Ne zaman gelecekle ilgili karamsarlığa kapılsam, Anadolu Ateşi gösterisine gidip moral tazeliyorum. Yine öyle yaptım.
Mustafa Erdoğan'ın takımının Açıkhava'daki muhteşem gösterisinin ardından her zaman olduğu gibi "İyi ki bu ülkede, bu muhteşem kültür mozaiğinin üzerinde yaşıyorum" deyip derin bir nefes aldım.
Şu sıralar 250 kişiden oluşan üç ayrı ekiple dünya turnesinde insanları büyülemeye devam eden Anadolu Ateşi'nden neden 'takım' diye söz ettiğime gelince...
Hayatımda ilk kez bir şov grubunun, gösteri bittikten sonra 'sahada' yaptığı 'aktif dinlenme ve rahatlama antrenmanına' tanık oldum. Hani takımlar maçtan sonra antrenör nezaretinde yeniden sahaya dönüp çıplak ayakla çimler üzerinde 'rahatlama çalışması' yaparlar ya, Mustafa Erdoğan da gösteriden sonra ekibini yeniden sahneye çıkarttı ve bu çalışmayı başlattı. Emin olun, en az gösterinin kendisi kadar ilgi gördü, alkışlandı. Zaten bu kadar ciddi, bu kadar disiplinli bir çalışma olmasa, Anadolu Ateşi dansçıları sahnede 3D ile kopyalanmış kadar mükemmel bir senkron tutturabilir miydi?
Bu arada Mustafa Erdoğan'dan 'Doğu'nun Kapıları' adlı dev bir gösteri daha geliyor. Çin'de Shaolin rahipleri ile başlayıp İstanbul'da bitecek bir dans yolculuğu... Ekip, her ülkenin uzman dansçılarıyla o ülkede çalışıyor. Şu sıralar İran'dalarmış. Yeni gösteriyi büyük bir heyecanla bekliyorum.