Türkiye'nin uzaya gidecek ilk astronotu olmak isteyen vatandaşlar için uzaya.gov.tr adresinde online başvurular alınmaya başlandı.
4 milyon kişi siteyi ziyaret etti. 31 bin kişi başvuru için kayıt oluşturdu ama tüm şartları karşılayarak başvurusunu tamamlayan kişi sayısı 225 olarak açıklandı.
Başvuru süresi 23 Haziran saat 20.23'de bitiyor. Daha kaç kişi başvuracak acaba?
Benim asıl merak ettiğim kabul edilmeyen 30 bin 775 bin kişinin, başvuru şartlarını okuyup, okumadığı...
Adaylarda mühendislik, fen bilimleri, tıp gibi alanlarda üniversitede mezunu olmaları, çok iyi İngiliz bilmeleri, yüzde 100 görme keskinliğine sahip olmaları gibi birçok kriter aranıyor!
Yani normalde başvuru az olmalıydı ya da 31 bin başvurudan daha çok aday adayı çıkmalıydı.
Bu 30 bin 775 kişi, uzaya gidecek kişinin çekilişle belirleneceğini mi sandı? Ya da uzaya turist olarak gideceklerini mi düşündüler?
Örneğin Osmaniye'de 2019'da çıkan hortumda pazar şemsiyesi ile birlikte yerden havalanan ve Türkiye'de 'Şemsiye ile uçan adam' olarak ünlenen Sadık Kocadallı da aday olduğunu açıkladı.
TURİSTİK GEZİ DEĞİL!
Evet, Sadık Bey şemsiye ile uçarak hayatımıza renk kattı, kendisini seviyoruz. Uzaya gidecek ilk Türk ile ilgili günlerdir espri yapılıyor. Hepsine güldük, eğlendik ama astronot olmak ciddi iş!
Seçilecek iki aday da Türkiye Uzay Ajansı veya TÜBİTAK bünyesinde 10 yıl istihdam edilecek.
Uluslararası Uzay İstasyonu'nu bugüne kadar 20 farklı ülkeden (büyük bölümü bilim insanı olmak üzere) 258 kişi ziyaret etme fırsatı buldu. Şu ana kadar 3 binden fazla deney yapıldı.
İlk Türk astronotun ya da Türkiye'deki diğer bilim insanlarının bilimsel test ve deneylerini istasyondaki yer çekimsiz uzay ortamında test ederek, bilime katkı sağlaması gerekiyor!
Normalde astronotlar hava kuvvetleri pilotlarından, önemli üniversitelerden bilim insanlarından seçiliyor. Hatta pilot, bilim insanı olmak da yetmiyor. Ayrıca mühendislik, bilgisayar gibi farklı alanlarda da yetkinlik aranıyor.
Özetle 'uzaya.gov.tr'de sayfa açılıp vatandaşa isteyen buradan başvursun denilmesine şaşırdım doğrusu. Galiba projeye insanların ilgisi çekilmeye çalışılıyor.
Ancak kriterlerden haberi olmayan on binlerce insan her gün başvuru yapacak. Daha şimdiden 30 bin 775 gereksiz başvuru yapılmış. Bu başvuruları tek tek değerlendirmek büyük zaman ve enerji kaybı.
Uzaya kimlerin gidebileceği bellidir. Kriterlerinin tamamını karşılayacak kişi sayısının az olduğunu düşünüyorum. Kısacası o kişileri online başvuru ile aramak gereksiz!
Bu eleştiriden bağımsız olarak Cumhuriyetimizin 100. yılında, bir Türk vatandaşının Uluslararası Uzay İstasyonu'na gidecek olması gurur verici bir gelişme. Önemli olan ilk adımı atmak, "Uzayda biz de varız" demek.
***
YENİLENEBİLİR ENERJİ DEVRİMİ
Londra merkezli araştırma kurumu Ember'ın analizine göre Türkiye'de 1 Mayıs 2021-30 Nisan 2022 tarihlerinde rüzgâr ve güneş enerjisi santralleri 46,3 teravatsaat elektrik üretti.
Bu miktar doğal gaz santralleri tarafından üretilseydi 7 milyar dolarlık fazladan ithalat yapılması gerekecekti.
Gelecek aylarda doğal gaz fiyatlarının aynı seviyede kalması durumunda Türkiye'de rüzgâr ve güneşin her ay yaklaşık 700 milyon dolar tasarruf sağlaması bekleniyor.
Türkiye'deki elektrik üretiminin üçte biri doğal gazdan karşılanıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarındaki kapasite artışı, doğal gaz gibi fosil yakıtlardan üretimin önüne geçiyor.
Küresel ekonomiyi felç eden enerji krizine karşı, bugün panzehir olarak sunulan 'yenilenebilir enerji'de ülkemizde ilk ciddi projeleri başlatan Berat Albayrak olmuştu.
Albayrak'ın enerji bakanlığı döneminde başlattığı projelerin şimdi meyvesini topluyoruz.
***
ANADOLU PARSI'NI ÖLDÜRENE HAPİS CEZASI
En son 1974 yılında görülen ve neslinin yok olduğu düşünülen Anadolu Parsı ortaya çıktı. Parslar dört farklı bölgede tespit edildi. Güvenlik gerekçesiyle Anadolu Parslarının tespit edildiği bölgeler açıklanmayacak.
Aslında Diyarbakır'da 2013 yılında bir pars öldürülmüştü ve o parsın İran Parsı olduğu iddia edilmişti. Ancak Prof. Dr. Şağdan Başkaya, öldürülen hayvanın İran parsı olarak tanımlanan alt türe ait olması, onun İran'dan geldiği anlamını taşımayacağını açıklamıştı. Ve 1927 yılında tanımlanan İran Parsı'nın değil, 1856 yılında yani çok daha önceden tanımlanan Anadolu Parsı'nın esas alınması gerektiğini önermişti.
Yani önceki gün açıklanan parslar 1974 yılından sonra görülen ilk parslar değil! 2013 yılında öldürülen pars, Anadolu Parsı kabul edilmeli.
Anadolu Parsları mutlaka korunmalı ve üremeleri sağlanmalı!
Şöyle bir önerim olacak; Çin'de, bir pandayı yasadışı olarak avlayan, öldüren herhangi birine hem para cezası hem de 10 yıldan fazla hapis cezası verilebiliyor. Aynı ceza Anadolu Parsı için de uygulansın!
***
SERVET VERGİSİ OY KAZANDIRIR MI?
Davos Forumu'nda Oxfam "Küresel krizlerin kazananları" başlıklı bir rapor açıkladı. Raporda Kovid-19 salgını döneminde dünyanın en zengin kesiminin servetinin yüzde 42 arttığına ve 250 milyon insanın bu yıl aşırı yoksulluk tehdidiyle karşı karşıya bulunduğuna dikkat çekildi.
Oxfam'ın çözüm önerisi 'servet vergisi'! Daha önce de önermiştim, Türkiye'de de 'servet vergisi' bir kereliğine uygulanmalı.
Örneğin Arjantin 2020'de bu vergiyi çıkardı. Varlığı 2,5 milyon doları aşan kişilerin servetinden miktarı yüzde 2 ila 3,5 arasında değişen oranda bir kereliğine servet vergisi alındı.
Ülkemizde hesabında 1 milyon TL ve üzeri mevduat olan mudi sayısı son bir yılda 202 bin kişilik artışla 511 bin 685'e yükseldi. Türkiye'de serveti 2,5 milyon dolar ve üzerinde olan kaç kişi var acaba? Hadi diyelim 250 bin kişi olsun.
Hükümet bu 250 bin kişiden yüzde 2-3 'servet vergisi' alsa ne kadar oy kaybeder? Elde edilecek gelir, 83 milyonluk ülkede sosyal yardımlara harcansa ne kadar oy kazanır?
***
Altyazı
"Sürekli kitap okuyup film izleyen, kendini geliştirmek için uğraşlarına, hobilerine zaman ayıran insanlar var. Saçma sapan tartışmalara dahil olmuyorlar. Kendi kurdukları dünyada mutlu mesut yaşıyorlar. Var böyle insanlar." (Paris'te Gece Yarısı)