Canım Ailem yine müthiş tempolu, esprili, sımsıcak bir bölümle atv ekranlarındaydı. Hele Samim ile Dede'nin aynı otobüs içindeki köşe kapmaca oyunları değme gerilim filmlerini aratmadı. (Şehirlerarası otobüslerde tek kadın ve erkek yolcuların yan yana oturtulması vaki değildir ya, neyse) Her zaman olduğu gibi Samim (Uğur Yücel) ile Meliha'nın (Şebnem Bozoklu) karşı karşıya geldiği sahnelerdeki "oyunculuk düeti" resitale dönüştü. Sevdalarını zamanın kurgusuna bir türlü uyduramamış "rötarlı aşıkların" tüm genel karakteristiğini yansıtıyorlar. Konuşmadan, birbirlerine gözle, kirpikle nasıl cilve yaptıklarını fark ediyor musunuz? Hani müthiş oyunculuk yeteneklerini bilmesem, gerçekten de birbirlerine ilgi duyduklarını sanacağım. O kadar inandırıcılar... Bu arada dizideki dört çiftin, dördünün de "mürüvvet hasreti" süreceğe benziyor. Siz bakmayın, nikah dairesi eşiğindeki hallerine... Eğer Esra Erol, çiftlerin durumlarına el koymazsa, bu hasretlik devam edecek gibi... E zaten bu aşk dedikleri de "kavuşamamanın" tekil hali değil mi? Hem "Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine" sahnesinden sonra dizide izleyecek ne kalır ki?.. Öyleyse, devam hasretliğe...