Çeşme'de bu yaz beach fiyatları 600 liradan başlıyor, 1000 liraya kadar ulaşıyor. Bu sadece giriş ücreti.
Her yaz sezonunda olduğu gibi bu popüler beach'lerde yeme içme fiyatları da ayrıca haber olacak. Daha sırada Bodrum'daki lahmacun fiyatları var!
Medyada popüler mekânların fiyat politikasını asgari ücret üzerinden sorgulamak mantıksız. Dünyada da bu böyle.
Rahmetli Hıncal Abi'nin (Uluç), bu polemik için verdiği St. Tropez örneğini daha önce de yazmıştım.
Bu polemik hiç bitmediğine göre Hıncal Abi'ye kulak vermekte fayda var:
"90'lı yılların sonu.. Ertekin'le St.Tropez pazarını dolaştık, limana yürüdük. Dünyanın en ünlü, en pahalı limanlarından.
Minnacık sahilde de, ancak bir avuç dükkana yer var. En ünlüsü Senequier tabii. 1887'de kurulmuş, dört kuşaktır hep aynı kurabiyeleri satan ünlü pastane kafeye oturduk.
"Birer su" dedik, çölde vaha bulmuş gibi. Garson ters ters baktı ama getirdi. Adisyonu da yanına koydu. Göz attım. Bugünkü paramızla 50 lira falan su. Garsona şaka yaptım: "Bu ne?
Şampanya mı?" Garsonun asık suratı gülümsedi: "Bu suyu o fiyata satmasak, o masayı bulabilir miydiniz?"
'BÜYÜK DERS OLDU'
Hayatta aldığım en büyük derslerden biridir. Fransız Rivierası'nın yüz yıldır dünyaca ünlü kafesinde oturmanın, susayınca yer bulabilmenin bir bedeli olmalı."
Bodrum'da, Çeşme'de ünlü bir beach'te ya da restoranda vakit geçirmenin de bir bedeli var!
Ayrıca çok parası olanlar yanlarında da kendileriyle aynı zenginlikte ya da statüde insanlar görmek istiyorlar.
Yani bir zengin, o gün Çeşme'de denize girecekse 5 bin TL de verebilir.
Bir de sırf Instagram'da paylaşmak için pahalı beach'lere gidenler var. Onlar da daha üst statüye geçmek için abartılı ücretler ödemeye hevesliler!
Alan razı, veren razı.
Türkiye kıyılarına Jeff Bezos, Bill Gates gibi dünyanın en zengin insanlarının tekneleri de demir atıyor.
Keşke ülkemize genelde zengin turist gelse.
Tabii tüm sahillerde özel beach'ler işgal edilmemeli.
Yasada boşuna "Kıyılar halkındır yazmıyor"!
Bu konuda devletimiz son dönemde önlemler alıyor. Ruhsatsız beach'leri kapatıyor.
Belediyeler de halk plajlarının sayısını artırmalı.
TATİL DOLANDIRICILARI İŞ BAŞINDA
Tatil sezonu açıldı. Dolandırıcılar da şu an yoğun bir mesai harcıyor!
Emniyet de vatandaşa uyarılarda bulundu:
"Tatil fırsatı" ve "indirimli tatil sepeti" şeklinde e-posta ve kısa mesaj yoluyla gönderilen linklere tıklamayın.
Rezervasyon yapılacak tesisleri "www.tursab.org.tr" ve "www. kulturturizm.gov.tr" adreslerinden sorgulayın.
Seyahat acentesi veya turizm tesisinin internet Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi'ne (ETBİS) kayıtlı olup olmadığını kontrol edin.
Otellerin veya seyahat şirketlerine ait internet sitelerinin sahte olup olmadığını araştırın.
Oteli telefonla arayarak rezervasyon teyidi yapın.
Ödemeyi otele girerken yapın.
Bu uyarılar her bayram ve okul tatili öncesi yapılıyor ama birçok insan dolandırılıyor.
Çünkü Google'da otel arattığınızda ilk sırada genelde dolandırıcıların kopyaladığı otel siteleri oluyor.
Aramalarda üstte çıkmak için Google'a reklam veriyorlar.
Oda sayısı sınırlı olduğunu belirtip ödemenin tamamını ya da belli bir bölümünü önceden istiyorlar.
Oteller de genelde dolu olduğu için insanlar boş odayı kaçırmamak adına ödemeyi önceden yapıyor.
Elbette önce vatandaş önlemini alacak ama bu sahte sitelerle ilgili Google'ı önlem almaya sevk edecek özel bir çalışma yapmalı.
Ayrıca siber güvenlik önlemi almayan turizm işletmelerine yaptırım uygulanmalı.
Özetle vatandaşı uyarmanın ötesinde, dolandırıcılarla daha kapsamlı mücadele edilmeli.
SENİ ÜNLÜ YAPARIM!
'Kızılcık Şerbeti' dizisinin senaristi Melis Civelek'in genç bir senariste bedava iş yaptırmaya çalıştığı iddia edildi.
Bir magazin sitesinden yer alan habere göre genç senarist, görüşmeye gittiği Civelek'in evinde yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
"Bastığım yerleri pas paslattı ve iki saat kendini övdü. Yaptığı işlerin kalitesi, başarısı falan filan...
Sonra da lafı onun için parasız çalışırsam bir süre sonra çok ünlü ve çok para kazanan bir senarist olabileceğime getirdi. Yanındaki kız öyle yapmışmış, bedava çalışmış bir sene. Aynen aynen dedim uzadım."
Aslında bu tarz iddiaları yazı konusu yapmam. Dizi sektörü tam bir cadı kazanı. Cihangir kafeleri birbirini çekemeyen, kıskanan insanlarla dolu. Her masada ayrı bir dedikodu döner!
Civelek böyle yapmış demiyorum. Belki de iftiraya uğruyor.
Öte yandan dizi sektörünü yakından bilenler insan sömürüsünün ne kadar çok olduğunu da bilir.
Sektör bedavaya çalıştırılan senarist, oyuncu adaylarıyla dolu.
Gençler bir umut dizi sektöründe tutunurum diye yapılan haksızlıklara ses çıkarmıyor!
Çoğu da hayallere kapılıyor ve emeğinin sömürüldüğünü bile fark etmiyor!
Ekrandan hayranlıkla izlediğiniz, yaptığı işe saygı duyduğunuz bazı şöhretler ne yazık ki, zirveye emek sömürüsüyle çıkıyor!
DANS EDENLERE SALDIRI İDDİASI
Diyarbakır'da bir dans okulunun açık alanda düzenlemek istediği dans gösterisine 50 kişilik bir grubun saldırdığı iddia ediliyor.
Sandalyelerle yapılan saldırıda etkinlikteki bazı kişiler çeşitli yerlerinden yaralandı.
Bu tarz haberlere temkinli yaklaşmak lazım! Bazen provokasyon amaçlı olabiliyor. Ya da kavga başka bir nedenden çıkmış olabiliyor!
Eğer çıkan haberler ve görüntüler doğruysa bu çağda dans eden insanlardan rahatsız olmak üzücü bir durum.
Elbette her bölgenin, toplumun kendine özgü değer yargıları var. Ancak dans ediyorlar diye insanlara saldırmak 'özel hayata müdahale' kapsamına girer ve Anadolu hoşgörüsüyle de bağdaşmaz.