Yemekteyiz, yeni yayın dönemine yine
"fırtına" gibi girdi. Bu kez yarışmaya dinamizm ve heyecan katan,
"Gurme" lakaplı Serkan adlı yarışmacıydı.
Serkan'ın
"sinir bozucu" titizliği tüm yarışmacıların başına bela oldu. Örneğin, geçen gün masaya dilimlenmiş olarak getirilen üstü azıcık kararmış limonlara bakıp,
"Ayy, midem çok fena bulandı. Ne bu böyle" filan dedi. Bir başkası,
"Bu ne iğrenç görüntü? Hiç olmazsa çekirdeklerini ayıklasaydı, ıyyy" diye tepki gösterdi. Yahu,
Allah'ın limonundan ne istersiniz? Limon bu, tabii ki yüzünüzü de ekşitecek, ağzınızı da sulandıracak. Eh üremek için tabii ki çekirdeğe de ihtiyacı olacak. Serkan'ın eleştirileri bununla da bitmedi. Masadaki çiziği fark edip, üzerinde temiz, bembeyaz bir örtü olmasına rağmen,
"Ben bu masada yemek yiyemem" diye tepki gösterdi. Bardakların, çatalların intizamını adeta cetvelle ölçtü. Küçük hataları fark edince,
"Benim ailem gurme, ben çizik masada yemek yiyemem" dedi. Ev sahibinin bu durumu ti'ye almasına karşılık olarak da
"Benimle dalga geçtiler. Damak tadım gitti. Gurmeliğim kaçtı" diyerek, sofradan kalkmak istedi. Sonra da herkesi şaşkınlığa uğratacak şekilde
"Rander olmadan yemek yenmez. Shockped bile yok masada" dedi. Neyse ki rander ve shockped'in ne olduğunu bilen birkaç kişi vardı da, izleyici meraktan kurtuldu. (Rander; masayı karşılıklı bölen ince örtü. Shockped; tabakların altına konulan bir Amerikan servis türü) Ev sahibi kadıncağız ise
"Vallahi rander'in ne olduğunu bilmiyorum. Bilsem, alırdım" diyerek, alaycı bir edayla kıkırdadı. Sevgili gurme kardeşime bir hatırlatma: Önce, yemek masasına dirsek konulmayacağını, elde bıçak varken, el-kol jestleriyle konuşulmayacağını öğren, gerisi kusur kalsın!.. (Geçen yıl eleştiri yapacak malzeme bulmakta güçlük çeken "Yemekteyiz" yarışmacılarına yardımcı olmak için "kusur listesi" yayınlamıştım. İhtiyaç duyanlar, gazetemizin elektronik arşivinden tekrar bir göz atabilirler.)