Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Evi boşaltma süresi 1 yıl olsun

Deprem felaketi sonrası bina dayanıklılık testine talep yüzde 100 arttı.
Belediyeler tarafından sadece betondan numune alınarak yapılan tarama işlemi sonucu kısa sürede çıkıyor.
Binanın farklı yerlerinden karotların alındığı farklı işlemlerin yapıldığı ayrıntılı tarama raporu ise bir ayda çıkıyor.
Bina başına maliyet 20 bin liradan başlıyor.
Testin yapılması için bina sakinlerinden bir kişinin başvurması yeterli. Analizde bina riskli çıktığında ise 90 günde evi boşaltmak zorunda kalıyorsunuz.
İşte asıl tartışmada burada başlıyor. Binayı boşaltma riski almak istemeyenler oluyor.



Özellikle İstanbul'da hem kiralık konut bulmak zor hem de kira ücretleri çok yükseldi.
İşte bu noktada Dünya gazetesinden Nurdoğan Arslan Ergün'e konuşan Kentsel Dönüşüm ve hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngeren, "Riskli binaları 90 günde boşaltma zorunluluğu kentsel dönüşümün önünü tıkıyor.
İmkânı olan zaten ilk günden çıkıp gidiyor ama maddi durumu ve gidecek yeri olmayanlar mağdur ediliyor. Süre en az bir yıla çıkarılmalı" diyor.
Bence mantıklı bir öneri. Zaten müteahhitler fazla kat çıkma imkânı olmayan binalarda kentsel dönüşümlerde ekstra para talep ediyor.
Maddi durumu iyi olmayan, sadece bir dairesi olan vatandaş, örneğin binanın yeniden yapılması için 1 milyon lira ya da daha fazlasını vermek hem de kiraya geçmek zorunda kalıyor.
Bu durumdan faydalanıp daire sahiplerini kandıran ya da onları zor durumda bırakan sözleşmeler imzalatmaya zorlayan kötü niyetli müteahhitler de oluyor.
Bugüne kadar kentsel dönüşümün yavaş ilerlemesinin en büyük nedeni de bu.
Müteahhitlerin konut sahiplerinden ekstra para istemesine gerek bırakmayacak, kentsel dönüşümü teşvik edecek yeni imar planları devreye sokulabilir.
Ama ilk yapılması gereken 90 gün şartını bir yıla çıkarmak olmalı.

***


TRANSFER İÇİN BABAANNEYİ İKNA ETMEK!
Galatasaray'ın transfer etmek istediği Dinamo Moskova'lı futbolcu Arsen Zakharyan'la ilgili dış basında "Galatasaray'a gelmeyecek" haberi çıktı. 19 yaşındaki yıldız futbolcunun babaannesi Nelly de bu haberi Instagram'dan paylaştı.
Bunun üzerine sarı kırmızılı taraftarlar, hemen babaanne Nelly'i Instagram'dan mesaj yağmuruna tutarak, onu ikna etmeye çalıştılar, iyi mi? İşte o paylaşımlardan bazıları:




■ "Büyükanne kötü yorum yazanların hepsi karşı takımın taraftarları Zakharyan çok yetenekli ondan korkuyorlar. Seni seviyoruz."
■ "Biz ırkçı değiliz Arsen'i seviyoruz. Kendini Avrupa'ya göstermesi için gelmeli."
■ "Galatarasay'da hayal edilmeyecek başarılar göreceksiniz, inanın lütfen."
Futbol gerçekten başka bir şey. Ülke gündeminden bağımsız bir gündemi var.
Özellikle dört büyüklerin taraftarları bazen futbolcu transferi için sosyal medyada etkileşim yaratmaya bile çalışıyor.
Futbolcu transferlerinde genelde eşler ikna edilmeye çalışılır. Sonuçta ülke değiştirilecek, çocukların okulu falan...
Ama babaannenin ikna edilmeye çalışıldığını ilk defa gördüm.

***


"İNGİLTERE'DE GIDA KITLIĞI: SÜPERMARKETLER KARNEYLE SATIŞA GEÇTİ"
Bu başlığı görünce "Tabii canım İngiltere bizi kıskanıyor" diyenler olabilir. Ama bu başlık Independent Türkçe'nin sitesinde yayınlandı.
Bu başlığa kızıp, sosyal medyada "Sen de mi yandaş oldun?" yorumları yapanlar oldu.
İşte radikal muhalif kafa böyle bir şey: "Yurt dışında hiçbir sorun yok, tüm sorunlar Türkiye'de" diye haberleri yapılsın istiyorlar.
Oysa haberde de belirtildiği gibi Birleşik Krallık'taki süpermarketlerde gıda sıkıntısı yaşanıyor.



Ülkenin üçüncü büyük market zinciri Asda, domates, biber, salatalık, marul, brokoli, karnabahar gibi ürünlerden tek seferde yalnızca üç tane satılmasına karar verdi.
Dördüncü büyük süpermarket zinciri Morrisons'ın da aynı ürünleri tek seferde sadece iki tane satılmasına izin veriyor.
Gıda sıkıntısının Kuzey Afrika ve İspanya'da hasatların kötü hava koşullarından etkilenmesinden kaynaklandığı söyleniyor.
Aslında temel sorunlar; Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden ayrılmasıyla birlikte tarımsal üretim, stok ve işgücü sıkıntısı çekilmesi. Ayrıca Rusya- Ukrayna savaşı nedeniyle enerji ve gübre fiyatları yükseldi.
Gündem deprem olmasaydı Birleşik Kral'ın düştüğü bu durum Türkiye'de de çok tartışılırdı.

***


KEDİ İÇİN HELİKOPTER KALDIRMAK
Diyarbakır'da Galeria İş Merkezi'nin yıkımı, içeride iki kedinin olduğunun belirlenmesi üzerine durduruldu. Sonra içeride başka kedilerin, bir köpeğin ve kuşun da olduğu iddia edildi.



Mahsur kalan hayvanlar için Özel Kuvvetler Komutanlığı devreye girdi. Helikopterden sarkan bir asker kedinin bulunduğu daireye yetişmeye çalıştı.
Bir çiftçiye ait drone ile hayvanların içine girmesi için bir kapan enkaza ulaştırıldı.
Bu kurtarma operasyonunu canlı yayınlayan A Haber'de muhabir arkadaşımız heyecanla kurtarma operasyonunu anlatıyordu.
Elbette onlarınki de can. Zaten deprem enkazından kedi, köpek, kuş, inek birçok hayvan dostumuz kurtarıldı.
Kedi için helikopterle asker indirmek bile ülkemizdeki hayvan sevgisinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.

***


ANNE-BABA OLMAK
Depremde Gümüşhane'den Adıyaman'a giden itfaiye ekiplerinin 30 saat sonra enkazdan kurtardığı 10 yaşındaki Eylül İklim Bali'ye anne ve babasının siper olduğu ortaya çıktı.



Kızlarını korumak için üzerine kapanan ebeveynler beton blok altında kalarak can verdi.
Küçük kızı kurtaran ekipte yer alan bir kişi, "Eylül'ün üzerindekini yastık veya halı sandık, meğer annesiymiş" dedi.
Anne kızının üstüne kapanmış, baba da onların üstüne...
Kurtarılırken Eylül'e gözlerini kapa demişler.
Bu nasıl bir acı, nasıl bir dram.
İşte anne-baba olmak böyle bir şey.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA