "Şöhret gerçekten bir zehir ve Elçin değişmeye başladı. Elçin'in beklentileri değişti. İnsanlar genelde yola çıktıkları insanlara baktıkça kendi eski hayatını hatırlar ve istemeyebilir" dedi.
Tuhaf cümleler... Elçin Sangu'nun hatırlamak istemediği ne ki?
Ünlü oyuncunun açıklayacağı neler var ki? Bu haftanın gündemi belli oldu... Ama başta da dediğim gibi seçimler önemli...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA