Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yayınladığı tağşiş listelerinden köftenin içinden domuz eti, kokoreçten alkol, Adana kebabından at eti, sucuktan kanatlı eti, eşek eti vs. çıktı!
Listeye her geçen gün yeni ürünler ekleniyor. Olağan şüpheli zeytinyağında ise eşine az rastlanacak bir olay yaşandı.
Onay Ticaret'in sahibi Sabri Akın'ın 21 farklı marka zeytinyağına tohum yağı karıştırdığı tespit edildi.
Sabri Akın'a ait 43 farklı marka bulunuyormuş ve bu markalar aracılığıyla sahte zeytinyağı satışına devam etmiş.
Marka isimleri de Yeşil Ayvalık, Şirince Taş Baskı, Meşa Diva, Yeni Vakıf Gurme gibi zeytinyağı severlerin ilgisini çekecek cinsten.
Eminim satış elemanları ürünleri için organik, ilaç kullanılmadan, ilk hasattan vs. elde ediyoruz diyorlardır.
Hem pahalı hem de sahte!
Ne güzel iş!
Adam hiç acımamış! 43 farklı markada insanları hem soymuş hem de sağlıksız zeytinyağı satmış.
İnsanlar artık 'İçine ne kattılar acaba' diye düşünmekten zeytinyağı almaya korkar hale geldi.
Düşük para cezaları ya da ruhsat iptalleri işe yaramıyor! Anında başka bir marka çıkarıp sahteciliğe devam ediyorlar.
Ve bu sahtecilik vakaları yeni de değil!
Uzun yıllar halkı hem zehirlediler hem de büyük vurgun yaptılar!
Bundan sonra gıdada sahtecilik yapanların, insan sağlığıyla oynayanların başına neler geleceğini gösterecek aksiyonlar alınmalı!
Örneğin sahte ve tağşiş listesindeki gıda teröristleri tutuklanmalı.
***
84 YAŞINDA EMEKLİ OLMAK
Malatya'da Bayram Tekedereli, 1968 yılından beri Sosyal Güvenlik Kurumu Malatya İl Müdürlüğü'nde kaloriferci olarak çalışıyordu.
Tekedereli, her ne kadarda kaloriferci olarak görev yapsa da süreç içerisinde özellikle elektrik arızaları başta olmak üzere kurum bünyesindeki birçok konuda çalışmalar gerçekleştirerek gözde bir personel olmayı başardı.
Ve Tekedereli önceki gün kesintisiz tam 56 yıl görev yaptığı kurumdan 84 yaşında emekli oldu.
Bayram amca emekli olmakta sanki biraz acele etmiş!
Şaka bir yana alkışı hak eden erdemli bir davranışla karşı karşıyayız.
Bayram amca eski emeklilik yasasına göre normalde 40'lı yaşlarda emekli olabilirdi.
40'lı yaşlarda hem emekli maaşı alıp hem de farklı işte çalışabilirdi ya da kahvede vakit geçirebilirdi.
Erken yaşlarda emekli olup çalışmadan, hareketsiz ve sağlıksız bir hayat sürdürüp erkenden çökenler de var bu hayatta.
Bayram amca örneğinde olduğu gibi çalışmak, sürekli bir şeyler üretmek insanı dinç ve sağlıklı tutuyor.
***
BİREYSEL ADALET
Antalya'da engelli bir kişi, kendisine tahsis edilen engelli rampasına bırakılan aracın camlarını ve farlarını parçaladı.
Ve bu olayın görüntüleri viral oldu.
Haklıyken haksız durumuna düşmek bu olsa gerek.
Polisi arayabilirdi ama hayat böyle akıp gitmiyor.
Bu tarz magandalıklarla sürekli karşılaşınca bir gün öfkenize yeniliyorsunuz.
Engelli vatandaş tekerlekli sandalyesiyle kaldırıma çıkmak için bu magandayı beklemek zorunda mıyım diye düşündü muhtemelen.
Haklıydı ama ortada bu usulsüzlüğe ceza yazacak polis yoktu ve kendi adaletini sağladı.
İşte asıl tehlike de bu; insanların çaresizlik içerisinde bireysel adalet dağıtmaları!
***
TARTIŞMALI HEDİYE!
Jandarma Uzman Çavuş Bahattin Baştan 2018 yılında Siirt Eruh'ta şehit düşmüştü.
Trabzon'daki evinin yanına inşa ettiği binada oğlunun eşyalarını saklayan ve müze hassasiyetinde koruyan Emine Baştan'a valilik oğlunun balmumu heykelini hediye etti.
Emine Hanımı oğlunun balmumu heykelinin elini tutarken görünce içim parçalandı. Gerçekten de Emine Hanım, oğlunun odasını bir müze gibi tutmuş.
Şehit ailesi valilikten bal mumu heykel talep etmiş olabilir mi?
Sonuçta kimsenin aklına gelmeyecek bir hediye bu. Meseleye bu açıdan bakınca o oda da balmumu heykel de olabilir diyorsunuz.
Ama yine de garip ve üzücü bir durum.
Emine Hanım, artık her gün o balmumu heykeli sevip, oğluyla sohbet bile ediyor olabilir.
Bu annenin tuttuğu yası travmatik hale sokabilir.
Heykeli hediye edersek annenin acısını artabilir diye hiç düşünülmedi mi? Şehre şehit askerin heykeli yapılsaydı, anma töreni düzenlenseydi ya da dualar okutulsaydı daha iyi olmaz mıydı?
***
ABD POLİSİ NE YAPARDI?
Geçtiğimiz günlerde Konya'da kavga ihbarına giden üç polis evin kapısını çaldı. Kapı açılınca bir adam elinde koca bir bıçakla polislere saldırdı.
Polisler kaçtı, kaçamayanlardan biri yedi bıçak darbesiyle yaralandı. Olay anının görüntüleri korku filmi gibiydi. En kötüsü ise; saldırgan polisi bıçaklarken diğer polisler ortada yoktu!
Sonra saldırgan Emre Köroglu'nun, 'oto hırsızlığı', 'yaralama', 'uyuşturucu kullanmak', 'yağma' gibi suçlardan 33 kaydının olduğu ve son 1 yılda karıştığı suçlar nedeniyle 10 kez gözaltına alınıp serbest bırakıldığı ortaya çıktı.
Polis 33 kez yakalıyor, hukuk sistemi serbest bırakıyor sonra aynı adam polisi bıçaklıyor! Çok tartışılan Ceza İnfaz Yasası'nı özetleyen bir haber bu. Çalışmalar başladı inşallah suçluları cezalandırmayan bu yasa değişecek.
Bu olayın ardında farklı illerde polislere iki bıçaklı saldırın daha gerçekleşmesi ise polislerin bu tarz saldırılarda hazırlıksız yakalandığını gösteriyor.
Hep aynı örneği veriyoruz ama Konya'daki olayda ABD polisi olsaydı elleri tetikte kapıyı çalarlardı. En küçük saldırı hareketinde de silahlarını ateşlerlerdi!
***
Altyazı
"Eğer patates püresi ile sosu karıştırırsan daha sonra ayıramazsın, sonsuza dek. Babanın sigarasından çıkan duman bir daha asla içine dönmez. Geri dönemeyiz. Seçmek, bu yüzden zordur. " (Mr. Nobody)