Sanat gerçekten özgür mü, yoksa özgürlük iddiası yalnızca bir yanılsama mı? Bir sanatçının ifade biçimi, yaratma süreci ya da sergileme alanları ne kadar bağımsız? İnci Eviner'in Harem adlı videosunun Katar'daki Mathaf: Arap Modern Sanat Müzesi'nde son anda sergiden çıkarılması, bu soruları yeniden gündeme getirdi.
19. yüzyıl Osmanlı haremine dair bir gravürü hareketlendiren bu eser, bugüne dek Londra'daki British Museum'dan Los Angeles County Museum'a kadar birçok prestijli sanat kurumunda sergilendi ve tartışmaya yol açmadı. Ancak Katar'da işler farklı gelişti. Peki neden son dakika eserin sergiden çıkarılmasına karar verildi?
Harem, Mathaf'ta Jean-Léon Gérôme'un 350 eseriyle birlikte sergilenmek üzere seçilmişti. İnci Eviner, Harem videosunda Fransız sanatçı Antoine Ignace Melling'in 19. yüzyılda İstanbul'da çizdiği bir harem gravürünü temel alıyor. Dönemin şehvet dolu Oryantalist betimlemelerinden uzak, bilimsel bir kesinlik ve duygusal mesafeyle tasvir edilen kadınları gösteriyor. Durağan gravürü, insan figürlerini ekleyip canlandırıyor ve hareme dair toplumsal algıyı sorguluyor.
Peki, Harem bakanlığı neden rahatsız etti? Eviner'in bu soruya doğrudan bir yanıt almadığını öğreniyoruz. Ancak Katar'ın toplumsal değerleri ve kadın haklarına yönelik katı duruşu, sanatın özgür ifadesine dair evrensel haklarla çatışıyor gibi görünüyor. Eviner kırgın bir şekilde yazdığı mektubunda şaşkınlığını anlatmış:
"Sergi açılışına saatler kala Mathaf Müzesi Müdürü Arida'dan telefon aldım. Katar Kültür Bakanlığı emriyle, bir özür olmaksızın, eserimin sergiye dahil edilmeyeceğini bildirdi. Şok oldum zira 'Harem' dünyanın dört bir yanında sergilenmiş olmasına rağmen böyle bir tepkiyle karşılaşmamıştı. Paris'teki Centre Pompidou ve Madrid'deki TBA21 (Thyssen-Bornemisza Art Contemporary) koleksiyonlarında Harem'in bir edisyonunun bulunduğunu belirtmek gerekir. Video toplumsal cinsiyet politikalarının önemli bir eleştirisi olarak kabul edilmiş. Oryantalizm ve toplumsal cinsiyet çalışmaları üzerine çalışan birçok akademisyen için anlamlı bir referans olmuştur. Bu konuyu Mathaf Müzesi'nin Danışma Kurulu ve sergiye davet edilen seçkin uluslararası sanat profesyonellerinin dikkatine sunmak isterim. Sansürün normalleşmesine karşı ifade özgürlüğü ve sanatçı haklarının savunulmasında küresel dayanışmaya duyulan kritik ihtiyacın altını çizdiğine inanıyorum."
MEKSİKA'DA AMERİKAN GALERİLERİ NEDEN KAPANIYOR?
Son birkaç yıldır Meksika'nın başkenti Mexico City, sanat dünyasının parlayan yıldızlarından biri olarak gösteriliyordu. Şehir, bağımsız sanat alanları, yüzlerce müze, bienaller ve uluslararası sanatçılara ev sahipliği yapan rezidans programlarıyla küresel bir sanat merkezi olarak cazibesini artırdı. Ancak şimdi bu parıltının, yerel gerçekliklerle ne kadar örtüştüğü sorgulanıyor. 2024 yılında sadece üç ay içinde üç Amerikan galerisi - Morán Morán (Los Angeles), Commonwealth and Council (Los Angeles) ve Deli (New York) - Mexico City'deki şubelerini kapattı.
Bu galerilerin hiçbiri ülkede üç yıldan fazla kalmamıştı. Meksika'da ciddi koleksiyoner sayısının 20'yi geçmediği, yan pazarın ise birkaç yüz kişiyle sınırlı olduğu belirtiliyor. Ayrıca, devlet müzelerinin büyük çoğunluğu yıllardır yeni eser almayı bırakmış durumda, bu da galeriler için önemli bir müşteri kaybı anlamına geliyor.
GAMA (Galeriler Derneği) başkan yardımcısı Issa Benítez'e göre galerilerin kapanması sürpriz değil: "Kapanmaları değil, açılmaları tuhaftı. Mexico City'nin güçlü bir pazar olduğuna dair fazla iyimser bir algıya kapıldılar."
LOJİSTİK VE BÜROKRASI
Amerikan galerilerinin karşılaştığı zorluklar yalnızca kültürel engellerle sınırlı değil. Gümrük prosedürleri, pandemi sonrası artan nakliye maliyetleri ve iki şehirde aynı anda sergi programları yürütme çabası gibi sorunlar da vardı. Özellikle 2023'te gümrük kurallarının sıkılaşması, sanat eserlerinin sergilenmesini geciktirdi.