İzmir-Çeşme'de bir beach'e girmek isteyen Aleyna isimli bir genç kadın, kilolu olduğu için giriş izni verilmediğini iddia etti.
Aleyna başına gelenleri şöyle anlattı:
"4 Ağustos günü rezervasyon yaptırdık.
Araya tanıdık soktuk. Ama gittiğimizde rezervasyonumuzun olmadığı söylendi.
Biz de araya soktuğumuz kişiyi arayıp rezervasyonumuzu onaylattık. Ama yetkili 'İçeri full kapasite. 1 kişiyi bile alamam' dedi.
Gittiğimizde saat 10.30-11.00 idi. Ama önümüzden deli gibi turistler geçiyor. Onlara rezervasyon sormuyorlar bile.
Arkadaşım bir kez daha sormak istediğini söyledi. Siz arabaya geçin dedi. Yetkili arkadaşımıza, 'Beach'e girmek için kilolarınız biraz fazla' demiş!..
Bir plaja girmek için sıfır beden olmak zorunda olduğumu bilmiyordum! O kadar tiksindim ki bu yerden. Nasıl böyle bir şey yapabilirler?
İnanın birçok ülke gezdim.
Bunu yaşamadım. Sizden 2 bin-2 bin 500 TL alacak adamlar size kapıda böyle bir şey sunuyor ve almıyor. Paranızla rezil olmayın." Denize girmek için 2 bin 500 lira vermenin bile yetmemesine mi, rezervasyon için araya adam sokulmak zorunda kalınmasına mı, yoksa işletmenin fazla kiloyu bahane göstermesine mi şaşırayım bilemedim.
ABD'de insanların fazla kiloları yüzünden ayrımcılığa, mobbinge maruz kalınmasını suç kabul eden bir yasa bile çıkarıldı.
Bu tarz bir olay Batı ülkelerinde yaşansa o yerin ruhsatını iptal etmekle kalmazlar, haklarında davalar da açarlar.
Çünkü Batı ülkelerinde 'body shaming (beden utandırma) suç.
Aslında Aleyna hatasını da itiraf etmiş. İki fotoğraf çekip sosyal medyada hava atmak için araya adam sokarsan, üstüne 2 bin 500 lira verirsen bu beach'leri yönetenler de kendilerini kral sanar ve canları istediğini içeri alırlar.
***
BAŞIBOŞ KÖPEKLER İÇİN EMSAL KARAR
70 yaşındaki Prof. Dr. Bülent Uluğ, 19 Mayıs 2022'de yolda yürürken sahipsiz köpeklerin saldırısı sonucu yaralanıp, hastaneye kaldırılmıştı.
Uluğ, daha sonra Antalya Valiliği, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Muratpaşa Belediyesi'ne tazminat davası açtı.
Mahkeme de sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların yerel yönetimlerce kurulan hayvan bakımevlerine götürülmelerinin zorunlu olduğunu açıkladı.
Antalya Valiliği ve iki belediyenin 10'ar bin lira tazminat ödemelerine karar verdi.
İşte beklediğim emsal karar buydu. Başıboş köpekler tarafından saldırıya uğrarsanız artık bunun sorumlusu valilik ve belediyelerdir!
Bu emsal karardan sonra başıboş köpekleri kısırlaştırıp barınaklara koymayan vali ve belediye başkanlarının başı çok ağrır!
***
ARACIN MODELİNE GÖRE CEZA!
8 Haziran'da bu köşede "Finlandiya'da bir holdingin CEO'su olan Anders Wiklof'a hız sınırı 50 olan yolda 82'yle gittiği için 121 bin Euro trafik cezası kesildi. Bu paraya lüks otomobil alınır değil mi? Ama Finlandiya'da trafik cezaları kişinin gelirine göre hesaplanıyor... Türkiye'de de trafik cezaları gelire göre kesilmeli" diye yazmıştım.
Beklediğim güzel haber geldi.
Trafik cezalarını araç bedeline endeksleyecek yeni bir düzenleme üzerine çalışıldığına dair haberler çıktı.
Eğer bahsedilen yönetmelik hayata geçerse lüks araç sürücüleri daha çok trafik cezası ödeyecek.
Örneğin şu anda hız sınırını ihlal eden eski bir Şahin sürücüsüne de, 4-5 milyonluk lüks bir otomobil sahibine de 915 TL ceza kesiliyor.
Bazı zenginler o kadar şımarık ki, ceza yemeyi göze alarak trafik kurallarını ihlal ediyorlar.
Araç bedeline, kazanca göre ceza kesilmesi mantıklı.
***
EĞİTİMDE SINIF ATLATACAK HAMLE
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, liselere sınıf tekrarının geldiğini duyurdu ve öğrencilere "Devamsızlığa af yok, beklenti içinde olmayın" mesajını verdi.
Aslında liselerde sınıf tekrarı yönetmelikte vardı ama uygulanmıyordu.
Çocuk sınıfta kalmak için özel çaba gösterse bile sınıfta kalamıyordu!
Sınıfta kalmanın olmadığı mevcut eğitim sistemi hem bilgisiz nesillerin yetişmesine neden oluyordu hem de okullarda disiplini ortadan kaldırıyordu!
Okumakla ilgisi olmayan, yaramaz, zorba öğrenciler öğretmenlerin otoritesini sarsıyorlardı. Ders çalışmak isteyen öğrencilere de kötü örnek oluyorlardı.
Yıllarca dört işlem bilmeyen, okuduğu paragrafı anlamayan öğrenciler zorla mezun edildi!
Bir 'Boomer' gibi yazmış olacağım ama bizim zamanımızda sınıf geçmek zordu. Okumak istemeyen hemen bir işe verilirdi. Böylece okumak istemeyen çocuklar meslek sahibi oluyordu.
Yusuf Tekin'i kutluyorum. Yıllar sonra ilk defa bir Milli Eğitim Bakanı eğitimde kaliteyi artıracak hamleyi yaptı.
***
ÇÖKMEYEN KUMDAN KALE NASIL YAPILIR?
Çocukluğunda kumdan kale yapmayan yoktur herhalde. Özenerek yapılan kumdan kaleler çoğunlukla çöker.
'Mashable Türkiye' sitesinde bu konuyla ilgili ilginç bir yazı okudum.
Bournemouth Üniversitesi'nde sedimentoloji alanında çalışan Dr.
Matthew Bennett'e "Çökmeyen kumdan kale nasıl yapılır" diye sorulmuş. Dr. Bennett de sihirli formülü açıklamış.
Öncelikle köşeleri ya da burçları olan kovalar yerine basit yuvarlak bir kova kullanmamız gerekiyor. Bu sayede kum daha iyi sıkışıyor.
Dr. Bennett doğru kum seçmenin de önemli olduğunu söylüyor.
Birbirine tuğla gibi kenetlenen "Açılı" kum taneciklerini tercih etmeliyiz. Yuvarlak tanecikli kumların birbirinin üzerinden kayma ihtimali yüksek! Bennett, kumları ayırmakta zorlanıyorsanız kumun içine küçük deniz kabukları koyarak da bu kenetlenmeyi artırabileceğimizi söylüyor.
8 ölçü kuma 1 ölçü su kullanılması gerekiyor. Çok az su koyunca yüzey gerilimi kum tanelerini tutmak için yeterli olmuyor. Çok fazla su kullanımı kayganlaştırıcı etki yapıyor.
Gelelim en önemli kısma; kuru kuma su ilave ederek 8:1 oranı elde edebilirsiniz. Islak kumda bu oranı tutturamazsınız!
Hadi şimdi çocuğunuza yıkılmayan kumdan kale yapmayı öğretin!