Manavgat'ta ABD'li gurbetçi Can Gözübüyük aracıyla bir otomobile çarptı.
Kimsenin yaralanmadığı kazada Gözübüyük'ün 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu belirlenince ehliyetine el konulmak istendi ama şahısın sürücü belgesi yoktu.
Gözübüyük trafik polislerine ortada hiç olmayan Kaliforniya ehliyetine el koyamayacaklarını söyledi.
Kimlik kartının üzerinden ehliyet sorgulaması da yapılamadı.
Alkolü araç kullanmak ve sürücü belgesini yanında bulundurmamak suçlarından para cezası kesilen gurbetçinin aracı da otoparka çekildi.
Yazılan cezalara itiraz eden alkollü sürücü, "Bu ülkenin kaç paraya ihtiyacı var?" dedi, iyi mi?
Sürekli gülüp, dalga geçen gurbetçinin olay anı videosunu izlerken memur beyin sabrına hayran kaldım.
Ne yazık ki, bazı gurbetçilerde bir kendini beğenmişlik ve Türkiye'yi küçümseme duygusu var!
Bu bazı sonradan görmeler, yurtdışında en vasat işlerde çalışıp, ucuza aldıkları ya da kiraladıkları lüks araçlarıyla Türkiye'ye gelince kendilerini bir şey sanıyorlar!
Siz kimsiniz de "Bu ülkenin kaç paraya ihtiyacı var?" diye sorabiliyorsunuz? Cebinizdeki dövize mi güveniyorsunuz?
ABD'de yapsa bu hareketleri alkollü araç kullanmaktan tutuklanabilir ve belli bir süre kamu hizmetinde çalıştırılırdı.
Türkiye'de trafik ışıklarına ve kurallara uymayan birçok yabancı plakalı araç var.
Sanki yurt dışından gelince onlara kural işlemez havasındalar.
Cebindeki dövize güvenen böyle tiplere mümkün olan en ağır ceza verilmeli.
***
CANSU'YU DA DOLANDIRDILAR
Dolandırıcıların son kurbanı ünlü sunucu Cansu Canan Özgen oldu.
Kendilerini banka görevlisi olarak tanıtan kişiler, Özgen'i ikna edip hesabına erişerek 450.000 lirasını başka bir hesaba aktardı.
Profesörler, hakimler, savcılar, ünlü iş insanları vs. kimler kimler dolandırıldı!
Cansu'nun da dolandırılmasına şaşırmamak mı lazım?
Ama Cansu yıllardır birçok dolandırıcılık haberi sunmuştu.
Telefon ve internet dolandırıcılığında birçok kimsede olmayan bir farkındalığa sahipti.
Demek ki, farkındalık da yeterli olmuyormuş.
Telefonun ucundaki ses ne kadar güven dolu olursa olsun kimseye kod ve şifre vs. paylaşmamalıyız.
***
TÜRKİYE'DE FAUL ÇALINIRDI
İzlanda-Türkiye maçında Kerem'in İzlandalı kaleciye kayarak yaptığı müdahalesi sonrası Arda'nın gol attığı pozisyonun aynısı Süper Lig'de olsaydı kalecilerin çoğu sakatlık numarası yapardı. Sonra rakibe kart çıkartması için hakemin üzerine yürürlerdi.
Hakemi geçtim, VAR'dan bile faul kararı çıkardı.
Ama İzlandalı kaleci ne sakatlanma numarası yaptı ne de hakeme yoğun itirazda bulundu.
Merih'in kale çizgisi üstünde topu omzuyla çıkardığı pozisyonun benzeri dört büyüklere karşı yapılsaydı penaltı çalınırdı.
Dikkat ettiniz mi; hakem birçok kez VAR kamerasına gitti ve her seferinde 30-40 saniyede kararını verdi. Bizde hakemler önce VAR merkeziyle uzun uzun konuşuyor, sonra hakem ekrandan pozisyona iki-üç dakika bakıyor.
Tartışmalı pozisyonlarda ise 6-7 dakikada karar veriliyor.
Böyle üç dört pozisyonda VAR'a gidilse bile maçlar genelde 5-6 dakika uzatılıyor.
TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu yanlış kararlarda VAR'den hesap soracağını söylemişti.
Daha ligin başında birçok skandal hakem hataları yapıldı ama yanlış yapanlardan henüz hesap sorulmadı.
Ben TFF'nin başında olsam İzlanda-Türkiye maçında hakem kararlarının özetini tüm hakemlere ders niyetine izlettirirdim.
Gerçi yine bir şey değişmezdi.
Dün bir kez daha Süper Lig maçlarını yabancı hakemler yönettiğinde futbolda adaletin sağlanacağı ortaya çıktı.
En azından hatalar minimuma iner!
***
GENÇLERDE KANSER NEDEN ARTIYOR?
Amerikan Kanser Derneği ile Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı'nın 50 ülkeyi kapsayan araştırmasının Eylül ayında açıklanan ilk sonuçlarında bu ülkelerden 14'ünde kanser artış eğilimi yalnızca genç yetişkinlerde görülürken, daha yaşlılarda artış oranı sabit kaldı. Bu sıra dışı bir durum.
BBC Türkçe'nin haberine göre İngiltere, ABD, Fransa dahil 24 ülkede yapılan başka bir araştırmada, 25-49 yaş aralığındaki kolon kanseri hastalarının oranında son 10 yılda önemli bir artış oldu.
ABD'de özellikle X kuşağı (1965-1980 arasında doğanlar) ile Y kuşağı (1981-1996 doğumlular) arasında yapılan araştırmada 17 farklı kanser türünde düzenli bir artış kayda geçti. 1990-2019 arasında genç yaşta baş gösteren kanser vakalarındaki artış yüzde 79 olarak belirlendi.
Yani kanser daha çok yaşlanınca yakalanılan bir hastalık değil!
Peki, kanser vakalarının genç yaşlarda artışının nedenleri neler?
Haberde henüz bu konuda net, kesin bir sonuca varılamadığı belirtiliyor ama bazı olağan şüpheliler var! Sigara kanserin en büyük nedenlerinden biri ama gençlerdeki bu olağan dışı artışın başka nedenleri olduğu düşünülüyor. Çünkü tütün ürünü tüketenlerin oranı 2000'de üç yetişkinden biri iken, son istatistiklere göre beş kişiden biri.
Olağan şüpheliler ise şöyle sıralanıyor; dünya genelinde uyku süresinin 60 dakika azalması!
Vücut saatinin bozulması ile meme, kolon, yumurtalık ve prostat kanseri arasında bağlantı olduğu belirtiliyor.
Mikroplastiklerin de erken yaşta başlayan kolorektal kansere yol açabileceğinden şüphe ediliyor. Ufak plastik parçacıklarının kalın bağırsakta gıdalardan alınan çeşitli zararlı unsurlar ve hastalık yapan mikroplardan bizi koruyan mukus tabakasına nüfuz ettiğini söyleniyor!
Küresel verilere göre kişi başına tüm yaş gruplarında antibiyotik tüketiminin 2000-2015 yılları arasında artmasının da bağırsaklara zarar verdiği ve bunun da kanser vakalarında artışa neden olduğundan da şüpheleniliyor.
Ayrıca işlenmiş gıdalara dayanan beslenme şeklinin de gençlerde kanser vakalarını artırmış olabileceği tartışılıyor.
Özetle sigara içmemenin dışında uyku düzenine dikkat etmek, çok gerekmedikçe antibiyotik almamak, işlenmiş gıdalardan uzak durmak ve plastik şişelerdeki suları mümkün oldukça tüketmemek kansere karşı önlemler olabilir.
***
Altyazı
"Hiç bilmesen de şu berbat hayatının en mutlu anını çoktan yaşamış olabilirsin ve geleceğinde hastalık ve acılardan başka bir şey olmayabilir." (Naked)