TÜİK'in açıkladığı 2023 yılı sahne sanatları ve sinema verilerine göre tiyatro, opera, bale, orkestra seyircisinde artış yaşanırken, sinema salonlarının izleyici sayısı düştü.
Sinemada izleyici sayısı 2023 yılında yüzde 13 azaldı. Kayıtlara geçen sinema izleyicisi sayısı 31 milyon 5 bin 844.
Dijital platformlar yüzünden sinemaya gitme alışkanlığında düşüş olması normal.
Öte yandan tiyatroda 2022-2023 yılları arasında seyirci sayısında yüzde 15,2 artış görüldü. Tiyatroya giden seyirci sayısı 6 milyon 279 bin 512.
2022-2023 yıllarında 817 olan tiyatro salonu sayısının 808'e düşmesine rağmen izleyici sayısının artması ilginç.
2022-2023 yıllarında 6 kentte Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğüne bağlı sahnelerde sahnelenen opera ve bale temsillerine seyirci katılımı bir önceki döneme oranla yüzde 30,2 arttı.
Tıpkı tiyatroda olduğu gibi Opera ve Bale seyirci sayısına karşın Devlet Opera ve Bale bünyesinde sahnelenen eser sayısı yüzde 15 azaldı.
AKM BOŞUNA MI YAPILDI?
Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne bağlı 6 orkestra, 10 topluluk ve 11 koro sahne aldı. Bu alanlarda yüzde 47 artan seyirci sayısı 266 bin 23 olarak kayıtlara geçti.
Özelikle orkestra seyircisinin yüzde 62,3 artması müthiş bir gelişme.
Bale gösterilerine bilet bulmak zor. Hele orkestraları dinlemek daha da zor. Biletler temsillerden çok çok önce tükeniyor.
Normalde bu ilgiye karşılık opera, bale temsilleri, orkestra konserleri ve tiyatro oyunlarının sayısı artmalı ama bizde tam tersi olmuş!
Özellikle Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü temsil sayısının azaltılmasına ne gerekçe gösteriyor acaba?
Başta AKM olmak üzere salonlar daha verimli kullanılmalı!
TÜİK'in verileri şu mesajı veriyor: Halk daha çok opera, bale, tiyatro, orkestra, oyun istiyor!
***
KIYMA MAKİNESİNDE ADAM ÇEKMEK
Müge Anlı, ATV ekranlarında yine tarihe geçen bir programa imza attı.
Programın ana konusu evden kaçan evli bir kadının aranması ve kimden kaç çocuk yaptığıydı.
Yine normal insanların marjinal ilişkileri konuşuluyorken evden kaçan Güllü Çolak'ın yeğeni Ahmet; babaannesi, halası ve amcasının 2011 yılında zengin bir kişinin önce parasını yediklerini sonra da çıkan kavgada o kişiyi öldürüp kıyma makinesinde çektiklerini öne sürdü.
Ahmet adamın kim olduğunu bilmediğini söyleyip şu detayları paylaştı:
"Cennet babaannem sürekli o adam ne pis kokmuştu diye anlatırdı. Telefonda birini tehdit ediyorlardı, 'Kıyma makinesinde çektik adamı, lavaboya akıttık, kanını falan da akıttık, kimse bulamadı. Sana neler yapmayız dediler.'
Babaannem o olay aklına gelince hep midesi bulanırdı. Yerlerdeki kanları ona sildirmişler."
Ev tipi kıyma makinesinde koca adamı nasıl çektiler? Çekilen eti lavaboya akıtmak nasıl bir şey acaba?
Dağ gibi adam kıyma ya da et suyu mu oldu yani?
Benim Müge Anlı'nın programlarından çıkardığım ana fikir şu; medeniyetlerin beşiği Anadolu'da ayrıca bir paralel evren var.
Bu paralel evrende her türlü marjinal ilişkiler yaşanıyor, kıyma makinesinde adam çekmek gibi korku filmlerinde bile göremeyeceğimiz senaryolar gerçeğe dönüşüyor!
Gördüğünüzde elini öpeceğiniz nur yüzlü Cennet nine bile bir adamın kıyma makinesinde çekilmesine yardımcı oluyor!
Çevremizde normal gibi gözüken birçok psikopat var!
Müge Anlı 'Palu Ailesi'ni bile gölgede bırakacak yeni bir aile keşfetti galiba.
***
DÜNYADA GOOGLE'A AÇILAN DAVALAR BİTMEK BİLMİYOR
İngiltere Rekabet Temyiz Mahkemesi, Google hizmetlerinin rekabet karşıtı reklam uygulamaları nedeniyle tam 13,6 milyar sterlinlik devasa bir davayla yüzleşmesine karar verdi.
İddiaya göre Google, kendi reklam teknolojisi ürünlerini kayırarak rakiplerini dezavantajlı duruma düşürdü ve yayıncıların elde ettiği reklam gelirlerini düşürdü.
Aynı zamanda, Google'ın reklam hizmetleri için şişirilmiş ücretler talep ettiği de belirtiliyor.
Aslında Google daha önce birçok davada benzer suçlardan ceza aldı.
Türkiye'de de Rekabet Kurulu, Google gibi internet devlerine para cezaları kesmeye başladı ama dünyadaki örneklerinin yanında cezalar çok düşük!
Tekel olduğu için birçok alanda rekabet dışı hareket eden Google'ın reklam hizmetleri için şişirilmiş ücretler talep etmesi ülkemizde de araştırılmalı. En önemlisi şirketin yayıncıların elde ettiği reklam gelirlerini düşürmesi. Bu durumdan en çok zarar gören medya.
Söz yine dönüp dolaşıp 'Dijital Telif Yasası' tasarısına geliyor.
Günümüzde Türkiye'de eskiye göre daha çok medya içeriği üretiliyor ve internet sayesinde daha çok içerik takip ediliyor.
Normalde internet ve TV reklam gelirlerinin eskiye göre çok artması gerekiyor.
Ama dijital mecrada Google, META gibi şirketler tekel oldukları ve internet dünyasını yönlendirdikleri için rekabet kurallarını ihlal ediyorlar ve medyanın reklam pastasından küçük dilimler almasına izin veriyorlar.
Bu durumla ilgili birçok ülkede davalar açıldı ve kazanıldı. İnternet devleri rekabeti kötü kullanan tekelci politikalarda geri adımlar atmaya başladı. Daha da önemlisi; bazı ülkelerdeki medya kuruluşlarıyla masaya oturup ekstra ücretler ödemeyi başladılar.
Avustralya, Kanada ve bazı Avrupa ülkeleri medyasına sahip çıktı.
Formül belli, çözüm basit ama gecikme var.
Dijital Telif Yasası çıkarsa sadece medya değil, ülke olarak da dünyayı yöneten internet devlerine karşı elimiz güçlenecek!
***
DÜŞÜK BÜTÇELİ JOHN WICK
Marmaris'te M.G. isimli şahıs, pompalı tüfekle rakip olan aynı caddedeki bir başka dövmeci dükkanını bastı. İki kişi yaralandı. Birinin durumu ağır!
M.G. ise tutuklandı.
Olay anının görüntüleri aksiyon filmleri gibiydi.
Ağır yaralanan E.D.'nin pompalı tüfeğin üzerine atlaması, M.G.'nin yanında beliren köpek vs. sanki düşük bütçeli 'John Wick' filmi çekiliyordu ama her şey gerçekti.
Haberi ilginç yapan ise; dövmecilerin bile mafyatik kişiler gibi hareket etmeleri.
Normalde küçük kavgalarla bitecek olaylar birçok insanda silah olduğu için öfkeyle cinayete dönüşüyor.
Silahın nerden, kimden çıkacağı belli değil!