'Neden böyle oldu?', 'Neden ben?', 'Bunu bana nasıl yapar?', 'Ne olacak şimdi?' dörtlü soru grubunda savrulmak. Bu soruların yürek ferahlatan cevapları henüz bulunamadı. O yüzden sormamak en iyisi.
Yukarıdaki soruları takiben ipleri salamamak, sıkı sıkıya o olaya, duruma, konuşmaya, cevapsızlığa tutunmak, inatlaşmak.
Kendi bakış açını tek ve mutlak zannetmek. Haklı olunca problemin çözüleceğini düşünmek. Haklı ve mutlu olmak mı, tabii canım, ah canım.
7/24 sıkıntı hakkında konuşmak, tekrar tekrar anlatmak. Aman ha! Ne kadar konuşursanız o kadar orada kalıyor insan.
Farz etmek yani varsaymak yani senaryolar yazmak. Öyleydi, böyleydi, şundan oldu... Bu da sakat iş çünkü genellikle kişi karşısındakini kendi gibi zannediyor, oysa ki kimse kimseye benzemiyor. Kendimizi kandırmayalım bari.