Ne çektin be vatandaş! Yaz boyunca televizyonların baş aktörü 'sıradan vatandaş'tı. Televizyon yarışmalarında para kazanmak için helak oldular.
Kimi en 'kapışkan' olmak için mücadele etti, kimi kazanmak için kapının arasına sıkışmayı göze aldı, kimi yaşlı şakacıların elinde maymun oldu, kimi dayak yemeyi göze alıp kulaklığından gelen komutlara uymaya çalıştı. Kimi ise kızmadıkça kazanacağını bilmeden tımarhanelik oldu.
Şans Kapıda yarışması da ilk bakışta talih kuşunun evinizin kapısını tıklattığı izlenimini veriyor. Sokakta dolaşırken birden sunucu Yiğit Alıcı'nın teklifi ile karşılaşıyorsunuz. Çekimler evde yapılıyor, tüm ev halkı yarışmaya katılıyor.
Ama yarışma her açıdan riskli. Birincisi, 'takas' bölümünde evdeki tüm değerli eşyaları kaybetme olasılığı var. İkincisi, yarışma öyle stresli ki; ev sakinlerinde 'sakinlik' filan kalmıyor. Hatta öyle ki; bilemedikleri her sorunun ardından birbirlerini suçlarken kalp kırıyorlar, gözyaşı döküyor ve döktürüyorlar.
Bu haftaki bölüm ise gerçekten ibret vericiydi. Öğretmenlik yapan yarışmacı Gamze Hanım, resmen sinir krizi geçirdi. Annesine sürekli "Sus, dır dır etme!" diye çıkıştı, kocasıyla milyonların önünde kavga etti. Umarım programı, öğrencileri izlememiştir.
Evet, bu zamanda geçinmek zor. Durup dururken para kazanma fırsatı öyle kolay kolay ele geçmiyor.
Ama Dimyat'a pirince giderken, evdeki huzurdan olmak da var.
Bu nedenle kapıdaki şans mı, şanssızlık mı, talih kuşu mu, yoksa alıcı kuş mu; insan bir türlü karar veremiyor.
Diyeceğim o ki; o banknotlar, yaşanan ve yaşanacak aile facialarını tazmin etmez...
KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK
Bu arada Gamze Hanım'ın takasta kaybettiği çamaşır makinesi, mikrodalga fırın ve oyun konsolu, her zaman olduğu gibi muhtaç bir ailenin evine ulaştırıldı.
Gelin görün ki, kamyonun yanaşıp yükünü indirdiği gecekondu, tek göz oda bir barakadan ibaretti.
Banyo olmadığı için çamaşır makinesini odanın 'baş köşesine' koydular.
Mikrodalga fırını koyacak yer bulamayan nakliyeciler, onu da çamaşır makinesinin üzerine yerleştirdi. Evin iki çocuğu ise yatağın üzerinde oyun konsolunun joystick'leriyle 'ııınn, ınnn' diye oynuyorlardı.
Bırakın oyun konsolunun bağlanacağı televizyonu, büyük ihtimalle evde elektrik bile yoktu!