İnternette gördüm, gözlerime inanamadım. Döndüm döndüm tekrar izledim. Çilingir sofrası görüntüsü eşliğinde şöyle deniliyor: "Tıkla sipariş ver: Etil alkolün tek adresi .... Medikal. Kapıda ödemeli, kargo ücretsiz, 96 derece."
Reklamın altında yüzlerce yorum. Kimi "Zıkkım için" yazmış, kimi kadeh tokuşturma emojisi koyup "Yarasın" demiş. En çok da fiyat soran var.
Alkollü içeceklerin vergileri ve dolayısıyla fiyatları yükselince herkes kimyager oldu. Akşamcılar evlerinde kendi içkilerini üretmeye başladılar. Hatta iş ufaktan sektöre dönüştü. Sokak aralarında bidonla rakı satanlar türedi.
İşin mali kısmı bir yana, toplum sağlığı için büyük bir risk söz konusu. Vatandaş, aldığının etil alkol olduğunu nasıl bilecek? Ya metil alkol ise? En iyimser tahminle, yaptığı rakıdan kör olacak. Çoğunluğu ise ne olduğunu anlayamadan dünya değiştirecek.
Tabanca, tüfek satışları, patlayıcı yapmaya yarayan malzemelerin ilanları... Şimdi de saf alkol pazarlanıyor. İnternet satışları mutlaka denetim altına alınmalı.
Yok öyle Mourinho efendi!
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, Trabzonspor maçından sonra "Maçın en büyük skandalı lehimize verilmeyen penaltı. Bakın yurt dışında Türkiye Ligi'ni çok fazla insan izlemiyor. Zaten böyle bir ligi kim izler? Londra'da muhtemelen bir tek oğlum izliyordur. Ben bu pozisyonu Instagram'a koyacağım. Yaklaşık 5 milyondan fazla kişi izleyecektir o pozisyonu ve Türkiye Ligi'nin ne olduğunu görecekler" buyurmuş.
Sayın Mourinho, hakemlere çemkirmeden önce şu takımının haline bir bak. Türkiye liglerinin en kolay gol yiyen defansı sende. İki stoperinin saçma sapan müdahaleleri yüzünden rakibin iki penaltı kazandı. Trabzonspor'un buz gibi golü de verilmedi. Eğer senin yedek kulübesi zenginliğin Şenol Güneş'te olsa Trabzon'dan hezimetle dönerdin. Sen hâlâ maçın tek pozisyonuyla uğraşıp, herkese "Cambaza bak" diyorsun. Bu manevralarla Başkan Ali Koç'u aldatabilirsin ama biz yemeyiz.
Ya o abartılı sevince ne demeli? Ölseydim de sadece Trabzonspor'a son dakikada gol attı diye yerlerde dört takla atan Mourinho'yu görmeseydim.
İsveç'te uyutma dramı
Sokak hayvanlarının uyutulması çok konuşuldu çok tartışıldı. Mesele bana göre hâlâ muallakta. Kimse hangi yasaya uyup ne yapacağını bilmiyor.
Bu tartışmalar sürerken cuma akşamı Discovery Channel'daki Sınır Güvenliği: İsveç belgeselinde konu, farklı bir boyutuyla karşıma çıktı. Yunanistan'dan gelip İsveç'e giriş yapmak üzere olan bir adamın aracının gizli bölmesinde köpek yavruları ele geçirildi.
Yasalar kesindi.
Görevli gümrük memuru, ülkeye izinsiz girişi yasak olan dünya tatlısı köpecikleri iğneyle uyuturken, gözleri yaş doluydu...
Bu 'baklava' bize de lazım
Fransa'da yeni bir trafik işareti kullanılmaya başlandı. Mavi zemin üzerine beyaz renkli elmas (ya da baklava) işaretinin bulunduğu şeritler; en az iki yolcu taşıyan araçlara, Crit'Air 0 etiketine sahip tamamen elektrikli veya hidrojenle çalışan çevre dostu araçlara, toplu taşıma araçlarına ve yolcusu olmayan taksilere ayrıldı. Hibrit araçlar ise bu şeridi tek yolcu varken kullanamıyor. Uymayanlar ise 125 Euro ceza ödüyor.
Büyük şehirlerimizdeki trafik yoğunluğunun başlıca sebebi herkesin tek başına aracıyla yolculuk etmesi. Araç paylaşımı ve toplu ulaşımın özendirilmesi için bu "baklavadan" bize de lazım.
Gaf'let kürsüsü
Trabzon'da belediye hoparlöründen yapılan anons: "Merkez helada ruhsatsız tabanca kaybolmuştur. Bulan vatandaşımızın tabancayı belediye veya emniyet teşkilatına teslim etmesi önemle rica olunur."
Zap'tiye
Karabük'te 93 yaşındaki adam evinde başına bal kabağıyla vurularak öldürülmüş olarak bulundu. Türk usulü Halloween!