Ukrayna-Rusya savaşında üst üste beş ayrı drone saldırısına maruz kalan Türk yapımı Kirpi adlı askeri zırhlı aracın yoluna devam etmesi sosyal medyada gündem oldu.
BMC şirketi tarafından üretilen Kirpi aslında çoktan kendini kanıtladı. Farklı ülkeler tarafından ihraç ediliyor.
Kirpi'nin üst üste beş ayrı drone saldırısından kurtulma anını içeren görüntüler gerçekten etkileyici.
Uzmanların da belirttiği gibi Kirpi'nin isabet almasına rağmen inatla yoluna devam etmesinde gövde yapısı ve yürür aksamının sağlamlığı önemli rol oynuyor.
Bir savunma sanayi uzmanının şu tespiti önemli: "Bazı atışlarda droneların hedefi şaşırdığı düşünülebilir ancak bu noktada da Kirpi'nin yüksek manevra kabiliyeti devreye giriyor."
Savunma sanayi odaklı haber yapan internet siteleri ve sosyal medya hesaplarında da Kirpi'ler büyük övgü alıyor.
Eskiler "Kötü komşu ev sahibi yapar" diye boşuna dememiş.
Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan sonra Türkiye'ye büyük bir silah ambargosu uygulanmış, bu da yerli savunma sanayimizin gelişmesini sağlamıştı.
Türkiye, PKK'ya karşı başarılar elde etmeye başlayınca aynı ambargolar yine gündeme gelmişti. Yurt dışından aldığımız İHA'ları terörle mücadelede kullanamıyorduk.
Bize İHA/ SİHA satmayan, üretiminde katkımız olan, parasını ödediğimiz F-35'lerimizi vermeyen ABD hükümeti sayesinde yerli üretime geçtik.
Bayraktar şirketinin İHA/Sİ- HA'larını birçok ülke ihraç ediyor. TUSAŞ'ın üreteceği TF-X milli muharip savaş uçağının ilk prototipi için de "Avrupa'nın en iyi savaş uçağı olacağı" iddia ediliyor.
Yerli ve milli üretim olan TCG Anadolu, 'Çok Maksatlı Amfibi Gemi' sınıfına giriyor ama uçak gemilerinde bulunan birçok özelliğe sahip.
İkinci uçak gemimiz TCG Trakya suya indiğinde ise Türkiye gerektiğinde binlerce mil uzakta operasyon yürütebilecek.
Yerli savunma sanayimizdeki büyük atılımlar Türkiye'yi hem dışa bağımlılıktan kurtarıyor hem de bölgesindeki en güçlü askeri güçlerden biri yapıyor.
***
PANDALAR KOVULDU
Finlandiya'da kimsenin ziyaret etmediği gerekçesiyle Lumi ve Pyry adlı iki panda Ahtari Hayvanat Bahçesi'nden kovuldu.
Pandalar, 2017 yılında Finlandiya'nın bağımsızlığının 100. yıldönümü dolayısıyla Çin tarafından hediye edilmiş ve 2033 yılında geri alınması planlanıyordu.
Hayvanat bahçesi, daha fazla turist çekebilmek umuduyla yaklaşık 6,7 milyon sterline mal olan özel bir panda bölümü inşa etmişti. Ancak Lumi ve Pyry'nin bakımı ve Çin'e ödenen koruma ücreti, hayvanat bahçesine yıllık yaklaşık 1,5 milyon euroya mal oldu.
Ziyaretçi sayısı düşük kalınca da pandalara yapılan yatırım göze battı.
Böylece pandaların da işsiz kalabileceğini öğrenmiş olduk.
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan pandalar aslında dünyanın en değerli hayvanları arasında.
Sadece özel izinle Çin'den dışarı çıkabiliyorlar. Turizm geliri yaratabilecek kadar değerli canlılar.
Hazır işten kovulmuşken Lumi ve Pyry'yı Türkiye'ye getirsek fena olmaz.
***
FIRSATÇI EMLAKÇILARA CEZA
Ticaret Bakanlığı, eylül ayı içinde ilan fiyatlarında fahiş artış yapan 117 emlak işletmesine, 11 milyon 700 bin TL ceza uygulandığını duyurdu.
Konut kredisi faiz oranlarında düşüş olacağı haberleri çıkınca bazı emlakçılar hemen ev fiyatlarına kafadan fahiş zam yaptılar. Ticaret Bakanlığı da zam yapanları tespit ederek doğru bir işe imza atmış oldu.
Döviz, altın ya da banka mevduat faizleri yükseldiğinde konut sahipleri de dairelerine otomatik zam yapıyorlar.
Konut kredisi düşünce enflasyonist ortamda ev almak yatırım fırsatı olarak görüldüğü için de konut alımına yönelme oluyor.
Emlakçılar da hemen fiyat artışına gidiyorlar.
Bu kısır döngü hep böyle devam ediyor. Ve konut fiyatları enflasyon üzerinde psikolojik baskı oluşturuyor.
Normalde konut fiyatlarındaki artış arz-talep dengesine, konut ihtiyacına ve inşaat maliyetlerine göre yapılmalı.
Ülkemizdeki temel sorun konutların yatırım aracı olarak görülmeleri.
Hâlbuki konutlar öncelikle barınma ihtiyacı olarak görülmeli.
Konut krizinden çıkmak için devletimiz başta Almanya olmak üzere bazı ülkelerde uygulanan kamu konut projelerine yönelebilir.
Devletin ya da yerel yönetimlerin kiraya verdiği konutlar barınma ihtiyacını biraz olsun azaltabilir.
***
GÜRÜLTÜ YAPMAK SUÇ!
Üç gün önce Tokat'ın Turhal ilçesinde saat 22:00 sıralarında Motofest Festivali kapsamında motosiklet tutkunları bir araya geldi.
Bu sırada Kürşat Elitaş (45) motosikletiyle egzoz patlatmaya başladı. Festivale katılan Osman İşeri ile Elitaş arasında egzoz patlatma nedeniyle başlayan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü.
İşeri yanında bulunan tabancayla ateş etti. Ve Elitaş hastanede hayatını kaybetti.
Saat 22.00'de tam insanlar yatmaya hazırlanırken motosiklet festivali mi olur?
Ve asıl garip olan ise; motosiklet festivalinde motosiklet tutkunlarının bile gürültüden rahatsız olmaları.
Bu haberi okuduktan sonra TV'de zap yaparken Avusturalya'da devriye gezen polislerle ilgili bir programa denk geldim.
Polisler egzosundan yüksek ses çıkan bir motosiklet sürücüsünü durdurdu ve motosikleti çekiciyle yüklettiler.
Polis, motosiklet sürücüsüne "Üzgünüm kuralları var. Bu sesten rahatsız olacak insanlar var. Ve yüksek sesle egzoz patlatmak suç" diyordu.
Bu köşede defalarca otomobillerde yüksek seste müzik dinlemek, motosiklet ya da otomobille egzoz patlatılmasından birçok insan rahatsız oluyor, uyuyamıyor vs. diye yazdım.
Gürültü kirliliği yaratmak yasada suç ama polisler bu suçu genelde görmezden geliyor.
Tokat'taki olayda olduğu gibi insanlar gürültü yüzünden kavga edip birbirini öldürüyor.
Google'a "Gürültü, kavga, cinayet" yazın böyle birçok habere rastlarsınız.
Kurallar uygulanmadığı için insanlar sudan sebeplerden birbirini öldürüyor!
***
Altyazı
"Jacqueline Roque: Prostatını kaybediyorsun Pablo, hayatını değil.
Pablo Picasso: Bana pek öyle gelmiyor ama.
Jacqueline: Sevişmeyi ve ölmeyi mi tercih edersin yoksa yaşamayı ve resim yapmayı mı?" (Deha)
