Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2011 Van depreminde yıkılan ve iki kişiye mezar olan binaya yapı ruhsatı veren ilçe belediye başkanını suçlu buldu.
Olması gereken bu değil mi zaten. İmara aykırı yapıldığı, düşük kalite malzeme kullanıldığı ya da mimari açıdan hatalı olduğu için yıkılan yapılardan sadece müteahhit, mimar, mühendis sorumlu değil.
Yıkılan binaya onay veren herkes suçlu.
İMZA ATARKEN...
Böylece depremde yıkılan binalara yapı ruhsatında imzası bulunan belediye başkanlarını da suçlu bulan emsal bir karar çıkmış oldu.
Son deprem felaketinde de ihmali olan yerel yönetimlerden yöneticiler de tutuklanıyor artık.
Bundan sonra yeni bir binaya verilen ruhsatta imzası olan herkes, o imzayı atmadan önce 10 kere düşünecek, araştıracak!
Yargıtay'ın emsal teşkil edecek kararı bundan sonra yapılacak binaların güvenliğini artırması adına olumlu bir gelişme.
***
SARILARAK ÖLMEK!
Deprem bölgesindeki yedi binanın enkazından 51 kişiyi kurtaran İHH Bitlis Arama Kurtarma Başkanı ve ekip lideri Abidin Araboğa, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Çıkardığımız bütün çocuklar, çocuklarımıza benziyordu. Oyuncakları sanki çocuklarımızın evdeki oyuncaklarıydı. Onlara dokunduğumuzda sanki çocuklarımıza dokunuyorduk. Ağlamak istiyorduk ancak ağlayamıyorduk, çünkü etraftaki insanların bize ihtiyacı vardı."
İşte bir kurtarma ekibinde çalışmanın en zor tarafı da bu: Büyük dramların ortasında dokunsanız ağlayacakken canla başla çalışmak.
Araboğa'nın şu tespiti de çok değerli:
"Enkazdan çıkardığımız insanların yüzde 80-90'ı birbirine sarılarak ölmüştü. Eninde sonunda birbirine sarılmak varsa, sarılmayı son ana bırakmayalım.
Birlikte daha güçlüysek, imkanımız ve zamanımız varken birbirimize sarılalım."
Sevdiklerinize sarılarak ölmek! Bu nasıl bir acı!
Hırslar, günlük hayatın koşuşturması, zorlukları, stres vs. sevdiklerimize bazen sevgimizi tam gösteremiyoruz. Deprem felaketiyle bu hayatın gelip geçici olduğunu tekrar görmüş olduk.
Birbirimize hep sarılalım, sevelim, paylaşalım. Bugün varız, yarın yokuz!
***
DEVLET GÖREVLİLERİ TİKTOK'U SİLMELİ Mİ?
TikTok'un hassas kullanıcı verilerini Çin ile paylaştığı iddiası son dönemde çok tartışılıyor.
Geçtiğimiz aralık ayında ABD Senatosu, federal çalışanların tamamının Tik- Tok'u devlet cihazlarından kaldırmalarını zorunlu hale getirmişti.
Geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği ise TikTok'a daha kapsamlı bir yasak getirdi.
AB Komisyonu ve AB Konseyi, çalışanlarına TikTok'u hem kurumsal cihazlarından hem de şahsi cihazlarından kaldırmaları için 15 Mart'a kadar süre tanıdı.
TikTok yöneticileri ise yine kullanıcı verilerini paylaşmadıklarını açıkladı.
Ama bu açıklama ABD ve Avrupa'yı tatmin etmiyor.
Türkiye, AB'dekine benzer bir karar çıkarsa demokrasi, fikir özgürlüğü elden gidiyor diye protesto edenler çıkar mı dersiniz?
Ülke çıkarları ve siber güvenlik için Türkiye'de de kritik mevkilerde çalışan kamu görevlilerinin TikTok uygulaması kullanmamasında fayda var.
***
GÜÇLENDİRME YAPILAN DA YIKILDI
Depremde bazı yeni yapıların da yıkılması büyük hayal kırıklığı yarattı.
Depreme dayanıklı diye alınan dairelerin enkazında hayata veda etti insanlarımız.
Peki, depreme karşı güçlendirme çalışması yapılmış yapıların yıkılmasına ne diyeceğiz?
Malatya'da depremde yıkılan Şehit Yarbay Songül Yakut İlkokulu ile Ören Anadolu Lisesi'nde 2020 yılında güçlendirme çalışması yapıldığı ortaya çıktı.
Çürük ve hatalı yapıların yapımından sorumlu kişiler tek tek tutuklanıyor.
Güçlendirme yapılıp yıkılan yapıların sorumlularından da hesap sorulduğunu tahmin ediyorum.
***
KADEME KADEME YARDIM!
Depremzedelere gönderilen kıyafetler Yayladağ- Hatay yoluna gelişigüzel bırakılmış. İhtiyacı olanlar da kendilerine giysi seçmeye çalışıyor.
Halkımızın büyük yardımseverliğinin böyle de dezavantajı var işte. İlk anda çok yardım yapılınca deprem kaosu içinde bazı yardımlar ziyan oluyor.
Daha önce de uyarılar yapıldı. Öncelikle ihtiyaç duyulan malzemeleri kademe kademe yollamak daha faydalı oluyor.
***
KALİTELİ UYU, UZUN YAŞA
Harvard Üniversitesi'nden bilim insanlarının yaptığı araştırma, düzenli olarak kaliteli gece uykusu çeken erkeklerin diğerlerine kıyasla neredeyse 5 yıl daha uzun yaşayabildiğini saptadı.
Kadınlarda ise bu sayı iki yıl olarak belirlendi.
Ancak uzmanlar, tek başına uyku miktarının yeterli olmadığı, uyku kalitesinin daha önemli olduğunu söylüyor.
Gecede yedi-sekiz saatlik ideal uyku süresini tamamlıyorsanız ve haftada en az beş gün uyandıktan sonra dinlenmiş hissediyorsanız kaliteli uyuyorsunuz demektir.
Türkiye'de uykusuzluk oranının yüzde 15 olduğu ve her 100 insandan 15'inin uykusuzluk hastası olduğu tahmin ediliyor.
Uykusuzluk probleminde cep telefonlarının da payı var! Uyku problemi konusunda farkındalık projeleri geliştirmekte fayda var.
***
Altyazı
"Asker olmanın en büyük avantajı düşmanınızı karşınızda görüyor olmanızdır." (Gladyatör)