Daha önce de defalarca yazdım. Sokaklarda kol gezen vahşetin ve şiddetin tek sorumlusu olarak televizyon dizilerini ya da gündüz kuşağı programlarını işaret edip sonra da olay yerini hızla terk etmek vicdansızlıktır, adaletsizliktir, sorumsuzluktur, kolaycılıktır... Zira mesele; televizyonlara, gazetelere çemkirip, parmak sallamakla çözülemeyecek kadar derin ve girifttir.
Aslında bu maksatlı saldırının alt metnini okuyabilmek için benim gibi 45 yılını televizyon ve medya üzerine kalem sallamakla geçirmeye de gerek yok. Sadece aklı selimle olan biteni zihin ve vicdan filtresinden geçirmek yeterli.
Belli ki kimi çevreler, bazı medya kuruluşlarını tek başına bu işin sorumlusuymuş gibi gösterip, bir itibar suikastına girişmişler. Ne mutlu bana ki mensubu bulunduğum Turkuvaz Medya'nın istisnasız her yayını bu tür hassas konularda otokontrol refleksine sahip. Sabah gazetemizde toplumun sinir uçlarıyla oynayan, hedef gösteren ya da kanlı olaylardan tiraj damıtmaya yönelik tek bir haber ya da fotoğraf göremezsiniz. Çünkü bu gazeteyi hazırlayanlar, kendi vicdan süzgeçlerinden geçirmedikleri hiçbir haberi ve görüntüyü sayfalarına koymazlar. Çocuklarıyla birlikte izleyemeyecekleri hiçbir görüntüyü ekranlarına getirmezler.
Atv ve A Haber başta olmak üzere yayın grubumuza mensup kanallar; etik kuralları her türlü reyting beklentisinin önünde tutarak hareket etmeyi ilke edinmişlerdir. Şiddeti özendirmek şöyle dursun, Atv'nin reality programları, etki sahaları ve özenli takipleriyle kolluk kuvvetlerinin en büyük yardımcısı haline gelip, pek çok kriminal olayın çözülmesine katkı vermişlerdir.
Buna rağmen kasıtlı kampanyaların hedefi çok açık. Sorumlulukla hareket eden, toplumun menfaatlerini daima göz önünde bulunduran bizim gibi medya kuruluşlarını sosyal medyanın linç arenalarına çıkarıp, aç hayvanların önüne atmak. RTÜK gibi resmi kontrol mekanizmalarını etkisizmiş gibi gösterip, altlarını oymak. Böylece medyayı istedikleri gibi dizayn etmek.
Lütfen bu oyuna gelmeyin.
Bizden vahşisi var mı?
Bu fotoğraf İspanyol medyası tarafından yayınlandı. Bu boğanın sahibi onu boğa güreşine getirmiş. Boğa, matadorun sırtına sapladığı kılıçlardan dolayı kanlar içindeyken seyircilerin arasındaki sahibini arenanın kenarında görmüş ve doğuştan gelen doğasıyla ona yardım edeceğini düşünüp yanına gelerek sahibini bir öpücükle kucaklamış.
Tabii ki zavallı hayvan, sahibinin onu "seyirciler ölümünün tadını çıkarsın diye" sattığını bilmiyordu...
Konuyla ilgili en güzel yorum ise olayı manşetten veren bir İspanyol gazetesinden geldi:
"Dünyada insandan daha vahşi bir hayvan yok."
Her şeye rağmen...
Güzelliğe ne kadar hasret kalmışım ki, Terkos Gölü'nün bu fotoğrafının üzerine balıklama atlayıp, sizlerle paylaşma ihtiyacı hissettim.
Kirlilik, müsilaj ve ölü balıklar görmekten bıktığımız şu günlerde İstanbul'daki Terkos Gölü'nün tabloları andıran hali bana ilaç gibi geldi. Göl kenarında çiçeklerini döken ağaçlar sayesinde su şahane bir renge bürünmüştü.
Size Polyanna'cılık gibi gelebilir ama ben bunu önümüzdeki günlerin güzel olacağına yordum. Haydi inşallah...
Gaf'let kürsüsü
Dünyanın en zenginlerinden Elon Musk, ABD'de uyutulan Sincap Peanut için sosyal medyada taziye mesajı yayınlamış. Gazze'de 15 bin çocuk katledilirken vicdanı neredeymiş acaba?
Ne demiş?
"Haberlerden nefret ediyorum. Belki cinnet geçiriyorumdur, farkında değilimdir. İzlerken hiçbir konuda teselli eden hiçbir sonuç yok. Haberim olsa ne olur, olmasa ne olur. Valla..." (Yıldız Tilbe'nin paylaşımı)
Zap'tiye
Yahu hâlâ ABD seçimleriyle ilgilenen kaldı mı? Zira ABD'yi başkanların yönetmediğini artık kreşteki çocuklar bile biliyor.