Carlos Carvalhal, tüm dezavantajlara rağmen Beşiktaş'ı hem zirve yarışından kopmadan yönetiyor, hem de keyif veren bir futbol oynattırıyor.
Carvalhal'in asıl takdir ettiğim yönü ise samimiyeti ve takımına olan büyük bağlılığı. Son maçta attığı 50 metrelik depar ve sonrasında futbolcularına sarılışı müthişti. UEFA Kupası'nı kazansalar ne yapar acaba? Kesin sevinçten stadı yakar.
TAYFUR'A YAKIŞMIYOR
Aslında soru şöyle olmalıydı: Carvalhal UEFA Kupası'nı ya da Süper Lig şampiyonluğunu kazanırsa yönetim ne yapacak?
Yok, bu da olmadı, asıl soru şu: Tayfur Havutçu ne yapar?
Hiçbir şey yapmaz, seneye de Carvalhal'in kovulmasını bekler.
Halbuki Tayfur'un yapması gereken hemen şimdi Beşiktaş'tan ayrılıp kendi yolunu çizmesi! Çünkü ona hiç yakışmıyor Carvalhal'in başarısız olacağı günü beklemesi. Hangi teknik direktöre yakışır ki?
Şimdi bazılarınız "Ama Carvalhal gelmeden önce takımın başında o vardı" diyeceksiniz.
Evet, vardı da şikeden gözaltına alınmada Tayfur'un hiç mi hatası olmadı?
Farkında değil misiniz, Carvalhal'i asıl sempatik ve samimi yapan iki maç kaybederse Tayfur'a görevini kaptıracak olması!
Beşiktaş yönetiminin yarattığı bu acımasız ortam Carvalhal'i aldığı her galibiyette biraz daha Lucescu yapıyor.