Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Yarışma da Atv’de izlenir

Yıllara mal olmuş bir slogan vardır: "Dizi Atv'de izlenir." Bu yaz mevsimi Atv'ye yeni bir slogan hediye edecek gibi görünüyor: "Yarışma da Atv'de izlenir."



Senelerdir Atv'nin amiral gemisi olan Kim Milyoner Olmak İster'den söz etmeye bile gerek duymuyorum. Alan da renkli yarışmacıları ve farklı formatıyla kısa sürede yaz ekranında kendine önemli bir yer edindi. Ama son yarışma Milyoner Aile'yi ayrı bir sevdim. Belki de her akşam pür dikkat televizyon izleyen bir profesyonel olarak formatı kendime yakın bulduğum içindir. Zira yarışmanın dikkate dayalı soruları "televizyon anlarının" içinden çıkıyor. (Soruların yüzde 90'ına doğru yanıt vermem de bu yüzden olmalı.)



Yarışma bir taşla iki kuş vuruyor. Hem reytinge koşuyor hem de Atv'nin yıllara yayılmış göz kamaştıran ürün yelpazesini yeniden izleyiciye hatırlatıyor. Bu arada yeni yarışacak ailelere bir de tüyo vereyim:
Stüdyoya girmeden önce aranızda görev bölümü yapın. Biri videodaki kıyafet detaylarına odaklansın, biri sayısal değerlere, biri aksiyonlara, diğeri de diyaloglara. Bu kıyağımı da unutmayın. Kazandığınız paralardan komisyonumu da unutmayın!

Şeytan böyle doldurur
Cuma günü akşam saatlerinde sosyal medya kullanıcıları büyük bir dehşeti yaşadılar. Ankara'da bir adam canlı yayın açıp tabancasını tanıtıyordu. Dedi ki, "Dayı, benden kaçan kurtulur. Anca Ankara dışına kaçacak ki kurtulsun, öyle değil mi?" Ardından silahı şakağına dayayıp tetiği çekti ve...
Aslında intihar etmeyi düşünmemişti. Amacı şov yapıp takipçilerini etkilemekti.



Çünkü silahını boş sanıyordu. İşte "Şeytan doldurur" sözü de zaten buradan geliyor. Görüntüyü, içim elvermemesine rağmen birkaç kez dikkatle izledim. Adam silahı şakağına dayamadan önce şarjörü çıkarıyor, ancak namluya sürülmüş halde bekleyen mermiyi unutuyor. Ayrıntıda gizlenen şeytan da işte orada devreye giriyor.
Klasik sözdür: Dizide, filmde, sahnede bir silah varsa, eninde sonunda patlar. Üstelik her zaman senin istediğin anda değil...

Ruha estetik yapılamaz mı?
İnsanlar hep dış görünüşlerini estetik müdahalelerle düzeltmenin peşinde. Peki ya içimiz?
Mesela diyorum:
Kibirliler için ego küçültme,
Her rüzgara eğilenler için omurga dikleştirme,
Müzmin yağcılardan enjeksiyonla yağ aldırma,
Her şeye yüzünü ekşitenlere yüz gerdirme,
Kaba olanlara ruh inceltme,
Karakteri yer çekimine yenik düşenlere Fransız askısı,
Kalbi kuruyanlara vicdan dolgusu...
Yapılamaz mı acaba?

Sağlıkta büyük tehlike
İnanılır gibi değil. Türkiye Sağlık Vakfı'nın yaptığı araştırmaya göre Türkiye'de halkın yüzde 86'sı komşu tavsiyesi ile ilaç alıyor. Yani doktorun vereceği reçeteyi değil, komşuya iyi gelen ilacı kullanıyor.
Bunun sakıncalarını tahmin edersiniz. Direkt ölüme neden olabilir. İlaç israfı da cabası. Yıl olmuş 2024... Devlet, sağlık alanında muhteşem bir atılım yapmış. Her mahallede aile hekimleri, şahane şehir hastaneleri, online randevu sistemi, SSK kapsamına alınan sayısız ilaç ve tedavi yöntemi... Geriye bir tek "bilinçli vatandaş olmak" kalıyor. Onu da biz yerine getirelim, ne olur...

Gaf kürsüsü
A Haber canlı yayınından: Abdullah Ağar: "Ben kendi sesimi duyuyorum. Rejideki arkadaşlar sesi alabilirler mi?" Stüdyodaki sunucu Merve Tepe: "Tamam, halledelim, kulağınızdan duyuyorsunuz herhalde."

Zap'tiye
Bodrum'da 238 otel iflas etmiş. Bence tüm artezyen ihaleleri turizm sektörüne verilsin. Çünkü kendi kuyularını çok iyi kazıyorlar.

Ne demiş?
"Hani Afrika sıcağı diyorlar ya, aslında Adana, Afrika'dan daha sıcak. Bizim Adana'da üniversite okuyan arkadaşlar yaz gelince Afrika'ya gidiyorlar, yazın biz burada yaşayamayız diye..." (Afrikalı komedyenin stand up gösterisinden)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA