Bir yemek masasında oturuyorsunuz, fonda güzel bir dekor, masada ise birkaç şık tabak ve bir bardak içecek. Sohbet ilerlerken bir soru düşüyor masaya: "Bardak görünüyor, ceza gelir mi?" Bu sorunun ardında bir karmaşa yatıyor. Yasak olanla olmayan arasındaki ince çizgi, sosyal medya kullanıcılarını ve markaları tam anlamıyla bir açmazda bırakmış durumda. Bir yandan sosyal medya algoritmaları markaların iştahını kabartıyor, diğer yandan ise reklam etiğini belirleyen düzenlemeler çoğu zaman anlaşılmaz bir gri alanda sallanıyor. Geçtiğimiz hafta yazdığım 'sosyal medyada yüksek cezalar yiyen kişilerin menajerleri nerede?' yazısına çok soru gelmiş. Herkes belirsizlikleri ve işin genel ceza sınırlarını soruyor. Özellikle 'göze sokmak' meselesi, neyin 'doğrudan reklam' sayıldığı sorusu yeniden gündemde. Bu sorular için bir araştırma yaptım. Türkiye'de Reklam Özdenetim Kurulu'nun belirlediği ve tanıtımı kesinlikle yasak olan ürün ve hizmetler, yukarıdaki görselde de belirtildiği gibi şöyle sıralanıyor:
1- Tütün ve tütün mamulleri (Elektronik sigara ve nargile dahil)
2- Alkol ve alkollü içecekler
3- Reçeteli ilaçlar
4- Bahis ve kumar oyunları
5- Falcı, medyum ve astrolog Hizmetleri
6- Sohbet, arkadaşlık ve eş bulma hatları
7- Tıbbi cihaz kategorisindeki ürünler (Tırnak mantarı ojeleri, bit şampuanları vb.)
8- Optik gözlük ve lensler (Güneş gözlüğü serbest)
9- Avukat ve avukatlık hizmetleri
10- Eczane hizmetleri
CEZA MANTIĞI NASIL?
Sosyal medyada reklam yasakları, sıkça 'şikayet' mekanizması üzerinden işliyor. Örneğin: Bir marka, sponsorluk anlaşması çerçevesinde bir influencer'a alkol şişesini masaya koydurabilir. Ancak, bu görsel direkt ceza getirir. Şikayetler genelde rakip markalardan ya da hassasiyet sahibi bireylerden geliyor. Kimi zaman bir cezayla karşılaşılırken, kimi zaman düzenlemelerin ucu açıklığı sebebiyle süreç çözümsüz kalabiliyor. Bu belirsizlik, hem bireyleri hem de markaları 'ortadan kaybolma' stratejilerine itiyor. Sözler verilip reklamlar yapılıyor, ancak sorun çıktığında arada kalan kullanıcılar oluyor.
Sosyal medya reklam dünyası, ince bir ipte yürümek gibi: Bir yanda görünür olmak, diğer yanda yasaklara uymak. Bu dengeyi kurarken, bardağı göze sokmamak en güvenilir çözüm olabilir. Unutmayın, bu alanda net olan tek şey düzenlemelerin karmaşık ve yoruma açık yapısı. Yasak olanı ve olmayanı anlamak, hem bireysel içerik üreticiler hem de markalar için hayati önemde. Kurallar net mi? Hayır. Ama cezalar gerçek. Şikayet edilen mi olursunuz, yoksa şikayet eden mi? Seçim sizin.
MIAMI'DE BİR TÜRK HAMAMI
Türk dizilerinin uluslararası başarısı, hamam kültürüne olan ilgiyi de artırdı. Latin Amerika'dan gelen turistlerin özellikle dizilerde gördükleri hamam sahnelerini deneyimlemek için Türkiye'ye akın ettiği bilinir. Şimdi ise Miami'de yaşayan Latin Amerikalılar, bu kültürel deneyimi kendi şehirlerinde yaşayabilecekler. Türk hamamı geleneği, Osmanlı'nın ihtişamlı mirasını günümüze taşıyan en özel ritüellerden biri. Şimdi bu gelenek, Miami'nin kalbinde kapılarını açıyor. Kuzey Miami'deki spa merkezinde, Türk hamamının büyüleyici dünyası yerel halk ve turistlerle buluşuyor. Topkapı Sarayı ve İstanbul'un ünlü hamamlarından ilham alan 20 bin metrekarelik Hürrem hamamı, Osmanlı'nın altın çağını modern bir dokunuşla yeniden yaşatıyor. Peki Türk hamamı yurt dışında neden bu kadar ilgi görüyor?
Türk hamamı, yabancı kültürlere hem egzotik hem de sağlıklı bir deneyim sunuyor. Doğu'ya özgü ritüellerin batıdaki wellness anlayışıyla birleşmesi, özellikle Amerika gibi sağlıklı yaşam trendlerinin popüler olduğu ülkelerde Türk hamamlarına olan ilgiyi artırıyor. Bu yeni açılış, Miami'deki Latin Amerika kökenli nüfusun ilgisini çekecek gibi görünüyor.