atv'nin sevilen dizisi 'Zembilli'de 'Müezzin Vahit' karakterini oynayan Aykut Yılmaz ile konuştuk. Bize, rolüne nasıl hazırlandığını, seyircinin 'Vahit'i neden bu kadar sevdiğini ve kariyer yolculuğunu anlattı. Ekranların yeni fenomeni olarak görülen karakteri için Yılmaz, "Vahit'in samimiyeti ve içtenliği ekrana geçti, izleyiciler onu sahiplendi" dedi.
Zembilli dizisinde yer alma süreciniz nasıl oldu?
Diziye dahil olma sürecim, oyuncu seçme yöntemlerinden biraz farklı gelişti. Yönetmenimiz, daha önce başka bir proje için gönderdiğim gitar eşliğinde şarkı söylediğim bir videoya denk gelmiş ve o andan itibaren Müezzin Vahit karakteri için beni düşünmeye başlamış. Hatta kast süreci devam ederken başka bir dizide konuk oyuncu olarak oynuyordum. Teklif geldi görüştük, yönetmen ile tanışıp deneme çekimi yaptık. Hikâyeyi ve karakteri o kadar çok sevdim ki, bu projenin bir parçası olmalıyım diye düşündüm.
Senaryoyu ilk okuduğunuzda sizi en çok etkileyen ne oldu?
Hikâyenin bir arkadaşlık hikayesi olması, o gerçek arkadaşlığa dair samimiyeti, sıcaklığı okurken bile yansıtması beni içine çekti açıkçası, bir de tabi uzun zamandır beklediğim o komedi karakterini Vahit ile yansıtabileceğimi hissettirdi bana.
VAHİT DOĞAL VE SICAK BİRİ
Canlandırdığınız Vahit öne çıkan karakterlerden biri oldu. Bunu neye bağlıyorsunuz? Seyirci Vahit'i neden sevdi sizce?
Bence Vahit'i seyircinin sevmesinin en büyük nedeni, onun samimi ve içten bir karakter olması. Herkesin hayatında bir şekilde denk gelebileceği, doğal, sıcak ve komik biri. Onun saf ama aynı zamanda zeki tarafı, olaylara kendine has bir bakış açısıyla yaklaşması seyirciye eğlenceli geliyor. Ayrıca, Vahit sadece komik olmak için var olan bir karakter değil, kendine ait bir dünyası ve duygusal derinliği de var. Ben de onu oynarken mümkün olduğunca gerçek ve içten olmaya çalıştım.
Siz de sevdiniz mi Vahit'i? Karakterinizle aranızda benzerlikler veya zıtlıklar var mı?
Evet, Vahit'i gerçekten çok sevdim. Onu oynarken inanılmaz keyif alıyorum çünkü hem eğlenceli hem de kendine has bir dünyası var. Karakterle aramda bazı benzerlikler olduğunu düşünüyorum. Mesela, Vahit gibi ben de zaman zaman olaylara farklı ve mizahi bir açıdan bakmayı seviyorum. Onun içtenliği ve sıcaklığı da benim hoşuma giden yanlarından biri. Ama tabii ki bazı farklılıklarımız da var. Vahit bazen fazla saf ve olaylara aşırı iyi niyetle yaklaşan biri. Ben ise hayatın gerçeklerine biraz daha farkında olan biriyim diyebilirim. Yine de onun bu saf enerjisi ve samimiyeti bana da çok şey katıyor.
Müezzini canlandırmak nasıl bir duygu?
Müezzin gibi toplumda saygın bir yeri olan bir karakteri canlandırmak benim için hem farklı hem de anlamlı bir deneyim oldu. Vahit, sadece camide görev yapan biri değil, aynı zamanda çevresiyle güçlü bağlar kuran, sıcakkanlı ve samimi bir karakter. Onu oynarken, mesleğin gerektirdiği saygıyı ve ciddiyeti korurken, aynı zamanda insani yönünü de en doğal haliyle yansıtmaya çalıştım.
Vahit'i ilerleyen bölümlerde neler bekliyor sizce?
Tabii ki komedi ve eğlence Vahit'in merkezinde olmaya devam edecek ama zamanla onun duygusal yanlarını da göreceğiz. Başından beri hem mizahıyla hem de içtenliğiyle izleyiciyi kendine çekti. İlerleyen bölümlerde Vahit'i daha yakından tanıyacağız; geçmişiyle, hayalleriyle ve belki de onu zorlayacak bazı durumlarla karşılaşacağız.
MÜEZZİN ROLÜNÜN SORUMLULUĞU BÜYÜK
Dizideki gibi 'Müezzin Bey' diyorlar mı size? Dışarıda sizi görünce nasıl sesleniyorlar, ne diyorlar? Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Evet, kesinlikle 'Müezzin Bey' diyenler çok fazla! Hatta bazen 'Hocam' diye seslenenler bile oluyor. Sokakta, markette ya da bir kafede denk geldiğim insanlar genellikle çok sıcak ve samimi tepkiler veriyor. 'Vahit Hoca, ezan kaçta okunuyor?' diye şaka yapanlar bile var. Ama en çok duyduğum şey, karakterin ne kadar sevildiği ve insanlara keyif verdiği. Böyle bir karakterin izleyicide karşılık bulması benim için çok değerli. Demek ki Vahit'in samimiyeti ekrandan geçiyor ve insanlar onu sahiplendi. Bu tür tepkiler almak hem beni çok mutlu ediyor hem de doğru bir iş yaptığımızı hissettiriyor.
Sorumluluk hissettiriyor mu bu rol size?
Bu rolün bir sorumluluğu da var tabii. İnsanların aşina olduğu bir figürü ekrana taşırken, gerçekçiliği kaybetmemek önemliydi. O yüzden, Müezzinlerin günlük hayatta nasıl bir duruşu olduğunu gözlemlemeye, onların iç dünyasını anlamaya çalıştım. Seyirciden gelen olumlu tepkiler de doğru bir denge yakaladığımızı gösteriyor diye düşünüyorum.
MASUM AŞKLAR HÂLÂ VAR
Şükran da aşkını ilan etti en sonunda ama Vahit'in çekingen tavırları çok sempati topladı seyirciden. Siz nasıl karşıladınız bu ilanı aşkı?
Şükran'ın aşkını ilan etmesi Vahit için tam bir şok oldu! Aslında izleyicinin de tahmin ettiği gibi, Vahit'in içinde bir şeyler vardı ama o kadar çekingen ve utangaç ki, bunu kendine bile itiraf edemiyordu. O yüzden, böyle doğrudan bir itiraf karşısında ne yapacağını bilememesi çok doğal.
Ben bu sahneyi oynarken gerçekten çok keyif aldım çünkü Vahit'in bu iç çatışması ve şaşkınlığı izleyiciye samimi bir şekilde yansıdı.
Siz nasıl tanımlarsınız aşkı?
Aşkı tanımlamak aslında çok zor çünkü herkes için farklı bir anlamı var. Bana göre aşk, en saf haliyle birine karşı duyulan derin bir bağlılık, içten bir sevgi ve yanında huzur bulma hali. Zamanla değişebilir, şekil değiştirebilir ama özünde, gerçek aşk karşılıklı anlayış ve samimiyetle büyür.
MELİSA HARİKA BİR PARTNER
Böyle masum aşklar, aşıklar kaldı mı sizce?
Ben hâlâ olduğuna inanıyorum. Belki artık eskisi gibi uzun mektuplar yazılmıyor ya da saatlerce birini bekleme sabrı pek kalmadı ama içten seven, gerçekten değer veren insanlar hâlâ var. Bence önemli olan, doğru kişiyi bulduğunda o masumiyeti koruyabilmek ve hislerini samimi bir şekilde yaşayabilmek.
Vahit ile Şükran'ın sahneleri de çok seviliyor. Partnerinizle bu sahneler nasıl hazırlanıyorsunuz? Ne söylemek istersiniz Melisa Hanım için?
Vahit ve Şükran sahnelerinin bu kadar sevilmesi bizi gerçekten çok mutlu ediyor. Melisa gerçekten harika bir partner. Hem profesyonel hem de sahneye getirdiği enerjisi çok yüksek. Onunla çalışmak çok keyifli çünkü sahnelerimizi daha canlı ve samimi hale getirmek için birlikte fikir alışverişi yapabiliyoruz. İzleyicinin de bu uyumu ve enerjiyi hissetmesi bizim için en büyük ödül.
EKİPLE ARAMIZDA GÜÇLÜ BİR DOSTLUK OLUŞTU
Zembilli seti eğlenceli bir ekibe benziyor. Ekip arkadaşlarınızla uyumunuz nasıl? Set ortamında nasıl bir atmosfer var?
Gerçekten çok eğlenceli bir ekip! Zembilli setinde harika bir uyum var ve bu da işimizi daha keyifli hale getiriyor. Hepimiz işimize çok özen gösteriyoruz ama bir yandan da aramızda güçlü bir dostluk oluştu. Çekimler sırasında bazen ciddi sahnelerde bile gülmemek için kendimizi zor tuttuğumuz anlar oluyor. Bu uyum ekrana da yansıyor ve izleyici bunu hissediyor. Böyle bir ekibin parçası olmak şanslı hissettiriyor.
Çekimleriniz İstanbul dışında yapılıyor. İstanbul'u özlediniz mi?
Evet, İstanbul'u özlediğim zamanlar oluyor ama burada da çok güzel bir ortamımız var. Çekimler için uzun süredir güzel bir Anadolu kasabasındayız ve buranın doğası, sakinliği gerçekten huzur verici. İstanbul'un temposundan biraz uzaklaşmak bazen iyi geliyor ama tabii ki sevdiklerimi, İstanbul'un enerjisini ve bazı alışkanlıklarımı özlüyorum. Çekimler bittiğinde İstanbul'a dönmek güzel olacak ama buranın da anılarımda özel bir yeri olacak.