Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Kadını ne 'güçlü' yapar?

Bir kadın olarak 'güçlü' olmanın ne anlama geldiğini düşünüyorum bir süredir... Kariyer mi? Aile mi? Para mı? Şöhret mi? Kırmızı ruj ve topuklu ayakkabılar mı? Zorluklar mı? Geniş bir kalp mi? Nasıl güçlü hissedeceğinize dair tek bir formül yok. Herkesin kendi seçimidir ama kim olursanız olun, nasıl bir yaşam seçerseniz seçin; hayatın her alanında kendimize sorduğumuz bir soru var: 'Değerim ne?' Hepimiz bu hissin peşindeyiz. Peki o 'değerliyim' hissini size ne veriyor?
Geçtiğimiz hafta dünyadaki yaratıcı kadınları onurlandıran 'Women to Watch- Fark Yaratan Kadınlar' ödülüne layık görülen 14 kadından biri; iş kadını Ruken Mızraklı, röportajında "İşimi çok seviyorum. Çocuklarım en büyük önceliğim ama diğer yandan işim de üçüncü çocuğum. Beni geliştiren, besleyen, hayatıma anlam katan uğraşım. Çocuk, iş, aile; bu karışımı seviyorum. Ben her iki çocuğumun da doğumundan 30 gün sonra işe başladım" diye konuşmuş. Bunu okuyan bazı kadınlar sosyal medyada tepki göstermişler...
'30 gün sonra işe başlayacaksan doğurma. Çocuk, bakıcıların elinde sevgisiz büyür' diyenler... 'Bazı kadınlar sadece çalışma hayatı ile var olduklarını düşünüyor' diyenler... 'Annelik iş kadınlığından önce gelmiyorsa, o annelikte eksiklik var' diyenler... Bir kadının severek ve azimle çalışmasını, 'delice hırslara kapılmak' olarak gören bazı kadınlara ağzım açık kaldı...
Bir insan aile hayatını 'sevdiği şey', iş hayatını 'yapmak zorunda olduğu şey' olarak görüyorsa, böyle düşünmesi normal. Çünkü işi sadece para kazanmak için yapıyorsunuzdur. Karnınız dışında sizi doyuran bir yönü yoktur.
Öte yandan; yaptığın iş seni besliyorsa, o hissin yarattığı olumlu enerjiyi insan çevresine yayar. Öncelikle en yakınlarına... Benim için güçlü olmanın anlamı bu! Ürettiğin bir şey için heyecanlanabilmek... O heyecanı hissettiğimde çocuğuma daha iyi bir anne olabiliyorum. Kendimi daha değerli hissettiğimden; daha iyi, daha anlayışlı bir insan oluyorum. Hepimizin şartları, kişilikleri ve tercihleri farklı. Onun için hangi seçim sizi daha sağlıklı, mutlu ve bütün hissettiriyorsa, onun peşinden gidin.
Hem kariyeri, hem aileyi seçmek sizi çelişkiye düşürmesin. Çünkü çocuk yetiştirmenin tek bir 'doğru' yolu yok. Ama tanıdığım en iyi anneler, başka annelerin annelik becerilerine taş atmayanlar... Çünkü onlar kendini sorgulamalardan, başkalarının doğrularından, suçluluk hissinden bir şekilde sıyrılıp kendi iç seslerini dinleyerek arzu ettikleri yolda ilerliyorlardır ve bu yüzden güçlülerdir. İş hayatında tanıdığım pek çok başarılı kadın, iyi anne olabilmek için ellerinden geleni yapıyor. O yüzden eleştiriyi değil, teşviği hak ediyorlar. Angelina Jolie'nin bir röportajında okuduğum şu cümlesini hiç unutmam:
"Cesur bir yaşam sürüyorum, bunun için de mutlu bir anneyim. Bir anne olarak çocuğuma bırakabileceğim en büyük miras bu..."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA