Deprem felaketinde tarifi imkansız acılar yaşandı, yaşanmaya devam ediyor.
Milyonlar tek yürek olup bu acıları hafifletmeye, yaraları sarmaya çalışırken yağmacılara çok kızdık.
Çoğunun yakalanması bizim için teselli oldu. Peki, bir de 'sosyal medya yağmacıları' var! Onlar ne olacak?
Onedio sitesinde bu konuyla ilgili haber yapıldı. O haberden ilham alarak bu yazıyı yazıyorum.
Yağmacı denince akla ilk plazma TV'yi sırtlayan eleman geliyor ama sosyal medyada daha nitelikli yağmacılık yapıldı. Yapılmaya devam ediyor!
Sosyal medya yağmacıları, acıdan besleniyor, trajediyi takipçiye çevirip para kazanıyorlar!
Başta Instagram ve Twitter olmak üzere sosyal medyada birileri, deprem, enkaz ve yakınlarını kaybeden insanların görüntülerine duygusal müzikler ve özlü sözler ekleyip paylaşıyorlar. Ve paylaşımlar genelde sponsorlu oluyor.
Sponsor demek para demek! Bazı fenomenler özellikle ağlayan çocuk ve anne görüntülerini paylaşıyor.
Olayın kendisi zaten büyük bir dram, bir de bu dramın üzerine ajitasyon yapınca yüzbinlerce etkileşim alıyorlar.
Ve etkileşimden hem takipçi kazanıyorlar hem de sponsor geliri elde ediyorlar.
Çok tartışmalı bir konu ama depremin ilk günlerinde halkta panik, korku yaratan, kaosa yol açan asılsız paylaşımlar arasında bilinçli hata yapanlar bile olabilir!
Çünkü o kritik saatlerde milyonlarca insan önüne düşen her paylaşımı yüzbinlerce kez izlendi, 'beğenildi' ve RT yapıldı!
Ve bu devasa etkileşim ortamında bazı hesaplar asılsız bilgi ve haber paylaşımı yaparak hem etkileşimlerini hem de takipçi sayılarını artırdılar!
İnsanlar yaşadıkları şoktan yavaş yavaş çıkmaya çalışıyorlar. Lakin özellikle Instagram'da fenomenler prim kasmaya devam ediyorlar!
Bu sosyal medya yağmacılarının en kurnaz olanları ise yaşanan acıya kendilerini daha duyarlıymış gibi gösterenler oluyor. Onları fark etmeniz daha zor!
Bazıları Oscar'lık oynadı!
***
BİR MASAYA İKİ ÇALIŞAN DÖNEMİ
En keyifli iş ortamı dendiğinde akla ilk Google'ın havalı ve rahat ofisleri gelir.
Şirketin birçok kampüsünde masaj odası, yüzme havuzu, basketbol sahası, oyun salonu, kütüphane, açık menü mutfak vs. olur. Amaç çalışana "ev konforu" sunmaktır.
Şimdi ise Google'da masa arkadaşlığı dönemi başlıyor.
Ekonomik durgunluk ve gelirlerin azalması yüzünden birçok teknoloji ve internet şirketi gibi Google da maliyetleri azaltmak için tasarruf planları açıkladı.
Geçtiğimiz ay 12 bin çalışanı işten çıkaran şirkette yakında bazı büyük ofislerde çalışanlar masalarını paylaşacak.
Şirkette zaten vardiyalı çalışma sistemine benzeyen çalışanın farklı günlerde işe geldiği çalışma modelleri geliştirilmişti.
Bu da yetmemiş olacak ki, şimdi bir masada iki kişi çalışacak.
Şirketin Hindistanlı CEO'su Sundar Pichai'nin hesabına göre masalar da paylaşılırsa toplam maliyeti 500 milyon dolar olan ofislerdeki küçülmeyle birlikte büyük tasarruf sağlanacak.
Pichai, bu gidişle call center'lardaki gibi çalışanlarını tıkış, tıkış oturtacak herhalde.
***
SUSUZ YAZA HAZIR MIYIZ?
Koca kışı birçok kentte mevsimlik montlarla ve bere takmadan geçirdik.
Kış yurda geç uğramakla kalmadı yağışsız da geçti. Yağış oranı yüzde 52 azaldı. Son 22 yılın en kurak kışını yaşadık.
Metrekare başına geçen yıl Ocak ayında 87,3 kilogram olan yağış miktarı, bu yılın aynı ayında 33,2 kilogramda kaldı.
Barajlarda su oranı alarm veriyor! En kötüsü de yağış azalmasının en fazla olduğu bölge tarım depomuz Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu.
Özetle bizi susuz ve tahıl, meyve-sebze gibi ürünlerde düşük verimli bir yaz bekliyor.
Gıda ürünlerinde fiyat artışları olabilir! Elbette şu an en acil sorun olan depreme yoğunlaştık ama susuzluk ve kuraklığın tarımda yaratacağı sorunlar için de acil bir eylem planı hazırlamamız gerekebilir.
***
OKULLAR BİR SAAT GEÇ AÇILSA...
Singapur Üniversitesi'nden araştırmacılar, sabahın erken saatlerinde yapılan derslerin akademik başarıyı düşürdüğünü ortaya çıkardı.
3 bin 818 öğrenci üzerinde yapılan analizde, sabahları ders olan gün sayısının not ortalamasıyla negatif bir korelasyon gösterdi.
Erken saatlerdeki derslere katılım da diğer saatlere göre yüzde 10 daha düşük.
Yapılan araştırma üniversite odaklı. Bence araştırma ilk, orta ve lise düzeyinde yapılsa eğitim verimi daha da düşük çıkabilir.
Öğretmen arkadaşlarımdan duyuyorum; ilk derste çocuklar uykulu gözlerle tahtaya bakıyor!
Erken saatteki dersler genellikle kaynakların verimli kullanımı için yapılıyor.
Örneğin bir okulda hem sabah hem de öğleden sonra eğitim yapılması gibi. Bu sefer de eğitimin verimi düşüyor. Belki de bu daha büyük kaynak israfı!
İkili öğretimin olmadığı ama derslerin 08.30'da başladığı okullar da var. Çocuklar polislerin şafak operasyonuna çıkması gibi okulun yolunu tutuyor!
Aslında yetişkinlerin de günün erken saatlerde iş verimi düşük oluyor. Çalışanların saatlik ücretini ülke geneliyle çarpın. Çıkan sonuç kasaya eksi olarak yansır!
Hem okullarda hem de iş hayatında çalışma saatini bir saat ileri atsak nasıl olur? Bunun uygulamak için pilot bölgeler seçilebilir.
***
YETİŞMİŞ ÇALIŞAN KAYBI
Tarım ve Orman Bakanlığı çeşitli birimlerinde çalışan 123 personelin depremde hayatını kaybettiğini açıkladı.
Askerler, öğretmenler, gazeteciler, sağlık çalışanları, mühendisler vs. birçok meslekte insanlar yaşamını yitirdi.
Deprem kaybında hep konutları konuşuyoruz. Öte yandan ülkemiz farklı alanlarda yetişmiş, eğitimli insan gücünü de kaybetti.
Alanında uzman çalışanlar yetiştirmenin ve onların yerini alacakları eğitmenin de bir maliyeti var.
Deprem her açıdan yıkıp geçti!