MTA Sismik 1 ya da daha eski adıyla Hora... Gençliğimin en ünlü gemisiydi. Çünkü ne zaman haber bültenlerinde ismi geçse Ege'de suların ısınacağını, Yunan'ın yine yaygara koparıp dünyayı ayağa kaldıracağını bilirdim. Bu köhne gemimiz sözde petrol arardı. Bulamazdı tabii.
Bir gün İstinye'de sahile bağlanmış Sismik 1'i yakından görünce neden bulamadıklarını anlamıştım. Bu geminin bırakın Ege ve Akdeniz'e açılmasını, Boğaz'ın karşı kıyısındaki Kanlıca'ya ulaşması bile mucizeydi...
Sonra bu petrol arama işini Fransız ve İtalyan şirketlere ihale ettik. Aylarca bizim paramızla adeta mavi tur yapıp hiçbir şey bulamadılar. Çünkü Türkiye'nin petrol ve doğalgaz zengini olması Batı'nın hiç de işine gelmiyordu.
30 sene sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, Berat Albayrak ve Fatih Dönmez'in azimli çalışmalarıyla son teknolojilere sahip kendi petrol arama ve sondaj filomuza sahip olduk. Akabinde de Karadeniz'de harika rezervlere sahip ilk doğalgazımızı bulduk.
Geçen hafta Türkiye son derece önemli bir anlaşma imzaladı ama bu kritik gelişme, neredeyse her saat başı değişen gündemin tozu dumanı arasında kayboldu. Türkiye, Somali ile Afrika ve Arap yarımadasının güneyinde petrol aramak için protokol imzaladı.
Bir dönem, çıktıkları her seferden römorkörler tarafından çekilerek getirilen Hora'dan, dünyayı kendisine hayran bırakan Barbaros Hayreddin Paşa Sismik Araştırma Gemisi, Oruç Reis Araştırma Gemisi, Fatih Sondaj Gemisi, Yavuz Sondaj Gemisi, Kanuni Sondaj Gemisi ve Abdülhamid Han Sondaj Gemisi'nden oluşan muhteşem filoya...
Bir dönem neredeyse kendi karasularında bile petrol aramasına izin verilmeyen Türkiye'den, dünyanın öbür ucundaki ülkelerin "Gelin, bizim petrolümüzü siz bulup çıkartın" diye davet ettiği Türkiye'ye...
Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan iki ay sonra filomuza katılacak 300 metre uzunluğunda bir doğalgaz işleme gemisinin de yolda olduğunu müjdeledi.
Geçen hafta Akdeniz sularında yine göğsümüzü kabartan bir tablo vardı. Ülkemizin yerli üretim SİHA gemisi TCG Anadolu ile beraber 50 parçalık filomuzun üzerinde, Ermenistan'da konuşlu S300 savunma sistemini dünyada ilk kez imha eden, Libya'da gemilerimize tehdit oluşturan son derece gelişmiş Çin füzesini havada etkisiz hale getiren Bayraktar SİHA'larımız uçuyordu. Oysa 50 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı yüzünden ABD ambargo uyguladığı için lastik bulamayan jetlerimizi havalandıramıyorduk...
Böyle futbola böyle başkan
Türkiye'de oynanan "oyuna" artık "futbol" demek gelmiyor içimden. Federasyon'dan hakem kuruluşlarına, kulüp yapısından FIFA ve UEFA ile ilişkilere, kulüplerin mali yapılarından ortaya konulan futbolun kalitesizliğine kadar her alanda büyük sıkıntılarımız var.
Durum böyleyken, Türkiye'nin en büyük kulübü Fenerbahçe'nin "Bizim için yok hükmündedir" dediği İbrahim Hacıosmanoğlu, Futbol Federasyonu'na başkan seçildi.
Kendisini tanımıyorum ama bugüne kadar söylediği sözlerden bir kolaja rastladım ve sizinle paylaşayım dedim:
Galatasaray başkanına: "Ben onun gibi botoks yaptırmadım." Fenerbahçe eski başkanına: "Adam değildir." Fenerbahçe yeni başkanına: "Yalı çocuğu. Benim ömrüm bunları tımarlamakla geçti." Kayserispor başkanına: "Gömerim, mezardaki yerini bulamazsınız." TFF başkanına: "Bu işten anlamıyor."
Bence futbolumuza pek yakıştı. (!)
Tam bağımsız Türkiye işte tam da budur!
Gaf'let kürsüsü
Aydın'da evinde kenevir yetiştiren kadının savunması: "Burada duruyorlardı, su döktüm büyüdü."
Zap'tiye
Dünyanın neresinde bavulunuzu beklerken önünüzden bir tencere yaprak sarma geçer ki? Başka ülkede yaşayamam...
Ne demiş?
"İlişkide insanlar birbirinin tatili olmalı. Hayat zaten stresli, insanlar birbirinde dinlenebilmeli ama onun yerine herkes birbirini daha çok yoruyor." (Engin Günaydın'ın "Neden sevgiliniz yok?" sorusuna verdiği harika cevap)