Ne yazıktır ki, ülkemizde pek çok insan 'çello' diye bir müzik enstrümanı olduğunu magazin haberlerinden öğrendi. Mahsun Kırmızıgül, Klasik Batı Müziği'nin ülkemizde tanınıp gelişmesine en büyük katkıyı bir çelliste âşık olarak yaptı. Magazin medyası aylarca Mahsun ile çellist sevgilisi Mine Cangal'ın haberlerini kovaladı. Ardından Naz Elmas ve Beren Saat önlerinde birer çello ile seksi pozlar verdiler. Böylelikle klasik müzikle yakından uzaktan ilgisi olmayanlar bile çellonun 'kadın vücuduna benzeyen, keman irisi, yayla çalınan bir enstrüman olduğunu' öğreniverdi. Bu konudaki ikinci büyük katkı ise cuma akşamı Beyazıt Öztürk'ten geldi. İzleyici kitlesi, pek klasik müzik tutkunlarıyla örtüşmese de Beyaz, programına Hırvat çello sanatçısı Ana Rucner'ı konuk edince, çellonun popülerliği daha da arttı. Ana daha stüdyonun merdivenlerinden inerken ıslıklar ve Taşfırınvari "Anaaaa" nidalarıyla karşılandı. Zira üzerinde çok seksi bir mini elbise vardı. Bacaklarını iki yana açıp vahşi edalarla yayını, enstrümanına sürttükçe Beyaz Show kameramanları kızın bacaklarına zoom üstüne zoom yaptılar. Ana Rucner, Vivaldi'nin 'Dört Mevsim'ini bir de tekno ritmler üzerine inşa edince, stüdyodakiler hepten coştu... Tabii ki kimse Beyaz'dan bir oda orkestrasını stüdyoya getirip üç saat boyunca en ağır eserleri icra ettirmesini beklemiyor. Doğal olarak, görsel açıdan en cazip, Beyaz Show'a ilgi duyan gençlerin kulak zevkine en yakın tınıları çıkartacak kişileri oraya getirecektir. Ama Ana'yı izlerken, bizim dünyaca ünlü çello sanatçılarımızın ne hissettiklerini de düşünmedim değil. Türkiye'nin en popüler gece şovuna konuk olmanın yolunun 'nerelerden' geçtiğini görüp derin derin iç çekmişlerdir herhalde. Ne bileyim, mesela 20'li yaşlarını sürerken, New York Senfoni ile ABD'de konser veren Efe Baltacıgil'in Beyaz Show'a konuk olması için daha kaç 10 yıl geçmesi gerekir? Ya da hangi operasyonlardan geçmesi... NOT: Sevgili Beyaz'ı, Lig TV'deki Pazartesi Gecesi Futbolu programında yaptığı müthiş yorumları için kutluyorum. Şansal Ağabey'in dediği gibi, birkaç programa daha çıksa, pek çok futbol yorumcusunun işini ellerinden alır.
