Medya araştırma şirketlerinden İnterpress, geçen hafta Devlet İstatistik Enstitüsü'nün verilerini değerlendiren bir araştırma yayınladı. Sayılar ilginç ve bir o kadar da düşündürücü.
Türkiye'de evlerin yüzde 98'inde televizyon var. Ülkemizde ailelerin yüzde 94'ü, sosyal aktivite olarak her gün televizyon izlemeyi tercih ediyor. Ortalama bir aile, günün en az 4.5 saatini televizyon başında geçirirken, ülke nüfusunun yüzde 84'ünün her gün mutlaka televizyon izlediği belirlendi. Nüfusun yüzde 40'ı için ise televizyonda ne izlediğinin çok fazla önemi olmadığı, insanların izleyecek bir şey bulamasa bile yine de zamanının büyük bir bölümünü televizyon izleyerek geçirdiği saptandı. Bu rakamlar ışığında bakıldığında, Türkiye'nin dünyada ABD'den sonra en çok televizyon izleyen ülke sıralamasında ikinci sırada yer aldığı tespit edildi.
Aynı tarihlerde yayınlanan Ajans Press'in araştırmasında ise, Türkiye'de gazete ve dergi sayısının hızla düşüş gösterdiği belirlendi. (Son bir yıl içinde yüzde 7.9 azalma yaşanmış) Bu durumda ikileme düştüm. Nüfusunun yüzde 84'ü televizyon izlemeyi 'ata sporu' olarak benimsemiş bir ülkede televizyon yazarlığı yaptığıma mı sevinsem, yoksa okuma alışkanlığı giderek düşen bir ülkede gazeteci olduğuma mı üzülsem...