Reklam dünyası ne yapsa, ne etse; reklam kuşaklarının giderek azalan izlenme oranlarının önüne geçemiyor.
Milyarlık reklam bütçeleri, izleyicinin 'isteksizliğine' kurban oluyor ve onca para ile emek havaya savruluyor.
Peki insanlar neden reklam kuşaklarını izlemiyor?
Lafı uzatmadan, hemen sebeplerini sıralayayım:
1- Televizyon reklamları artık 'izleme keyfini bölen, nefret edilesi bir şey' haline geldi. Filmin, dizinin, maçın, sohbetin en keyifli yerinde ekrana düşüp izleyenin kanını beynine sıçratıyor.
2- Kuşakların süreleri çok uzun. Buna bir de tanıtıcı reklam ve kanalın kendi programlarının fragmanları eklenince, iyice 'çekilmez' hale geliyor.
3- Bindirme reklamlar, ürün yerleştirmeler, ekran küçültülerek verilenler vs. derken, televizyon 'inandırıcılığını' yitirip reklam panosu haline dönüşüyor.
4- Kampanyaların pek çoğu yaratıcılık, zeka ve espriden yoksun. Ünlü sanatçılara eşek yüküyle para ödüyor ama öyle zayıf bir reklam metni yazıyorlar ki; hem paralara, hem sanatçılara, hem de ekran başındakilere yazık oluyor.
5- Reklam artık hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. İnternet mecrasında, sosyal medyada, konserde, tiyatroda, sinemada, radyoda, futbolcunun sırtındaki formada...
Bu kadar reklam bombardımanına tutulan sıradan vatandaş, kendisini hepten 'yolunacak kaz' gibi hissediyor ve hıncını televizyondaki reklam kuşağını zap'layarak çıkartıyor.
6- Televizyondaki reklam kuşaklarının sesi yükseltilerek yayına veriliyor. İnsanlar, romantik dizinin orta yerinde adeta 'sıçrayarak' reklam kuşağına geçiyor.
Yapmayın efendiler; sürüdeki manda bile daha zarif dürtülür!