İstanbul'daki bazı kreş ve anaokulu fiyatları 500 bin liranın da üzerine çıkmış.
Yıllık 750 bin lira olan kreş ve anaokullarının fiyatları dünyanın en pahalı üniversiteleriyle yarışıyormuş.
"Dünyacı ünlü üniversiteden pahalı kreş mi olur" diyebilirsiniz.
Şaşırmaya gerek yok eğer talep varsa olur.
Kimse sizi yılda 750 bin lira ödemeye zorlamıyor.
Pahalı semtlerde, elit ailelerin çocuklarıyla, İngilizce bilen bakıcılarla çocuğunun büyümesini isteyen varlıklı ailelerin olduğu unutuluyor!
Zaten 750 bin liralık kreş ve anaokulların taliplisi de çokmuş. Aileler birbiriyle yarışıyormuş.
ÖĞRETMEN NE ALIYOR?
Öte yandan devletin ve belediyelerin bedava ya da düşük ücretli kreşleri de var.
Sunulan imkânlar kısıtlı olmakla birlikte her bütçeye göre okul öncesi eğitim var.
Asıl tartışılması gereken pahalı kreş ve okullardaki öğretmenlerin hayat standartları!
Pahalı kolejlerde bile asgari ücrete ya da altındaki fiyatlara çalıştırılan öğretmenler var.
Mutsuz bir öğretmen çocuğunuza ne kadar faydalı olabilir ya da idealist yaklaşabilir?
O yüzden çocuğunuzu özel anaokulu ya da koleje yazdırırken öğretmen maaşlarını da sorun!
***
YAPAY ET NE KADAR?
Çin'de CellX adlı bir şirket, Şanghay'da seri üretim yapabilecek ilk yapay et fabrikasını açtı. Pilot tesis şimdilik ayda bin kilo yapay et üretecek.
Yapay ete geleceğin besin kaynağı gözüyle bakılıyor ama şimdilik üretimi pahalı. Örneğin Şangay'daki fabrikada yarım kilo yapay etin üretimi 100 dolara mal oluyor.
Ama bu fabrikanın kurulma amacı teknoloji geliştirerek üç yıl içinde yarım kilo yapay eti 2.92 dolara üretebilmek.
Yapay et, hayvanları öldürmek zorunda kalmadan onların kas ya da kök hücreleri kullanılarak üretiliyor.
Bazı komplo teoricileri bu teknolojiyi vücuttaki tümörün büyümesi gibi küçük bir parça etin beslenerek büyütülmesi olarak görüyor. Aslında yoktan bir şey var edilmiyor normal et hücreleri yapay bir ortamda büyütülüyor da diyebiliriz.
Yapay ete alışsak iyi olur. Hayvan kaynaklarının azalması, Küresel Isınma vs. gibi nedenlerden dolayı yapay et üretimi tüm dünyada teşvik ediliyor. Çünkü bu teknoloji çevre dostu! Bu trendin gerisinde kalmamalıyız. Aslında bizde de yapay et olmasa da yapay sucuk teknolojisinde çok yol alındı!
Geçtiğimiz Mart ayında İstanbul'da yapılan denetimlerde hayvansal hücre kullanılmadan yalnızca ot ile üretilmiş hileli sucuklar tespit edilmişti.
Gıda Laboratuvarları Başkan Yardımcısı Selman B. Orhan da "Çok gelişmiş teknolojiler var. Soya ununa tuz, tatlandırıcı kattığınızda et yediğinizi sanıyorsunuz.
Bunun yakalanması çok zor... Et yerine ot yiyoruz" diye açıklama yapmıştı.
Aslında bizim dolandırıcılar gerçek et örneğine de ihtiyaç duymadan 'ot sucuk' üretmeyi başardı. İmkân, destek verilse yapay etin de kralını yaparlar!
***
KEDİLERE TEKNE TURU
Singapur'da kediler ve sahipleri için lüks tekne turları başlatıldı. Bilet fiyatı 166 dolar (yaklaşık 5 bin lira) olan turlara şimdiye kadar yüzlerce kişi katıldı.
2,5 saat süren gezide, kediler ve sahipleri için özel menüler sunuluyor. Kediler tekne ortamında arkadaşlarıyla sosyalleşiyor falan filan...
Sudan korkan kedileri bu tura katılmayı nasıl ikna ettiler acaba? "Kediye soran mı var, verirsin mamayı gelir" dediğinizi duyar gibiyim.
Kediler candır, çok severim ama bazı kediler insanlardan daha şanslı!
Hayatında hiç tekneye binmemiş birçok insan var!
***
SUSUZLUĞA BASİT ÇARE
İstanbul'a su sağlayan 10 barajın altısının su seviyesi yüzde 20'nin altına düştü. Büyük bir su krizi bizi bekliyor diye yazmıştım.
İSKİ ücretsiz perlatör dağıtımına başlamış. Şimdiye kadar kaç haneye dağıtıldı bilmiyorum ama perlatörler basit, harika aparatlar.
Kolayca musluğa takılan perlatörler, suyun içine hava karıştırarak su akışını kontrol altına alıyor, suyu sprey şeklinde akıtarak su akışını yumuşatıyor ve suyun daha verimli kullanılmasını sağlıyor.
30-40-5o TL gibi düşük fiyatlara satılıyorlar.
Bir araştırmaya göre İstanbul'da her yapıda perlatör kullanılsa su tüketiminin yılda 156 milyon metreküp düşer. Bu da Büyükçekmece Barajı kadar su tasarruf etmek demek.
Perlatörler şehrin her yerinde ücretsiz dağıtılsa İstanbul susuz kalmayabilir!
Perlatör kullanımını yaygınlaştırarak ülke çapında büyük su tasarrufu sağlayabiliriz.
***
ENERJİ İÇECEKLERİ NE KADAR ZARARLI?
Prof. Dr. Canan Karatay "Enerji içecekleri alkolden daha zararlı" dedi diye haberler yapıldı.
Karatay'ın sözleri cımbızlanarak sosyal medyada etkileşim artırılıyor. Aslında Karatay enerji içeceklerinin bilinçsiz bir şekilde, çok tüketildiğinde alkolden bile zararlı olabileceğini söylüyor!
Karatay, "Tüm enerji içeceklerinde bolca mısır şurubu şekeri var. Üstelik diğer kimyasal maddeler de cabası. Bunlar bağışıklık sistemini yok eder, bağırsakların düzenini alt üst eder, beyin fonksiyonlarını bozar..." diyor.
Karatay'ın bazen uzmanı olmadığı konularda, sakıncalı açıklamalar yaptığını gördük.
Ama bilimsel araştırmalar enerji içeceklerinin çok tüketildiğinde büyük zararları olduğunu ortaya çıkardı. Yani Karatay bu kez haklı.
Ülkemizde 18 yaş altına enerji içeceği satışı yasak lakin etrafımda enerji içeceği içen çok çocuk görüyorum. İçtikleri şeyi meşrubat sanıyorlar galiba.
Yine yasaya göre enerji içeceklerine sporcu içeceğidir diye reklam yapılması yasak ama bazı şirketler spor endüstrisine büyük sponsor desteği vererek enerji içecekleri sporcu içeceğidir algısı yaratıyorlar.
Bir litrelik enerji içecekleri bile satılıyor!
Mevcut yasalar uygulanmalı, enerji içeceği konusunda çocuklar ve gençler bilinçlendirilmeli!