Bildiğiniz gibi, bayındırlık hayatımızın olduğu kadar sosyal hayatımızın da önemli isimlerinden olan Ali Ağaoğlu; hak ettikleri yaşam standartlarını İngilizlere sunmak için Londra'da bir rezidans projesini hayata geçirdi.
Ne yalan söyleyeyim, kendisini reklamlarda gördüğümde aklıma ilk olarak ABD'de yerel kanallarının öğle kuşaklarında kendi ürünlerini (çoğunlukla bıçak, mutfak robotu ve barbekü) tanıtan küçük girişimciler gelmişti.
Böyle, "Mutfakta harikalar mı yaratmak istiyorsunuz; MagicKnife size göre!" tadında tanıtımlar var ya; tam da onlardan.
Ama Ali Ağaoğlu sonra işi ilerletti, iyiden iyiye bir reklam yıldızı oluverdi. Kendisi şimdi de Londra'yı projeleriyle donatmaya hazırlanıyor. Canary Wharf'da inşa edilecek kuleler için Türkiye'den birçok ünlünün sıraya girdiği konuşuluyor. Ben, kimin sıraya girdiğinden çok; Ali Ağaoğlu'nun İngiltere'de bir reklam filmi çekip çekmeyeceğini merak ediyorum. Hani burada Sinan Çetin'le kamera karşısına geçmişti ya. Ünlü İngiliz yönetmenlerle çekilmiş bir reklam filmi, İngiliz televizyonlarında dönse mesela…
Ridley Scott: Ali Ağaoğlu, 'Gladyatör'deki Russel Crowe gibi çıksa iş makinesinin üstüne; "Bu hayatta aldığınız ev, sonsuzlukta yankılanır!" dese...
Sam Mendes: Şantiyede Ali Ağaoğlu'nu gösteren reklam filminin sonunda ekrana, "Amerikan Güzeli de neymiş, varsa yoksa İngiliz Güzeli" yazısı binse...
Dany Boyle: 'Slumdog Millionaire' tadında renkli, otantik bir reklam filminin sonunda Ali Ağooğlu şantiyeye uçan halıyla gelse!
Fena mı olur? Unutmayın, bundan önce de 'yapamaz' dediler ama Ali Ağaoğlu yaptı...