Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

İklim krizinden bahsedenlerin pet şişe bağımlılığı

"İklim kriziyle mücadele etmek, sadece lafta kalmamalı, eyleme dönüşmeli" diyenleri yakından inceliyorum bir süredir. En çok iklim krizinden bahsedenlerin pet şişe kullanması, iklim krizine en çok kafa yorduğunu iddia edenlerin, aynı krizi körükleyen en büyük etkenlerden birine olan bağımlılığı, inanılmaz seviyelere gelmiş durumda. Bir yandan buzullar eriyor, ormanlar yanıyor, deniz seviyesi yükseliyor diye feveran ediyoruz. Diğer yandan marketlerden, bakkallardan, kafelerden aldığımız her su, her meşrubat plastik şişelerde sunuluyor. Bu paradoks, sadece bireysel tüketim alışkanlıklarımızla sınırlı değil.




Büyük şirketler, çevreci politikalarını gururla ilan ederken, ürünlerini plastik ambalajlarda sunmaya devam ediyor. Bir yandan iklim krizine dair alarm çanları hiç olmadığı kadar güçlü çalıyor, diğer yandan ise nereye dönsek karşımıza çıkan pet şişelerle adeta bu krizi besliyoruz. Ve bu çelişki, maalesef, lüksün gölgesinde daha da belirginleşiyor. Örneğin, son derece lüks bir oteldeyiz; paralar dökülmüş, ince zevkler, şık bir ambiyans ama başucunuza iliştirilen su yine o meşhur pet şişede! Oda servisine istediğinizde ya da otel özel bir misafir ağırladığında ise birdenbire cam şişeler ortaya çıkıyor. Bu lüksün iki yüzlülüğü mü, ne tesadüf mü, yoksa paradoks zirvesi mi hep birlikte tartışmalıyız.




Bu çift standart sadece otellerle sınırlı değil; o her şeyi bilen, Avrupa'nın çevreci ülkesi İtalya bile pet şişe tüketiminde başı çekiyor. İtalya, kişi başına yılda 208 litre pet şişe su tüketimiyle Avrupa'nın en fazla pet şişe kullanan ülkesi. Musluk suyuna güvenmeyenlerin oranı ise şaşırtıcı şekilde yüksek. Yani bir yandan çevresel duyarlılıkla ilgili manşetler atılırken, diğer yandan pet şişe kullanımı almış başını gitmiş durumda. Araştırmalar gösteriyor ki İtalyanların yalnızca yüzde 29,2'si her gün musluk suyu içiyor; geri kalanlar ise neredeyse tüm su ihtiyacını pet şişelerden karşılıyor. Halbuki İtalya, Avrupa'da en yüksek su kalitesine sahip ülkeler arasında. Bu veri Meksika'dan sonra İtalya'yı, dünyada musluk suyunu en az tüketen ikinci ülke haline getiriyor.
İtalya, Avusturya, İsveç ve İrlanda gibi ülkelerin ardından Avrupa'da en temiz beşinci musluk suyuna sahip olmasına rağmen bu şişe bağımlılığı neden? Otellerde ve genel yaşamda pet şişelerin bu kadar yaygın olmasının altında yatan gerçekleri sorgulamak lazım. Ünlü otellerde yaşanan bu paradoksu ve İtalya gibi ülkelerin çevresel duyarlılıkla ilgili söylenip işin özünde pet şişelere bağımlı yaşamlarını sürdürmesi, iklim kriziyle savaşta ne kadar samimi olduğumuzu gözler önüne seriyor. Keşke bu pet şişe kullanımı konusunda gerçek bir yaptırım gelse; yoksa çevre bilincine dair yapılan büyük laflar, korkarım tıpkı pet şişeler gibi bir çöp yığınından ibaret kalacak.

SANAL GERÇEKLİK TEKNOLOJİSİ İLE TARİHE YOLCULUK
Geleneksel müze deneyimini geleceğe taşıyan dev bir adım atılmak üzere! Müzeverse, tarihin en önemli anlarını ziyaretçilere birebir yaşatacak fütüristik bir vizyonla kapılarını açmaya hazırlanıyor.




Türkiye'nin ilk özel sanal gerçeklik müzesi olarak 19 Kasım'da İstanbul'da açılacak olan Müzeverse; Fransa merkezli, çok ödüllü sanal gerçeklik şirketiyle iş birliğiyle hayata geçiyor. Bu devrim niteliğindeki müze, sanal gerçeklik teknolojisini sürükleyici hikaye anlatımıyla harmanlayarak, ziyaretçileri tarih kaşifi haline getirecek. Açılış gösterimi ise müzenin sunduğu inovasyonun adeta bir vitrini: 'Piramitlere Yolculuk: Antik Mısır'ın Keşfi'. Bu deneyim, sizi 4.500 yıl öncesine, Kral Khufu'nun cenaze törenine tanıklık edeceğiniz bir zamana götürüyor.




Ayrıca Giza Platosu'nu, Sfenks'in devasa yüzünü ve Büyük Piramit'in gizli odalarını keşfetme şansı da cabası! Müzeverse, yalnızca pasif bir gözlemci olmayı değil, tarihin içinde aktif bir keşif yolculuğuna çıkmayı vadediyor. Aynı anda 100 kişiye kadar katılımcıyı ağırlayabilecek bu sanal gerçeklik müzesi, ziyaretçilerine tarihin tozlu sayfalarını adeta yeniden yazma fırsatı sunacak. Bu yenilikçi yaklaşım, klasik müze algımızı dönüştürürken, gelecekte müzeciliğin nasıl bir şekil alacağına dair yeni bir yol haritası da sunuyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA