Hanımın Çiftliği, sezonun en kaliteli, en özenli yapımlarından biri. Arşivleme, belgeleme, biriktirme alışkanlığı olmayan bir ülkede dönem dizisi yapmanın zorluklarına daha önce bu sütunlarda çokça değinmiştim. Bu nedenle "Hanımın Çiftliği" nin başarısı iki kat değerli. Dizi; uyarlama, oyunculuk performansları ve teknik altyapısı ile olduğu kadar, özenle hazırlanmış kostümleriyle de büyük takdir topluyor. Ancak bir "dönemi" betimlerken, kostüm ve aksesuvarlar tek başına yeterli olmaz. O dönemin "dilini" de tıpkı o döneme ait bir golf pantolon, geniş yakalı bir gömlek ya da 50'li yıllara ait bir otomobil gibi "gerçeklik hissini pekiştirmek için" kullanmak zorundasınız. Oysa, okurumuz Altan Palabıyıkoğlu'nun da tespit ettiği gibi, Güllü şöyle diyordu son bölümde: "Aldığın YANIT seni tatmin etti mi?" Malum, "Yanıt" kelimesini 80'li yıllarda merhum Başbakan Bülent Ecevit'in konuşmalarıyla tanımıştık. Demek ki neymiş? Dönem dizilerinde kostümlerle beraber, dili de "eskitmek" gerekiyormuş.