ABD Genelkurmay Başkanı ile CENTCOM Komutanı, Suriye'de PYD/PKK kamplarını ziyaret etti. Ardından da komutanlıktan teröristler için övgü dolu bir açıklama geldi.
Eskiler böyleleri için "biti kanlandı" derler. Türkiye düşmanları, seçim ve felaket atmosferi nedeniyle içe döndüğümüz bu günleri belli ki fırsat bellemişler. ABD güdümlüler de büyük bir algı operasyonuna girişerek sanki seçimi altılı koalisyon kazanmış gibi yapay bir hava yaratıyorlar.
Bu rezaleti, "Altılı koalisyonun yol haritası" olarak yorumlamak pekala mümkün.
Belli ki kazara iktidara gelirlerse askerlerimizi Irak ve Suriye'den çekip, Kürt koridorunun yeniden açılmasını sağlayacaklar. Böylece kendilerine sürekli destek sağlayan ABD'ye de diyetlerini ödeyecekler. Hatta belki Kıbrıs'tan bile vazgeçecekler. Binlerce askerimizin ve masum sivillerin kanıyla kazanılmış her karış toprağı bir an bile düşünmeden yabancı destekçilerine peşkeş çekecekler. Emin olun ki, eğer başımıza bu büyük felaket gelmeseydi, şimdilerde Mehmetçik, Suriye'de ABD'nin o çok korktuğu harekatı gerçekleştirip destan üstüne destan yazıyor olacaktı.
Şimdi anladınız mı, HDP'lilerin neden "Bize İçişleri ve Savunma Bakanlıklarını verseler bile almayız" deyip, kahkaha attıklarını? Çünkü ellerinde "Cumhurbaşkanlığını" bulunduracaklarına inanıyorlar...
Atv'den yılın sağlık haberi
Geride bırakmaya hazırlandığımız haftanın en önemli haberlerinden biriydi ama deprem ve seçim gündemi arasında kaynadı.
Atv Haber'in başarılı muhabiri Canan Marangöz ve kameraman Okan Yalçınkaya doktor olmamasına rağmen kliniğinde mide botoksu yapıp, 10'dan fazla hastanın son derece ağır bir sağlık sorunu yaşamasına sebep olan kişiyi deşifre ettiler.
Hastaların anlattıkları korkunçtu. Kısa yoldan zayıflamak adına midelerine botoks yaptırmak isteyenler, merdivenaltı doktorun batırdığı zehirli iğneler yüzünden komaya girmiş, tedavi altına alınmışlardı. Yürüyemeyen, konuşmakta bile güçlük çeken hastaların hali gerçekten de üzüntü vericiydi.
Haber ekibi 4 gün boyunca işi kovaladılar. Klinik sahibinin 4 ay önce boşandığı eski eşinin de yine doktor olmamasına rağmen bir başka klinikte aynı operasyonları yaptığını ortaya çıkarttılar. Bana göre yılın sağlık haberiydi. Son değerlendirmeyi ise habercilik ödülü veren medya derneklerine bırakıyorum.
Artık kendimi tutacağım
Sosyal medyada gezinirken bir öğretmenin yazdıklarına rastladım. Şöyle diyordu: "Karne günlerinde çocuklarının ellerinden tutarak gelen anneleri içeri almadığımda bana kızarlar. Bilmezler ki annesiz çocuklarım var sınıfta. Çocuklarımın anılarında tozlar olmasın diye uğraşırken, yetişkinlerle mücadele yoruyor..." O günden sonra bizimkini okuldan alırken ona sarılmayı, öpmeyi, elinden tutup güle oynaya arabamıza gitmeyi yasakladım kendime...
Artık biliyorum ki, boşanmalar, gurbette çalışma zorunluluğu, kazalar ya da felaketler yüzünden ebeveynlerinin en az birinden mahrum kalmış çocuklar var o okulun bahçesinde. Öğretmenin dediği gibi "anılarına toz değmesini" istemem o minik kalplerin. Ne olacak ki? Eve kadar tutarım kendimi...
Allah kimseleri ana, baba, evlat yokluğuyla sınamasın...
Gaf kürsüsü
Duygu adlı öğrenci, online ders sırasında soru, bilmediği yerden gelince 'interneti donmuş' gibi yaparak hareketsiz kaldı. Ancak kardeşi odaya girince oyunu bozuldu.
Zap'tiye
Diyarbakır'da sünnet edilmek üzere hastaneye getirilen çocuğun yanlışlıkla bademcikleri alındı. Yine de şanslı sayılır. Ya tersi olsaydı?
Ne demiş?
Aşiretin sünnet düğününde çocuğuna 12 milyon 700 bin lira para takılan baba isyan etti: "En az 15 milyon bekliyordum."