Polisiye, hem edebiyatın hem de sinema ve televizyonun vazgeçemediği konuların başında geliyor. Ekranlar da son zamanlarda polisiye yapımlar ile doldu. Köşemizin sürekli okurlarından Leyla Akçul da Kızım Nerede? ve Behzat Ç. dizilerini mercek altına almış: "Merhaba Yüksel Bey, Kızım Nerede dizisi ilgimi çekti ve izlemeye başladım. Kaçıncı bölümde bilmiyorum ama hâlâ aynı noktadalar. Her hafta birileri üzerinde şüpheler toplandı. İlk haftalar sürekli kuzenlere odaklanıldı. Sonra kızın babasının sevgilisine odaklandırıldı. O da geçti. Bu hafta da kız kardeşlerinin öğretmenine yönlendirildi. Haftalardır eldeki tek somut delil, kızın saklandığı evin bulunması. Peki bu zincirlemeler nereye kadar gidecek? Her hafta şüpheler birilerine odaklanıyor sonra da boş çıkıyor. (Yazarın notu: E ama dolu çıksa, dizi orada bitmeyecek mi?) Kız kayboluyor, polis okulda kız hakkında hiç araştırma yapmamış ki, kızın hasta olmadığı halde okuldan rapor aldığını dahi bilmiyorlar. Anne tesadüfen öğretmenden duyuyor. Artık somut bir şeyler bulunsun. Sıkmaya başladı. Geçen hafta da Suna son sürat gelen arabayla burun buruna geldi, bitti bölüm. Eğer çarparsa, birkaç hafta da onunla oyalarlar izleyiciyi... Bu şekilde ne kadar götürebilecekler diziyi merak ediyorum. Yerinde sayarak... Behzat Ç. ise tam tersi... Her olayı en ince ayıntıya kadar didikliyorlar. Herkes bir yerlere dağılıyor olaydan sonra. Her şeyi ve herkesi dinliyorlar ve olayı çözüyorlar. Her hafta beğenerek izliyorum. Eleştirilse de bence çok güzel. Konuşmalar sıradan, tipler sıra dışı (Behzat, Akbaba, Harun, Hayalet), dostluklar candan, polisiye, dram, komedi hepsi bir arada. Her ne kadar; her işlenen cinayete gece gündüz aynı savcı koşsa da, olay yerine her gelişinde ceset üzerinde hiç inceleme yapmasa da, her seferinde 'Ne olmuş?' diye sorsa da, her zaman Behzat'a dönüp 'Raporunu bekliyorum' dese de izlemeye değer bir dizi. Sevgiler. Kaleminize ve yüreğinize sağlık..."