Okurumuz Erdinç Dinç'in kadın komedyenler lehine pozitif ayırımcılık yaptığı yorumunu değerli buldum:
"Sevgili Aytuğ, sizi ilgiyle takip eden okuyucularınızdan biriyim. Ele aldığınız konuları ve etkinizi değerli buluyorum. Bir konuda dikkat çekmek isteyebileceğinizi düşünerek yazıyorum.
20 Şubat 2024 tarihinde bir kadın komedyenimiz, Yasemin Sakallıoğlu'nun Arena'daki muhteşem şovunu izledim.
Biliyorsunuz; sosyal medyadan gelmesine rağmen tırnaklarıyla kazıya kazıya gelen bir isim Sakallıoğlu. Çok coşkulu, üretken... Mizahı belden aşağı indirmeden, siyaset sığlığına hiç düşmeden yapan çok başarılı bir isim. Arena'da 10 bin kişilik rekor denemesinin çok da üzerine çıktığı harika bir gece yaşattı gelenlere.
Benim eleştirim şu: Yasemin Sakallıoğlu aylar öncesinden bu rekor denemesi için duyurular yaparken, sosyal medyadan yayımladığı videolarla sürekli diri tutarken (karşılığını izleyicisinden buldu gerçi) bu ülkenin diğer mizah yapan isimleri, kadın erkek fark etmez, bu rekor denemesine dair meydan okumayı neden desteklemez? O gösteriye zaman ayırmak, alkışlamak, hadi geçtim sosyal medya hesabında yalandan da olsa destek paylaşımı yapmak çok mu zordur? Ne Cem Yılmaz, ne Şahan Gökbakar, ne Beyazıt Öztürk, ne Gupse Özay, ne Gülse Birsel... Yoktular, güçlü destek veremediler. Bu çalışkan ve başarılı kadının sırtını sıvazlayamadılar.
Çok üzücüdür; ertesi gün hafta sonu magazin programlarında kendine yer bulduğu zaman dilimi, gösterinin can alıcı kısımlarına ait paylaşımlar, filanca şöhretin bilmem hangi davete giderken giydiği sırtı açık elbiseli kadar yer bulmadı. Magazinciler olarak da bir eksiklik yok mu? Selamlarımla..."
Batsın bu dünya!
Okurumuz Bekir Kurt hepimizin gönlünden geçenlere tercüman olmuş:
"Merhaba Yüksel Bey, neye sinirleneceğimizi neye kahrolacağımızı artık bilemiyorum. Şu üç olay bizi bizden aldı götürdü:
1- İzmir'deki taksici cinayeti.
2- Sözde bir insanın acımasızca tekmeleyerek katlettiği zavallı kedicik olayı.
3- 16 yaşındaki çocuğuna araç verip kaza yapmasına ve bir insanın ölmesine sebep olan, bir eş ve bebeği babasız bırakan oğlunu yurt dışına kaçıran anne olayı.
Daha ne kadar ileriye gideceğiz? Burası dünya mı yoksa başka bir alem mi? Bunları görünce deliriyorum. Bizim nefsimiz ve midemiz kaldırmıyor artık. Saygılarımla."
Bunun neresi cazip?
Köşemizin demirbaşlarından Muharrem Akduman bu hafta da vize aldatmacasına değinmiş:
"Merhaba sevgili kardeşim. Yıllardır dünyayı gezdim. Bin civarındadır. Hele 5 yıldır tedavi için Rodos'a gitmekteyim, birkaç ayda bir. Dünyanın en büyük kanser uzmanı geliyor Rodos'a, para yetiştirmek de çok zor. Param bitti, sağ olsun yardım eden bir kardeşim var, onun sayesinde gidiyorum. Yıllardır çok hatalı bir durum var ve çok kelepir gibi anlatılmakta. Şimdi yine gündemde. Yunan adalarına vizesiz seyahat! Her bir çıkışta 60 Euro ödeyeceksiniz ve sadece o adada 5 gün kalabilirsiniz... Atina'ya bile gidemezsiniz. Diyelim yılda 5 kez çıktınız. 60 Euro x 5 eder 300 Euro... Oysa normal vize de 60 Euro ve 1 yıl 2 yıl ne verirlerse... Kaç kez çıkarsan çık...
Peki bunun nesi cazip? Ey, hesap kitap bilmeyenler... Hepiniz Âli okuluna!.."
Gaf kürsüsü
Okurumuz İsmail İçen'in Teşkilat dizisine bir uyarısı var: Çanakkale törenlerini koordine etmek, güvenliğini sağlamak ve de sunmak dışişleri bürokratlarının görevi midir? Bu ilin valisi, belediye başkanı, askeri erkanı ne iş yapar? Teşkilat senaristleri anma törenlerine gidinde kim ne yapıyor bir bakın.
Zap'tiye
Gelinim Mutfakta yarışmasında gün aşırı biri bayılıyor. İzleyenler yemek tabaklarından daha çok tansiyon aleti görüyor.
Ne demiş?
"Bir tane hayatım var, onu da kendi hayatına faydası olmamış insanların ne düşündüğünü düşünerek harcayamam." (Oyuncu Bahar Öztan'ın hayatını kaybetmeden önce çektiği videoda söyledikleri)