Bir ülkenin sanata verdiği değer, vizyonu açısından çok büyük önem taşıyor. Ne mutlu ki son dönemde ülkemizde gördüğüm, sanata olan ilgi de yapılan destekler de eş zamanlı takdiri hak ediyor.
Örneğin sanatçıya yapılabilecek en önemli destek sanat alanını genişletmek, sanatçı girişimlerinin desteklenmesi, yeni isimlerin keşfedilmesi, birçok genç sanatçıya kendini ifade etme ve eserlerini sunma fırsatı sağlayan projelerin çoğalması bu anlamda çok değerli.
Tam da bahsettiğim buna benzer bir proje, yakın zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirildi ve 15 milyon lira bütçe ayrıldı. Türkiye'de 16-29 yaş arası gençlerin eser üretme becerilerini teşvik edecek kurum ve kuruluşlara verilecek kaçırılmaz bir destekten bahsediyorum. Kültür ve sanatın toplumsal gelişimin en önemli ateşleyicilerinden biri olduğu gerçeğini dikkate alarak, gençlere yönelik hayata geçirilen 'Gelecek Gençlerin/Kültür Endüstrileri Destek Programı'nı Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz'dan dinledim. Yavuz; "Biz başımıza icat çıkarma diye büyütülen bir nesiliz, şimdi biz gençlerimizden başımıza icat çıkarmalarını istiyoruz" diyor. Bu o kadar büyük bir paradigma ki.
"Artık dünyada kültür endüstrileri ekonomik gelişmişliğin ve sosyal kalkınmanın bir aracı. Bu anlamda günümüzün ve geleceğin mesleği bu aslında" diye başlıyor projeyi anlatmaya:
"Ülkemizde kültür endüstrilerini geliştirmek ve bu alanda gençlerimizi özel olarak desteklemek için yeni bir programı hayata geçiriyoruz. Sürdürülebilir projelerde bir büyüme için yüksek katma değere sahip olan kültür endüstrilerinin desteklenmesi ülkemizin öncelikleri arasındadır. Çok yetenekli gençlerimiz var, onların enerjileri, yenilikçi bakış açıları ve zengin hayal güçleri ile geleceği şekillendirmede, kültürümüzü zenginleştirmede önemli rol oynayacaklarına inanıyoruz. Sanatın ve sanatçının para kazanması gerekiyor, yoksa sanatsal üretim gelişemez, zenginleşemez. Programın adını koyarken 'Gelecek Gençlerin' ifadesini kullandık çünkü onların yeteneklerini, girişimci ve yenilikçi potansiyellerini ortaya çıkarmayı hedefledik. Bunu yaparken kendi geleceklerini daha iyi inşa edeceklerine eminiz."
GENÇLERİMİZİ KÜLTÜR ENDÜSTRİLERİ ALANINDA TEŞVİK EDİYORUZ
Yavuz ayrıca ekliyor: "Bu destek programı ile tüm kamu ve özel sektör paydaşlarımız ile sivil toplum kuruluşlarını, özellikle gençlerin kültür endüstrileri alanında daha etkin ve katılımcı olmasına imkan sağlayacak şekilde, ülkemizin gerçek potansiyelini ortaya çıkarma ve bu alanda somut iş birlikleri üretmeye davet ediyorum. Neden projeyle bir kültür sanat kuluçkası oluşmasın? Bu projeyle kültür kuluçkası oluşmasını amaçlıyoruz. Proje başvurularını 24 Kasım'da almaya başladık, 24 Aralık 2021 tarihine kadar 16-29 yaş arasındaki gençlerimizi odağına alan bu programda iki öncelik alanımız var. İlk önceliğimiz gençlerin kültür endüstrileri alanında girişimciliğini teşvik etmek, ikinci önceliğimiz ise gençlerin kültür ve sanat alanında yenilikçi modellerle yaratıcı ürün ve eser üretme becerilerinin geliştirilmesini sağlamak. Avrupa Komisyonu tarafından Gençlik Yılı olarak ilan edilmesi planlanan 2022 yılını böylesine önemli bir konuda projeler gerçekleştirerek geçirecek olmak, bizler için de heyecan verici. İnşallah 2022 gençlerle dolu dolu geçer."
ESERLER YUNUS EMRE'NİN SÖZÜNDEN ESİNLENİLEREK ÜRETİLMİŞ
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz ile sohbetimiz sonrasında Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde anlamlı bir sergiyi de gezme fırsatım oldu. Yavuz, gezerken gördüğümüz tüm eserlerin, bakanlık olarak hayata geçirdikleri 'Genç Sanat:7'nci Güncel Sanat Proje Yarışması'da dereceye girenlerin yaptıklarını söyledi. Gençlerin gayretlerini destekleyecek bir bakanlık girişimi olduğunu görmek gerçekten de gurur verici. Yarışmanın teması da çok güzel; eserler Yunus Emre'nin vefatının 700'üncü yıl dönümü dolayısıyla "Bir ben vardır bende, benden içeri" sözünden esinlenilerek üretilmiş. Özellikle genç sanatçılardan birinin her sabah yediği yumurtaların içine yapılan resimleri görünce hayran olduk. Kullanılmış bir çantanın içinde istiflenmiş rengarenk tuğlalı eserin israf düzenine verdiği mesaj da görülmeye değer. Ayrıca Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nin yenilenmiş haline de bayıldım. Beyoğlu'nun kültür sanat hayatına yeni bir ivme kazandıracak olan merkezde, 110 kişilik bir tiyatro salonu, 97 kişilik bir cep sineması, 140 metrekarelik çok amaçlı bir salon ve iki küçük sergi salonu bulunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın gençlerin sanatsal üretimini teşvik edecek çalışmalara destekleri artacak, takipte kalmanızı öneririm.