Gazinoların birbiri ardına kapanmaları, eski gazino patronlarının vefatı ya da işkolu değiştirmeleri nedeniyle
"assolistlik" de tıpkı
"hallaçlık" ya da
"kalaycılık" gibi tarihe karışmak üzere olan meslekler arasına katıldı. Son 10 yıl içinde şov dünyasına hiçbir
"assolist" katılmadı. Ben en son
Pınar Eliçe'yi hatırlıyorum. Ancak
Popstar Alaturka'nın yeni sezondaki ilk akşamından beri
"kendi assolistimi" dinlemenin keyfini yaşıyorum. Adı
Özlem... Onu şimdilik hiçbir gazino patronu assolist olarak sahneye sürmedi, kimse önüne bir sözleşme uzatmadı. O şimdilik sadece
"benim" assolistim. Sesi öyle dört oktav filan değil. Piyasaya çıkmış bir albümü filan da yok Ama sahnesi muazzam. Güftenin her hecesini teatral olarak sahnede canlandırma becerisine sahip. Şarkıya göre giyiniyor, kuşanıyor, makyaj yaptırıyor. Duygusal melodide bir hüzün kraliçesi, neşeli şarkılarda sahnenin her santimetrekaresine konan bir kelebek gibi... Geçen hafta yazdım. Bu hafta daha büyük bir iddia ile tekrarlıyorum.
"Şarkıcı" geçinenlerin bu kızdan öğreneceği çok şey var. Yarışmaya gelince: Geçen hafta
Bülent Ersoy ile
Gülben Ergen arasında kopan fırtına nedeniyle adeta jüri üyeleri arasına görünmez mendirekler konulmuştu. Kimse birbiriyle ilgilenmedi, diyalog kurmadı. Jüri üyelerinin yarışmayı sürüklemesine alışkın seyirci bu nedenle tatmin olmadı. Halk oyunun yüzde 50'den yüzde 20'ye indirilmesi ise
"zorunluluk" tu. Zira yarışmayı
"Belediyestar" olmaktan kurtarmanın başka yolu kalmamıştı. En ilginç kostümün sahibi her zaman olduğu gibi yine
Bülent Ersoy'du. Saçına iliştirdiği teller nedeniyle onu
Mısır'ın
Güneş Tanrısı'na benzettiler. Ama bence kostümü daha ziyade
"Çanak anteni" çağrıştırıyordu. Programın başında sahneye 10 dakika geç gelmesinin sebebi ise kapı detektörüne takılması olabilirdi!..
Ersoy yerine oturduğunda görüntünün altında
"Naşit Avize" logosunun yer alması ise büyük talihsizlikti!.. Geçen hafta bağlama virtüözü Erdal Beyazgül'ü izleyici ile buluşturan
Osmantan Erkır'ın bu haftaki sürprizi ise
"Doğa İçin Çal" grubunun enfes klibiydi. Aralarında
Cem Karaca'nın oğlu
Emrah ve
Erol Evgin'in oğlu
Murat'ın da bulunduğu 45 genç şarkıcının seslendirdiği muhteşem
Karadeniz türküsü, ılık ılık gönüllerimize aktı. Eminim bu çalışmayı önümüzdeki günlerde çok daha sıkça televizyon ekranlarında göreceğiz. (Klibi agactan.com'da izleyebilirsiniz)